
Geçtiğimiz günlerde HalkTV sunucusu gazeteci Ayşenur Arslan’ın skandallarına bir yenisini ekleyerek, Kıbrıs Türk halkının Kuvayı Milliye’si ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin en güçlü temel harcı Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) hakkında aşağılayıcı, küçük düşürücü, hadsiz, edepsiz, Yunan ve Rumları sevince boğan sözlerine Kıbrıs Türk Kültür Derneği tarafından sert tepki gösterildi. Açıklamada, “Tarihi gerçekler ışığında, TMT’nin Türk Halkının varoluş mücadelesindeki ve milli davamız Kıbrıs’ın varlığı temelindeki disiplinli, güçlü savaşımına karşı gazeteci Ayşenur Arslan’ın TMT’yi aşağılayan çok ağır amaçlı sözlerini kabul etmemiz mümkün değildir. En ağır şekilde kınıyoruz ve protesto ediyoruz” denildi.
Kıbrıs Türk Kültür Derneği Genel Merkezince yapılan açıklamada, geçtiğimiz günlerde HalkTV sunucusu gazeteci Ayşenur Arslan’ın skandallarına bir yenisini ekleyerek, Kıbrıs Türk halkının Kuvayı Milliye’si ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin en güçlü temel harcı Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) hakkında aşağılayıcı, küçük düşürücü, hadsiz, edepsiz, Yunan ve Rumları sevince boğan sözlerine sert tepki gösterildi. Açıklamada, “Tarihi gerçekler ışığında, TMT’nin Türk Halkının varoluş mücadelesindeki ve milli davamız Kıbrıs’ın varlığı temelindeki disiplinli, güçlü savaşımına karşı gazeteci Ayşenur Arslan’ın TMT’yi aşağılayan çok ağır amaçlı sözlerini kabul etmemiz mümkün değildir. En ağır şekilde kınıyoruz ve protesto ediyoruz” denildi.
Açıklamada şu görüşlere yer verildi:

KIBRIS TÜRK HALKININ VAROLUŞ MÜCADELESİ VE TARİHİ GERÇEKLER AMAÇLI HAKARETLERLE GÖLGELENEMEZ Kıbrıs Türk Halkı, Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs Adası’nı Yunanistan’a ilhak etme (ENOSİS) mücadelesine karşı başlattığı Varoluş Savaşımı ve direniş sürecinde topraklarını vatan yapma kararlılığından hiçbir şekilde geri adım atmamış ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletinin kuruluşu ile vatanını, egemen, bağımsız ve özgür geleceğini güvence altına almıştır. Bu gerçeği sağlayan temel oluşumların başında Kıbrıs Türk Halkı’nın genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle bir bütün halinde Öncü ve Kurucu liderleri Dr. Küçük ve Denktaş’ın öncülüğünde Türk Mukavemet Teşkilatı’nın (TMT’nin) kurulmuş olmasıdır. TMT tamamen Kıbrıslı Türk Mücahitlerinden oluşturulmuş ve Türk subayları tarafından yönetilmiştir. TMT Türk devleti tarafından örgütlendirilen silahlı gizli bir yeraltı örgütüdür. TMT Yunanistan tarafından kurulan EOKA terör örgütünün Türk halkını “İMHA” ederek Kıbrıs Adası’nı Yunanistan’a ilhak etme, yani bir Yunan adası haline getirme hedefini ve Türklerin katliamını önlenmek amacıyla kurulan bir MUKAVEMET örgütüdür. TMT Mücahitleri bu örgüte girerken, Türk Bayrağı ve Kuran’a el basarak: “Kıbrıs Türk’ünün yaşayış ve Hürriyet’ine, malına, her türlü ananesine ve mukaddesatına, her nerede ve kimden olursa olsun vaki olacak tecavüzlere karşı koymak için, kendimi YÜCE TÜRK ULUSU’na ADADIM. Gördüğüm, duyduğum ve hissettiklerimi ve bana emanet edilenleri hiç kimseye ifşa etmeyeceğime, ifşaatın ihanet sayılacağına ve cezasının ölüm olduğuna, verilecek cezayı seve seve kabul edeceğime namusum ve şerefim üzerine AND İÇERİM” yeminini yaparak varoluş mücadelesindeki görevlerine başlıyorlardı. TMT’nin efsanevi örgütlenmesi, disiplini ve özverilerle dolu mücadelesi olmasaydı EOKA, AKRİTAS, İFESTOS soykırım terör örgütlerinin Türk halkını imha ve soykırım planları hedeflerine ulaşacak, Kıbrıs’taki Türkler yok edilecek, Türkiye’nin jeopolitik, stratejik, milli çıkarlarının tamamı ciddi şekilde etkilenecekti. Akritas Soykırım Planı’nın uygulamaya koyulduğu 21 Aralık 1963 tarihinde TMT’nin direnişi olmasıydı bugün Kıbrıs Türk varlığı yok edilmiş, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki çıkarları zaafa uğratılmış, Mavi Vatan doktrininin Doğu Akdeniz niteliği çok büyük ölçüde zayıflatılmış olacaktı. Hatta sözü bile edilemeyecekti. Tarihi gerçekler ışığında, TMT’nin Türk Halkının varoluş mücadelesindeki ve milli davamız Kıbrıs’ın varlığı temelindeki disiplinli, güçlü savaşımına karşı gazeteci Ayşenur Arslan’ın TMT’yi aşağılayan çok ağır amaçlı sözlerini kabul etmemiz mümkün değildir. En ağır şekilde kınıyoruz ve protesto ediyoruz. Çünkü gerçek dışı amaçlı suçlamaları öncelikle Kıbrıs Türk halkına ve varoluş mücadelesine ağır bir hakarettir. Ayrıca Türk milletine, Türkiye Cumhuriyeti devletine, Türk Silahlı Kuvvetlerine çok ciddi hoş görülemez bir hakarettir. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ve Milli Davamıza karşıt olanların istismar edecekleri bir öze sahiptir. Rum/Yunan tarafının Ayşenur Arslan’ın sözlerinden çok mutlu olduklarını ve alkışladıklarını bilmekte yarar vardır. Türk Mukavemet Teşkilatı hakkında sarf edilmiş “illegal, suikastçı” ifadeleri, kabul edilemez hakaret ve aşağılayıcı sözler olması yanında EOKA’cılar, soykırımcı Akritas’cılar ve Rum-Yunan tarafınca Türkler aleyhine savundukları tezlerde kullanılacaktır. Kıbrıs Türk halkı, varoluş mücadelesini Atatürk ilke ve devrimlerinden ve İstiklal Savaşı ruhundan aldığı güçle verdi. Bunun için Türk Mukavemet Teşkilatı, Kıbrıs Türk halkının Kuvayı Milliye’si ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin en güçlü temel harcıdır. KIBRIS TÜRK KÜLTÜR DERNEĞİ |
- AK Parti Hükümeti Çayırhan işçilerini kandıramadı
- İŞKUR gençlik Programı
- DENEME- Suriye meselesi- Suriye’de gerçekte ne oldu?
- “Dijital dünya çocukları ‘ev genci’ yapıyor”
- ‘İŞKUR Gençlik Programı’ protokolü imzalandı
- Turistik tarihi Likya Yolu ranta kurban edilme tehlikesi devam ediyor
- Gazze, Gazzelilerindir
- Şeytanı kıskandıracak oyun: Motosiklet Kazası İhbarının Enteresan Sonu