Mahkeme, Vatan Savunmasını suç olarak gördü

Önceki gün İzmir’de ABD savaş gemisinden çıkan Amerikan askerinin başına çuval geçiren, diğer bir Amerikan askerini “help”, “help” diye bağırttıran Vatan Partisi Öncü gençlik ve TGB üyesi gençlerden onunun çıkarıldıkları mahkemece tutuklanması Çuval olayını yeniden gündem yaptı.

Tarihi bir olay haline gelen Çuval olayı, 21 yıllık uzun bir zaman dilimini kapsamaktadır.

ABD Başkanı George W. Bush ve yardımcısı Dick Cheney, ekibini Amerikan Girişim Enstitüsü içinden seçerek oluşturdu. Ve Şahinler (Neoconlar) adıyla ABD Savunma Bakanlığı’na atadı. İlk kararları Irak’ın işgali oldu. Dönemin Türk hükümetinden (AKP Hükümeti’den) Irak işgaline yönelik bazı taleplerde bulunuldu. Bu taleplere göre 62 bin yabancı asker altı ay süreyle Türkiye’de konuşlanacaktı. Amerikan askerleri Irak’a serbestçe geçebilecekti. Adana İncirlik Hava Üssü, Amerikan keşif ve ağır bombardıman uçaklarına (255 uçak ve 65 helikoptere) açılacaktı.

Hükümet bu talepleri tam adı “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması için Hükûmet’e yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi” olan “1 Mart Teskeresi”ni 25 Şubat 2003 tarihinde TBMM’nin onayına sundu. Ancak teskere, o zamanlar İşçi Partisi adıyla faaliyet gösteren Vatan Partisi’nin yoğun mücadeleleri sonucu oluşan kamuoyu zemininde bir kısım vatansever AKP milletvekili ve Baykal önderliğindeki CHP’li vekillerin oylarıyla (250 hayır, 264 evet, 19 çekimser oy verilmesi sonucu) 267 salt çoğunluk sağlanamayınca Meclis’ten geçmedi. Başbakan Erdoğan, oylama öncesi yaptığı konuşmada “teskereye ret oyu verirseniz Doğu Perinçek’i desteklemiş olacaksınız” demişti. Teskere kabul edilseydi, İskenderun’dan Silopi’ye kadar olan Güneydoğu sınır topraklarımıza 60 bin Amerikan askeri konuşlanacak, resmen işgal altına düşmüş olacaktık.

ABD hem öfkeli hem de derin bir hayal kırıklığı içine düştü.

Başbakan Erdoğan ikinci bir tezkere hamlesi yaptı. 1 Mart Tezkeresi’ni, “Yabancı askerlerin Türkiye’de konuşlanması ve geçişi” ibaresi yerine “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’a gönderilmesi ve yabancı hava güçlerine Türk hava sahasının açılması” ifadesi yerleştirerek “sınırlı tezkere” şeklinde revize ederek 19 Mart 2003 günü Meclis’in onayına sundu. 202 hayır oyuna karşı 332 evet oyuyla kabul edildi.

Ancak Meclis’te revize tezkerenin kabul edilmesinden az önce Irak’ta ABD işgali başlamıştı. İlk tezkereyle 15 binden fazla piyade askerini kuzeyden Irak’a sokmayı planlayan ABD, 173. Hava İndirme Tugayı’ndan birkaç bin paraşütçü askeri indirmekle yetindi.

1 Mart Tezkeresi ile hedeflere ulaşılamaması ABD’ye pahalıya maloldu.

Direnişin uzaması ABD Hazinesi’ne 3 trilyon dolara patladı.

Amerikan doları çok büyük değer kaybına uğradı.

Petrol fiyatları kısa zamanda 20 dolardan 100 dolara fırladı.

Başkan Buş’un partisi 2006 Meclis ve Senato seçimlerini kaybetti.

ABD Savunma Bakanlığı’na Robert Gates getirildi.

Ve Neoconlar tasfiyeye uğradı.

ABD derin devleti 1 Mart Teskeresi yenilgisini ve ABD’ye maliyetini unutmadı.

PEŞMERGE OPERASYONU: TÜRKMEN VE

ARAP TAPU VE NÜFUS KAYITLARININ YOK EDİLİŞİ

20 Mart’ı müteakiben ilk aylarda Kerkük ve Musul kentleri başta olmak üzere bölgede, işgal güçlerinin yardımıyla peşmergeler derin işlerin peşinde koşuyorlardı. Bölgenin demografik yapısını değiştirme operasyonu başlatıldı. Peşmerge güçleri, işgal güçlerinin desteğinde bölgenin otokton halkı olan Türkmen ve Araplara ait kayıtlar ortadan kaldırıyor; tapu ve nüfus daireleri yakılıp yıkılıyordu.  

Bahar aylarında cereyan eden bu peşmerge operasyonlarının arkasından 4 Temmuz 2003 tarihinde Çuval olayı, Süleymaniye Hadisesi denilen olay cereyan etti.

SÜLEYMANİYE’DEKİ MEHMETÇİKKARARGAHINA BASKIN

Kuzey Irak’ta Süleymaniye kentinde 4 Temmuz 2003 öğle saatleri… 173. Hava İndirme Tugayı’na bağlı 150’ye yakın ABD askeri, Peşmergelerle birlikte Türk Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı binbaşı dahil üç subay ve sekiz astsubayın bulunduğu karargâha sis bombaları atarak saldırdı. Gerekçe, “bir ÖKK askerinin, Kerkük Valisi Abdul Rahman Mustafa’ya suikast planında yer aldığı iddiası”ydı. Ama karşı iddiaya göre, Amerikan askerlerini ÖKK karargahına baskın düzenlemeye iten esas etken, Türkmenlere ait tapu kayıtlarını yok edilmeden önce ele geçiren ve kopyalayan Türk askerleri bu belgeleri karargâhta saklıyorlardı. Karargâha bu tapu-nüfus kayıtlarının kopyalarını ele geçirmek için gelmişlerdi. Beraberlerinde Peşmergelerle birlikte Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB’nin) lideri -daha sonra Irak Cumhurbaşkanı olacak- Celal Talabani’nin oğlu Bafel Talabani de vardı. Talabani, baskını videoya alıyordu.

ÖZKÖK. “MUKAVEMENT ETMESİNLER!”

Binbaşı savunma yapamadan teslim oldu. Çünkü Hilmi Özkök Genelkurmayından “mukavemet etmesinler” emri gelmişti. Binbaşıyla birlikte üç subay ve sekiz astsubay kelepçelendi. Başlarına çuval geçirildi. Askeri cemselerle Kerkük Havaalanına götürüldü. 60 saat orada tutularak sorguya çekildi.

11 asker ABD ile Türkiye arasında 60 saatlik bir diplomatik gerilim süreci sonunda serbest bırakıldı.

Çuval olayı, Türk milletinin vicdanında derin bir yara açtı. Millet nezdinde ve Hilmi Özkök gibi devlet katında bu saldırıyı sineye çekenler bulunmakla beraber, Türkiye halkının tamamının gururunu rencide etti. Etmeyenlerin miktarı “milletin tamamı sözü”nü etkilemeyecek derecede keçiboynuzundaki şeker misali azdır.

HESABININ SORULMAYIŞI, MİLLİ VİCDANI YARALAYAN BİR DURUMDUR

İşte İzmir’deki çuval olayının perde arkası bu sürece dayanmakta, Vatan Partisi Öncü Gençlik ve TGB gençlerinin beynini ateşleyen vatanseverlik duyguları böyle bir süreçten kaynaklanmaktadır.

Süleymaniye’deki çuval olayı Türk milleti için utanılacak bir olaydır. Milletin vicdanını derinden yaralamıştır. Tarihin derinliklerinden gelen ve “hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” ruhunu yaralayan bir olaydır. Hele direnilmeden teslim olmak zorunda kalınmışlık milli vicdanı rencide eden bir durumdur. İzmir’de Türk gençliği yedinci kez çuval geçirdi Amerikan askerinin kafasına. Zaman zaman bu olayın cereyan edip durması, hesabının sorulmamış olmasının milletin vicdanında yarattığı isyandan dolayıdır.

VATAN SAVUNMASININ ÜSTÜNDE BİR HUKUK KURALI YOKTUR

İzmir’deki Amerikan askerinin başına çuval geçiren on bir gencimizin tutuklanması, hukuki değil siyasi bir karardır. Mahkemenin bağımsızlığını, hâkimin bağımsız vicdanını kaybettiğinin, siyasi iktidarın vesayeti altına girdiğinin bir işareti, hükümetin denge siyasetinin ABD’ye selam çakmasının bir sonucudur.

Tutuklanan gençler derhal ve behemehâl serbest bırakılmalıdır.

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.