
Hedef muhtemel silah bırakma süreci
Katiller aramızda edebiyatına dikkat!
Önceki akşam Ulusal Kanal’da Çıkış Yolu programında Özel’e yumruk atan şahıs üzerinden yürütülen ‘Katiller aramızda dolaşıyor.’ söylemini değerlendiren Vatan Partisi Lideri Dr. Doğu Perinçek, ‘Bu şahıs serbest kalmamış, cezasını çekip afla çıkmış. Af, kanunumuzda olan bir haktır. Affa karşı çıkmak PKK’nın silah bırakma sürecine karşı tavırdır.’ dedi
VATAN Partisi Lideri Dr. Doğu Perinçek şöyle konuştu: “Sayın Özel’e atılan yumruk, PKK’nın fesih sürecine atılmıştır. ‘Caniler aramızda dolaşıyor.’ kampanyası başlatıldı. Oysa, cezasını çekmiş. Meşruten tahliye, cezaevinde tekrar suç işlemeyen herkes için uygulanır. Buradan anlaşılıyor ki, Özel’e atılan yumruk aslında silahı bırakan PKK mensuplarının affı ihtimaline karşı kamuoyu yaratmak için atılmıştır.” | PERİNÇEK, silah bırakan PKK’lılara yönelik hukuki sürecin nasıl yürütüleceğiyle ilgili de şunları söyledi: “Cesur ve kararlı tavırlara ihtiyaç var. ‘İnfaz yasasıyla çözelim.’ deniyor. Yargılayacaksın, istinaf, Yargıtay süreçleri olacak… Bu, ‘Sorunu halletmeyelim’ demek. Etkin pişmanlık yasası da çözmez. Stratejik hedefi Abdullah Öcalan çağrısında açıklıyor. Diyor ki, ‘Biz, devletle ve toplumla bütünleşeceğiz.’ Bunu bir af kanunun merkezine oturtmak gerekir.” | ATATÜRK’ÜN KANUNLARI PERİNÇEK, Koçgiri İsyanı’ndan sonra Atatürk’ün tavrını da anlattı: “Koçgiri İsyanı’ndan sonra Mustafa Kemal Paşa isyancıların affedilmesi teklifini Meclis’e getiriyor. O günlerde iki tane af kanunu çıkıyor. Gerekçelerinde ülkenin birliğini sağlamak ve iç cepheyi tahkim etmek, ülkenin bağımsızlığını sağlamak var.” |
Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Özgür Özel’e yönelik saldırının ardından başlayan af tartışmalarını değerlendirdi. Perinçek, “‘Caniler aramızda dolaşıyor.’ söylemi, af kanuna karşı söylemdir. Özgür Özel’e atılan yumruk aslında Türkiye’de bir af ihtimaline karşı yani PKK mensuplarının, silah bırakanların affedilmesi ihtimaline karşı bir kamuoyu yaratma girişimdir.” diye konuştu.
Önceki akşam Ulusal Kanal’da Çıkış Yolu programında gündemi değerlendiren Doğu Perinçek, PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesinin, Türkiye’nin Milli Demokratik Devrim’e giden süreci açısından önemli olduğunu vurguladı.
Abdullah Öcalan’ın çağrısında stratejik bir hedefe işaret ettiğini ifade eden Perinçek, şu vurguları yaptı:
‘BABASI VE AMCASI VATAN PARTİSİ’NE YAKINDI’
“Sayın Sırrı Sıraya Önder’in kaybı Türkiye’nin kaybı oldu. Çünkü çok önemli bir süreçte tarihi bir görev yapıyordu. Tarihi bir sorumluluk üstlenmişti. Tarihi bir sorumluluğun altına girmişti. Onu başarıyla yürütüyordu.
“Bizi de ziyaret etti. Vatan Partisi’nin İstanbul İl Başkanlığı’na sözleştiğimiz saatten 40 dakika önce geldi. 15.00’te gelecekti, 14.20’de geldi. Son derece keyifli. İlk başta kendi ailesinin, babası ve amcası Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) geleneğinde, Fakir Baykurt’un ekibindeydi. Bize onu anlattı. Her ikisi de bizim Aydınlık Hareketi’yle, Vatan Partisi’yle iyi ilişkileri olan şahsiyetler.
“Sonra Öcalan’ın sözünden bahsetti. ‘Öcalan bana ve Pervin Buldan’a, ‘Sizi İsrail ve Amerika öldürebilir. Onların hedefisiniz. Çünkü bu süreç Amerika ve İsrail’e karşı, onun planlarını bozan bir süreç.’ dedi
‘SİLAH BIRAKMA SÜRECİ CEPHELEŞMEYİ BELİRLİYOR’
“PKK’nın silah bırakması Türkiye’deki ve bölgedeki cepheleşmeyi belirliyor. Türkiye’deki cepheler şu: PKK’nın silah bırakmasını isteyen ve buna uygun tavırlar alan, pratik yürüten güçler ile PKK’nın silah bırakmasını, kendini feshetmesini istemeyen, Amerika-İsrail bağlantılı güçler.
“Burada da iki grup çok göze çarpıyor. Biri bu sahte milliyetçiler yani Zafer Partisi’nin tepesinde bulunan ve İYİ Parti’de kısmen tepede bulunan unsurlar. Bunlar, bu sahte milliyetçiler ve Gladyo artıkları, Amerika ve İsrail ilişkileri tarihsel olanlar. Aynı şey sahte solcular için de geçerli. Onlar da Gladyo artığı. Bunlar Amerika ve İsrail’le birlikte bu süreci baltalamaya çalışıyorlar. Bu da safları belirliyor. Ama burada cesur olan tavır Abdullah Öcalan’ın tavrı.
“Öcalan, Barış ve Demokratik Toplum çağrısında PKK’nın silah bırakması ve kendini feshetmesini devletle ve toplumla bütünleşme amacıyla yapacağız diyor. Burada Türk devriminin tamamlanmasına ilişkin stratejik bir tavır var. Basit bir silah bırakma değil.
ÖCALAN’IN ÇAĞRISI DEVRİMCİ ÇAĞRI
“Atatürk, el yazısı ile Medeni Bilgiler kitabında millet tanımı yapıyor. ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, Türkiye halkına Türk Milleti denir.’ diyor. Türk halkı demiyor, Türkiye halkı diyor. Bu çok önemli. Çünkü o coğrafyanın üzerinde yaşayan bütün çeşitli etnik köklerden, gruplardan falan herkesi kucaklayan bir tanım bu. Ama o kucaklama ve kaynaşma da devrim sürecinde oluyor. Abdullah Öcalan’ın çağrısındaki devletle ve toplumla bütünleşme çağrısı, devrimci bir çağrısı.”
‘CANİLER ARAMIZDA DOLAŞIYOR’ EDEBİYATI
Perinçek, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e atılan yumruğun ardından başlayan “Katiller aramızda” söylemlerini de değerlendirdi. Saldırganın yıllar önce af kanunundan yararlanarak cezaevinden çıkmasının toplumda af aleyhtarı kampanyaya dönüştüğünü belirten Perinçek, şunları kaydetti:
“Sayın Özgür Özel’e atılan yumruk, PKK’nın silah bırakmasına, PKK’nın kendini feshetmesine atılan bir yumruktur. Ama televizyonlar, gazeteler özellikle yumruğu atan şahsın kişiliğinden, iki çocuğunu katletmesinden, öldürmesinden bahsetti. Ve bir kampanya başladı. ‘Caniler aramızda dolaşıyor. Bu adam bırakılmış.’ diyorlar.
“Adamın bırakıldığı falan yok. Adam cezasını çekmiş. Meşruten tahliye olmuş. Hukuktan anlamayan insanlar televizyonlarda konuşup duruyor. Meşruten tahliye, infaz kanunumuzdaki bir hükümdür. Herkese uygulanan bir hüküm. Cezaevinde tekrar suç işlemeyen herkes için meşruten tahliye söz konusu. Onun için ‘Yatarı ne?’ diye sormaz mıyız?
“Oradan anladık ki meğerse Sayın Özgür Özel’e atılan yumruk aslında Türkiye’de bir af ihtimaline karşı yani PKK mensuplarının, silah bırakanların affedilmesi ihtimaline karşı bir kamuoyu yaratılıyormuş. Anlaşılıyor ki o adam seçilmiş bir adam. Yani sıradan bir adam değil. ‘Bir tane çakalı buldular, o yumruğu attı.’ değil. Çocuklarını katletmiş, özel seçilmiş bir adam.”
SİLAH BIRAKANLARA NE OLACAK?
Doğu Perinçek, PKK’nın silah bırakıp kendini feshettikten sonra PKK’lılara yönelik hukuki sürecin nasıl yürütüleceğiyle ilgili de şunları söyledi:
“Bu silahı bırakan insanlar, örgütle bağı sona ermiş insanlar olmayacak mı? Toplandı, kendini feshetme ve silah bırakma kararını aldı. Silah bırakanlar ne olacak? Kasap mı bakkal mı manav mı olacak? Hapishaneye mi atılacak? Kurşuna mı dizilecek? Türk Devleti’nin bunu çözmesi lazım. Burada da cesur ve kararlı tavırlara ihtiyaç var.
“‘İnfaz yasasıyla çözelim.’ deniyor. İnfaz yasasıyla çözemezsin. Çünkü infaz hükmün infazıdır. Diyelim 10-15 bin insan geldi, silahı bıraktı, teslim oldu. O 10-15 bin insanı yargılayacaksın, İstinaf Mahkemesi’ne gidecek, Yargıtay’a gidecek, şu olacak, bu olacak. Zaten 15 bin insanı yargılayacak Türkiye’nin ağır ceza kapasitesi yok. Hükümler vereceksin, o hükümler kesinleşecek ki infazı olsun.
“Dolayısıyla bu sorunu infaz yoluyla hallederim demek, ‘Halletmeyelim.’ demek. Etkin pişmanlık yasası da çözmez. Çünkü etkin pişmanlık da infazda uygulanan bir indirime sebep oluyor. Dolayısıyla önce hükmün verilmesi gerekiyor.
“Ama bu iş öyle olmaz. Başarıyı hedefleyen bir şey değil. Burada stratejik hedefi Abdullah Öcalan çağrısında açıklıyor. Diyor ki ‘Biz PKK kongresine, devletle ve toplumla bütünleşeceğiz. Bu çok önemli. Bunu da bir af kanunun merkezine oturtmak gerekir.
ATATÜRK’ÜN AF KANUNLARI

“Koçgiri İsyanı’ndan sonra Mustafa Kemal Paşa isyancıların affedilmesi teklifini Meclis’e getiriyor. O günlerde iki tane af kanunu çıkıyor. Bu kanunlarının gerekçeleri çok önemli. Gerekçelerin hepsinde ülkenin birliğini sağlamak ve iç cepheyi tahkim etmek, kuvvetlendirmek ve ülkenin bağımsızlığını, düşmanı defederek sağlamak deniliyor.
“Sonuç itibariyle bunlar silahı bırakacak unsurlar, değil mi? Af kanununa karşı çıkmak, intikamcı, geçmişin içinde kalan, geleceğe bakmayan, terörsüz Türkiye hedefi falan kafasında bunlar olmayan sıradan insanların tavrıdır. Tarih öncü tavırlarla yapılıyor.
“Fatih Sultan Mehmet sıradan bir tavırla İstanbul’u almadı. Cengiz Han da sıradan değildi, Kültigin de Bilge Kağan da Osman Gazi de Orhan Gazi de Hz. Muhammed de…”
SÖZDE SOYKIRIM ANITI ABD VE İSRAİL’İN TERTİBİ

Perinçek, Almanya’nın başkenti Berlin’de açılan sözde Dersim soykırım anıtıyla ilgili de şu değerlendirmelerde bulundu: “Kışkırtıcılar sahneye itiliyor. Berlin’de birdenbire Dersim Cemiyeti falan gibi birtakım kuruluşlar Dersim soykırım anıtı açıyor. Türkiye’de tam da PKK silah bırakacak, kendini feshedecek. Birdenbire Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kürtlere soykırım yaptı diyenler ortaya çıkıyor. “Bu da kanımca, doğrudan doğruya
ABD ve İsrail’in bir tertibi. Çünkü Dersim’de soykırım yapıldı dendiği an, PKK’nın silah bırakma sürecine bombayı atmış oluyorlar. Bu bir anıt değil, bir dinamit.
“Vatan Partisi Almanya Teşkilatı bu konuda girişimde bulunuyor. Bu taşın, Türkiye’ye, kardeşliğimize atılan taşın oradan kaldırılması için gerekli çalışmalara başlıyoruz.”

Doğu Perinçek, idamlarının yıl dönümünde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı da yayında andı. Perinçek, şunları ifade etti:
“Deniz Gezmiş bir gençlik lideriydi. Ama bir hesapsızlık da vardı. Türkiye, 1969-1970 yıllarında silahla devrim yapılacak bir yer değildi. Mustafa Kemal silaha sarıldı ama hakikaten arkasından düşmanı denize döktü. Doğru yerde sarıldı. Ama 1970 yılında silaha sarılmak çok büyük bir yanlış. Banka soymak büyük bir yanlış.
“Deniz Gezmiş Evet bunların farkındaydı. Deniz, 17 Mart’ta tutuklanıyor. Ankara Merkez Cezaevine konuyor. 8 gün sonra bana vekâletnameyi yolluyor avukatı olmam için. Yıldırım telgrafı gönderiyor, ‘Acele Gel’ yazıyor, iki kelime.
“Babasına yazdığı mektupta da ‘Kardeşim bilim adamı olsun.’ diyor. Bakın, doktor, hâkim, avukat, mühendis olsun değil. Bilim vurgusu çok önemli. Yani hesapsız, kitapsız işler yapmasın. Bilimi kendine rehber alsın. Deniz Gezmiş yaşadığı süreçten büyük ders çıkarttı.
“Deniz teorik bakımdan da çalışan, okuyan, Türkiye’de Milli Demokratik Devrimi ilk savunanlardandır. Bizimle birlikteydi.”
AYDINLIK