
Burdur Şeker Fabrikası’nın 63’ncü Pancar Alım Kampanyası törenle açıldı.
Burdur Şeker Fabrikasının 2017 – 2018 yılı Pancar Alım Kampanyasının açılış törenine Vali Şerif Yılmaz, Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, İl Jandarma Komutanı J. Albay Orhan Kılıç, İl Emniyet Müdürü Arif Çankal, siyasi parti temsilcileri, daire müdürleri, kitle örgütü, sendika ve oda temsilcileri ve fabrika çalışanları katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende Vali Yılmaz, Fabrika Müdürü Nurettin Örgül ve Şeker-İş Sendikası Burdur Şubesi Başkanı Mustafa Onay konuşma yaptılar.
Konuşmaların ardından fabrikaya ilk pancarı getiren Yassıgüme Köyünden çiftçi Mehmet Acar’a Vali Yılmaz tarafından hediyesi verildi. İlk pancarın teslimi öncesi kurban kesilerek dua yapıldı. Açılışın ardından çiftçi tarafından getirilen pancar tartılarak Şeker Fabrikası’na ilk pancar teslimi yapıldı ve 2017/ 2018 kampanya dönemi başlamış oldu.
Vali Şerif Yılmaz törende yaptığı konuşmasında, yeni kampanya döneminin fabrikaya, çalışanlara, üreticilere, çiftçilere hayırlı olmasını dileyerek, sezon sonunda 40 milyon lira alacak olan 2 bin 163 pancar üreticisinin yanında fabrikada çalışan bine yakın işçi olduğunu ifade etti. Nakliyecisi, üreticisi, besicisiyle beraber şeker sektörünün Burdur’un lokomotif sektörlerinden bir tanesi olduğunu belirten Vali Yılmaz, fabrikanın özelleştirilmesine de değindi. Vali Yılmaz şu görüşleri savundu:
“Özelleştirme süreciyle ilgili hususu iyi değerlendirmemiz lazım. Şeker tabana yayılmış ve tarım içerisinde çok geniş bir şekilde üretici kitlesini barındıran bir sektör. Sendika başkanımız dünyaya açılmamamız gerektiğini söyledi. Dünyaya açıldığımız anda şekerde rekabet etme şansımız kalmıyor. Maliyetleri hesapladığımız zaman bunun karşılığını ithalat ve ihracatta karşı karşıya kaldığımız sıkıntıyı herkes biliyor. Burada bizim bazı şeyleri düşünmemiz gerekiyor. Yıllarca özelleştirmeye karşı çıkıldı, devletin işletmeleri arpalık gibi kullanıldı, birilerine peşkeş çekildi ve zarar ettirildi. Ben devlet yöneticisi olarak ayakkabı işiyle ne işim var? Ayakkabı üreten sanayicimiz dünya kadar var ama ben ayakkabı üretmeye devam ettim. Bunu da zararını yaptık, kaliteyi yakalayamadık, yıllarca bu kamburu bütün millet çekti. Şekerde de iyi düşünmemiz lazım. Türkiye’de çok fazla şeker fabrikası kuruldu. Rakımı çok düşük olan yerlerde, örnek vereceğim Samsun Çarşamba’da şeker fabrikası şuan çalışmıyor. Demek ki yapılan yanlışlar var. Yanlışta ısrar etmenin de anlamı yok. O kadar tesisi kurmuşsunuz artı Çarşamba Ovasında üretilen pancarın şeker oranı en düşük yerlerden birisi. Pancarın yerine başka bir ürün yetiştirmek daha ekonomik, daha karlı olmasına rağmen ülkedeki yanlış siyasi tercihlerinde dolayı bu hale getirildik. Herkes gerçekleri rahatça söylesin. Karlı bir sektör varsa oraya yönelmemiz kimseyi rahatsız etmez.
“Bende bir çiftçi çocuğuyum, çiftçilerimizde bir alışkanlık var bunu değiştirmek çok zor. Mevcut gelenek neyse üretimde ne biliyorsak onu yapıyoruz. Pancarsa pancar diyoruz, buğdaysa buğday diyoruz. Bunun dışında yeni ürünlere geçmemiz çok zor. Görmeden inandığımız sadece Allah’tır. Geriye kalan bütün şeyleri görerek inanmayı istiyoruz. Önümüzdeki örnekleri görmek istiyoruz. Birisi yapıp para kazansın ondan sonra bütün şehir ona yöneliyor. Yoksa kimse yeni bir işe başlayıp risk almak istemiyor. Genel kültürümüzden kaynaklanan bu yapıdan dolayı şeker de dâhil olmak üzere tarımın diğer alanında bizim bazı hususları tekrar değerlendirmemiz gerekiyor. Biz Burdur’da nasıl kültür ırkı süt sığırcılığına geçmişsek yeni ürünlere de geçebiliriz. Türkiye’nin belki de bu açıdan en başarılı illerinden bir tanesiyiz. Buna Şeker Fabrikamız da destek oldu. Şeker Fabrikası olan diğer illerde böyle bir durum bizim kadar olmadı. Şeker fabrikası olan illerde kültür ırkı süt inekçiliği yapan veya besi yapan var mı? Bence yok. Bizim bu artılarımızı değerlendirmemiz lazım. Bu açıdan şekerle ilgili, tabi ilimiz açısından çok büyük katkısı var. Anadolu’nun çoğu yerinde sanayinin önünü açan bir kuruluştur Şeker Fabrikası. Bu tarıma dayalı olmasından dolayı. O dönem kritik öneme haiz bir sektördü. Bugün aynı şekilde devam ettiğini düşünmüyorum, yeniden değerlendirilmesi gerektiği düşünüyorum.
2017-2018 kampanya sezonumuzun hayırlı olmasını, üreticilerimize bol bereketli geçmesini, çalışan arkadaşlarımıza da kazasız belasız bir sezon diliyorum.”