Türklerin ünlü ordu kuruculuğu

Türkler, on binlerce yıl avcılık ve toplayıcılıkla geçindikleri, bir üretim fazlasının olmadığı, ancak karınlarını doyurabildikleri, kandaş-kardeşlik ilişkileri içinde yaşadıkları Ötüken ormanlarından çıkarak Karadeniz ve Hazar denizine kadar Orta ve Kuzey Asya bozkırlarının ilkel sınırsızlığına yayıldıkları dönemde MÖ 4. Bin yıllarda insanlık tarihinde bir ilk olarak atı evcilleştirmişler, at yetiştiriciliğinde devasa boyutlarda ilerlemişlerdi. At yetiştiriciliğine paralel olarak metalürji (metal işleme) alanında da üst düzeyde bir gelişmişlik göstermişlerdi.

Bu devrede ilkel toplum ilişkileri çözülmeye başlamış, toplum Kara bodun ve Ak bodun olarak ayrışmaya yüz tutmuş, çoban halk ile beyler şeklinde bölünmüştü.

Zenginlik için bir üretim fazlası oluşuyordu.

Böylece medeniyete adım atan Türk toplumu, boy konfederasyonları şeklinde devleşme yolunda hızla ilerliyordu.

Bu devreye Tarihte “Atlı Çoban Kültürü” diyoruz.

Sosyolojik olarak “askeri demokrasi” denmektedir.

Örneğin daha ileri dönemlerinde Kültigin Kağan’ın 4 bin attan oluşan sürüsü vardı. (1)

Öntürkler döneminden beri evcilleştirilmiş olan at, bin yıllar sonra Batı’ya geçmiştir.

Türkler, at yetiştiriciliğine paralel olarak metalürji (demir işleyiciliği ve zanaatkârlığı) alanında da gelişmişlerdi. Bu iki sektör –atlı çoban kültürüyle maden işleyiciliği- içiçedir, birbirlerini tetikleyen bir işlevselliğe sahiptir. Bu bakımdan bilim insanları, atlı çoban kültürüne dayanan Türklerin –bilimsel olarak “askeri demokrasi” denilen- kahramanlık çağlarının ayırdedici özelliğinin, kurulan devletin ve büyük orduların sevk ve idaresindeki yüksek becerileri olduğunda birleşir. Öyle ya, dönemindeki bütün ordulardan daha kalabalık orduları, Asya’nın bir ucundan diğer ucuna yürütebilmişlerdir. Bu ilerleyişin güzergâhını da genellikle ticaret yollarına hâkim olma ve kentlerin zenginliklerini kontrol etme ülküsü belirlemiştir. (*2)

Savaşta, ilk defa atı ve at arabasını kullanan Orta Asya Türkleridir. Üzengiyi, eyeri ve pantolonu ilk keşfeden Türklerdir. Atlı asker birliklerini ilk kuran Türklerdir. En sivri okları ve bunları en uzağa atan yayları üreten Türklerdir. Bu üstünlükler, dönemindekilerin tamamından daha kalabalık orduların örgütlenmesi becerisiyle birleşince önünde durulmaz ve karşı konulmaz bir kuvvet ortaya çıkmaktadır. (2)

Ama Orta Öğretim Tarih ders kitaplarında Orta Asya’dan göçler, Orta Asya’da kuraklık nedeniyle başlamıştır ve dört bir yana vuku bulmuştur. Burada bir kendiliğindencilik ve başıbozukluk mevcuttur.

Oysa Türklerde fetihler ve göçlerle ticaretin sıkı bir ilişkisi vardır.

Bu gerçeği bütün bilim insanlarının saptadığı kesindir.

Yani fetihler ve göçler, bir medenileşme hamlesidir. (3)

Öyle Avrupa Merkezci Tarih anlayışının propaganda ettiği gibi Orta Asya’daki kurulup dağılan bodun konfederasyonları ilkel kabile toplumu şartlarında yaşamıyorlardı. Çoktan o toplumun ilkel çerçevesini parçalayıp medeniyete sıçramışlardı.

Not: Gelecek haftaki konumuz, (Türklerde, “Kaplanlarla koyunların aynı kaptan su içtiği” Yeryüzü Hükümdarlığı Ülküsü) olacak.

 (1) Talat Tekin Orhon Yazıtları s. 40-41

(2) D. Perinçek, Og’dan Oğur’a, Devletin Oluşma Sürecinin Türkçedeki İzleri (s. 93)

(3) age, (s. 94)

Not: Okuyucularımızın görüşleri bizim mürşidimizdir. Eleştiri ve görüşlerinizi yazarsanız bu sayfada yayınlarız. fatih.ozcan53@gmail.com

Yazıyı orijinalinden okumak için pdf:

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.