Vatan Partisi Altın Portakal için ateş püskürdü

“Festival, Sinema Özgürlüğü Bahanesiyle FETÖ propagandasına Hizmet Etti”

Antalya Kültür Merkezi (AKM) önünde toplanan Vatan Partililer, ‘sanat özgürlüğü’ adı altında Altın Portakal’ın FETÖ’ye hizmet etmesini protesto ettiler. Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serdar Üsküplü, festival yönetimine ve Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne çok sert çıktı. Üsküplü, “Sinema FETÖ’ye hizmet edemez” dedi.

Altın Portakal’da ortaya çıkan FETÖ belgeseli skandalı, festivalin merkezi olan Antalya’da Vatan Partisi tarafından protesto edildi. Basın açıklaması yapan Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya İl Başkanı Serdar Üsküplü, festivalin ‘sinema özgürlüğü’ bahanesiyle FETÖ propagandasına hizmet ettiğini kaydetti. Sorumluları çok sert eleştiren Üsküplü açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde gösterilmek istenen “Kanun Hükmü” isimli belgeselle mağduriyet edebiyatı üzerinden terör örgütleri haklılaştırılmaya, terör destekçilerine meşruiyet kazandırılmaya çalışılmaktadır.

Dünyanın hiçbir yerinde terör örgütlerinin propagandasına izin verilmez. Terör propagandası sanata özgürlük kapsamında değerlendirilemez. Sansüre karşı çıkma bahanesiyle milli devletimizi hedef almak masumlaştırılamaz.

15 Temmuz 2016’daki hain FETÖ darbe girişimi sonrasında çıkartılan kanun hükmünde kararnamelerle yüzbinlerce FETÖ, PKK ve benzeri terör örgütü sempatizanı yuvalandıkları devlet kurumlarından atılmıştır. Devletimiz Amerikan derin devleti tarafından yerleştirilen Gladyodan temizlenmiştir.

Kanun hükmünde kararnamelere karşı yapılan yıkıcı propaganda terör örgütleriyle mücadeleyi zayıflatmayı amaçlamaktadır.

Binlerce asker ve polisimizi şehit etmiş olan kanlı terör örgütlerinin sempatizanları mağdur kahramanlara çevrilmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir diktatörlük gibi gösterilerek emperyalist müdahalelere zemin hazırlanmaktadır.

Terör propagandasına izin verilemez. Festival yönetimi, basiretsiz tutumuyla süreci yanlış

yönetmiş, konuyu ele alış tarzıyla söz konusu filmin reklamını yapmıştır. Filmin tekrar festivalden çıkartılmasına baskı ve tehditlerin neden olduğunu söyleyerek yaratılmaya çalışılan mağdur edebiyatına katkı yapmıştır.

Altmış yıllık tarihiyle Türk sinemasının en köklü film festivali olan Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin terör örgütü propagandalarına alet edilmesine izin verilemez.

Türk sinemasına emek veren bütün sinema emekçilerimize, oyuncularımıza da sesleniyoruz. Batıdan estirilen vatan ve millet düşmanı bu rüzgâra teslim olmayın. Sizlerden beklenen, FETÖ’nün propagandasına alet olmak değil, bu toprakların, cumhuriyetimizin, milletimizin başıdik, cesur aydınları olmanızdır.

Bu Festival bilindiği üzere Antalya Büyükşehir Belediyesi himayesinde düzenlenmektedir. Büyükşehir Belediyesi’nin de ülkemize karşı sorumlulukları vardır. Büyükşehir Belediyesi FETÖ propagandasına alet olamaz. Alet olursa, bu halkın, Antalyalının Belediyesi olamaz.

Önümüzdeki dönem, yerel seçimlerde FETÖ’ye, cumhuriyet ve vatan düşmanlarına karşı sanat başta olmak üzere her alanda kale gibi duracak bir Belediyeyi inşa etmek de Vatan Partisi’nin görevidir ve yapacağız. Antalyalımız, hemşerilerimiz bu rezalete katlanmak zorunda kalmayacak, hak ettiği sanat değerine kavuşacak.

NE OLMUŞTU?
Bu yıl 60’ıncısı düzenlenen Altın Portakal film festivalinde tam anlamıyla skandal yaşandı. Nejla Demirci’nin yönetmenliğini yaptığı “Kanun Hükmü” belgeseli festival seçkisinde yer aldı. Filmin festival seçkisinde yer almasının ardından tepkiler gecikmedi. Gelen tepkiler üzerine, FETÖ ve PKK bağı sebebiyle kamuyla ilişkisi kesilen KHK’lıları anlatan Kanun Hükmü filmi festivalden çıkarıldı. Filmin festivalden çıkarılmasının ardından festival jüri üyeleri çekileceğini duyurmuş, ardından festival katılımcısı birçok yönetmen de filmlerini festivalden çektiğini açıklamıştı.
Jüri üyelerinin ve yönetmenlerin yaptığı açıklamanın ardından Festival Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu imzalı açıklama yayınladı. Boyacıoğlu’nun açıklamasında, “filmdeki kişi ile ilgili yargı sürecinin devam etmediği tarafımızca belgelendiği için filmin yarışma seçkisine geri alınmasına karar verilmiştir” ifadeleri yer aldı. Kanun Hükmü belgeselinin Altın Portakal Film Festivali seçkisine yeniden alınmasının ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı “FETÖ propagandasına alet olmayacağız” diyerek festivalden geri çekilme kararı aldı.

Bakanlığın açıklaması şöyleydi:

“Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye’nin kültürel ve sanat değerlerinin korunması, geliştirilmesi ve güçlendirilmesi vizyonuyla çalışmaktadır. Bu vizyon çerçevesinde ülkemizde ve yurt dışında gerçekleştirilen yüzlerce kültür sanat etkinliğine destek vermektedir.

Türk sinemasının alanındaki en önemli etkinliklerinden biri olan ve 60’ıncısının düzenlenme süreci devam eden Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde, belgesel yarışması bölümünde “Kanun Hükmü” adlı belgesel yer almaktadır. Böylesi önemli bir festivalde, sanatın gücü kullanılarak mağduriyet algısı üzerinden FETÖ terör örgütü propagandası yapılmasına vesile olunması son derece üzücüdür.

Bakanlığımız, Aziz milletimizin 15 Temmuz’da verdiği destansı mücadelesinin itibarsızlaştırılması, sanatın provokasyon unsuru olarak kullanılması çabasının bir parçası olmayacaktır.

Bu sebeple Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden çekilmiş bulunuyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Bakanlığın açıklamasının ardından, Festival Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu, Kanun Hükmü belgeseliyle ilgili yeni bir açıklama yaptı. Kendisi hakkında soruşturma açıldığını duyuran Boyacıoğlu, “Herhangi bir terör örgütünün destekçisi olarak tarif edilmeyi kabul etmemiz mümkün değildir. Bu aşamada yeni bir karar alarak ‘Kanun Hükmü’ adlı belgeseli 60. Antalya Altın Portakal Film Festivali seçkisinden çıkarıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Gelişmeler üzerine Vatan Partisi, Türkiye Sanatçılar Birliği ve Aydınlık’a konuşan Devlet Tiyatroları Genel Müdür Tamer Karadağlı da açıklama yaptı.

Altın Portakal’da yönetim geri adım attı, FETÖ’cülerin alkışladığı filmi festivale geri aldı. Bakanlık festivalden desteğini çekti. Sanatçılar da arkadaşlarını Cumhuriyet ve Türk milleti düşmanlarının yanında yer almamaya çağırdı.

Kültür Bakanlığı ve Türkiye Sanatçılar Birliği’nden tepki: Özgürlük bahanesiyle FETÖ propagandasına izin verilemez

“Kanun Hükmü” adlı belgeselin 60. Altın Portakal Film Festivali’ne geri alınmasına Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Sanatçılar birliği tepki gösterdi. Nejla Demirci’nin yönetmenliğini yaptığı belgeseldeki bir kişinin yargı sürecinin devam etmesi gerekçesiyle daha önce festival seçkisinden çıkarılan film, bu kez tam tersi söylenerek festivale geri alındı. Festival Yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu imzalı açıklamada, gerekçe olarak “filmdeki kişi ile ilgili yargı sürecinin devam etmediği tarafımızca belgelendiği için filmin yarışma seçkisine geri alınmasına karar verilmiştir” ifadeleri yer aldı.

Kanun Hükmü filmi ilk önce seçkiden çıkarıldığında, festival jüri üyeleri çekileceğini duyurmuş, ardından festival katılımcısı birçok yönetmen de filmlerini festivalden çektiğini açıklamıştı. Gelişmeler üzerine filmin yeniden festivale dahil edilmesi, sinema sektöründeki tartışmaları bir kez daha gündeme getirdi.

Aydınlık’a konuşan Devlet Tiyatroları Genel Müdürü oyuncu Tamer Karadağlı, “Bakanlığımızın aldığı kararın arkasındayız” açıklamasını yaptı.

Müzisyen ve yazar Latif Bolat:

“Sadece Antalya Film Festivalinde olanlar değil, Yılmaz Güney üzerinden başlatılan tartışmalar ve LGBT konusundaki cesaretlenmelerin de zamanlamasına dikkat çekmek isterim. Erdoğan hükümeti ekonomi konusundaki tercihlerini ABD’den yana yaptığından bu yana, FETÖ ve PKK bağlantılı çevreler de daha cesaretlenmiş görünmektedirler. Ekonomi ve siyasetteki tıkanma, Amerikan bağlantılı çevrelere yeni bir umut kaynağı vermekte ve daha radikal projelerle ortaya çıkma cesaretini göstermektedirler. Bu olan bitenden çıkarılacak bir başka ders de, devletin, milletin parasıyla destek verdiği projelere daha eleştirel gözle bakma zorunluluğudur. Bu yapılmazsa, halkın kaynakları halka karşı kullanılan projelere aktarılmış olmaktadır.”

Yazar Ahmet Yıldız da sinema sektörünün ideolojik bir dayatma altında olduğunu vurgulayarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kendine düşman olan yapımları desteklemek zorunda olmadığını belirtti.

Burak Haktanır

BAKANLIK BÜTÜN DESTEKLERİNİ GÖZDEN GEÇİRMELİ

“Sinema sektörü korkunç bir gerici siyasi hegemonya altında yıllardır. Hepsi, özellikle Euroimages’in başarılı çalışmaları sonucu Avrupa solu çizgisinde. Yani neoliberal, bölücü, etnikçi, TC ve Türk düşmanı çok garip bir feodal gerici ideolojik iktidar var. Onun dışındakiler sinema sektöründe var olamıyor. Tüm subaşlarını tutmuşlar. Kültür ve Turizm Bakanlığı neleri destekleyeceğini baştan gözden geçirmeli. Edebiyatta da Bakanlık “Türkiyeli” yayıncıların baskısı binlerce kitabını kütüphanelere alarak destek oluyor. Ayrıca bir TEDA projesi var ki tüm Türkiye düşmanları yazarları diğer dillere Türk yazarı diye çevirterek avuçla telif ödüyor. Sinemada Bakanlık daha fazla bu aleni bataklığı destekleyemedi. Darısı TEDA Projesinin başına…”

Burak Haktanır: Boğaziçi Film Festivalinde sahneden PKK propagandası yapan Özcan Alper’in, Altın Portakal jürisinde olması baştan bir skandaldı. İkinci skandal da festivaldeki FETÖ propagandası oldu. Bakanlığın almış olduğu festivalden çekilme karar çok yerinde. Bunun sansürle ilgisi yok.

‘ASIL SANSÜR CUMHURİYET’E YAPILIYOR’
Türkiye Sanatçılar Birliği (TSB), konuyla ilgili bir açıklama yayınladı. TSB’nin açıklaması şöyle:
“Sanatçılar çağrı: Cumhuriyet düşmanlarının yanında yer almayın!
Altın Portakal Film Festivali aracılığıyla FETÖ’ye bir başarı hikâyesi yazıldı. Yanlış üstüne yanlış yapılarak Kanun Hükmü filminin reklamı yapıldı. Sanat camiasında, “demokrasi ve özgürlük” kavramlarının gerçekte ne anlama geldiğini bilmeyen bir kitle, bu gelişmeleri yalnızca “sansür ve sanat özgürlüğü” bağlamında ele alarak, bilerek veya bilmeyerek Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında, Cumhuriyet düşmanlarının yanında yer almaktadır.
100 binin üzerinde KHK’lı, mağdur değildir. Oysa filmin yönetmeninin beyanları ortadadır. İki mağdur üzerinden 100 bin terör örgütüyle iltisaklı kişi masumlaştırılmaktadır. Böyle bir propaganda, sanat özgürlüğü içinde değerlendirilemez. Bugün FETÖ tutukluları masumlaştırılır, yarın PKK tutukluları masumlaştırılır ki bu doğrultuda çekilen filmler de festivallere sokulmaya çalışılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açıklaması önemlidir. Terör örgütü propagandası yapan bir filme dünyanın hiçbir yerinde izin verilmez. Bu olayı “sansür” bağlamında ele almak, maalesef sanat dünyamızda var olan büyük bir aymazlıktır. Asıl sansür, Atatürk Cumhuriyetinin geleceğini “sansürlemeye” çalışanları masumlaştırmaktır. Altın Portakal’da yaşanan bu durum, Kültür Politikalarının özenle oluşturulması, Kültür işlerinde devletin ülkemizin kuruluş ilkelerine dayanarak ağırlığını koymasının gerekliliğini bir kez daha ortaya koymuştur.
Süreç içerisinde filmini festivalden geri çekmeyen veya bildiriyi imzalamayan yönetmenlerin mahalle baskısına maruz kaldığını görüyoruz. Asıl sanatın özgürlüğü, işte bu kültür emperyalizmine başkaldıran sanatçıların cesur tavırlarıyla başlayacaktır.”

AYDINLIK

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.