Kuğu Gölü, Fındıkkıran, Uyuyan Güzel, Maça Kızı, Yevgeni Onegin, Slav Marşı gibi dünyaca sevilmiş ve takdir edilmiş eserlerin sahibi Piyotr İlyiç Tchaikovsky 1840’ta o zamanlar Rusya’ya ait Vyatka eyaletinin küçük bir maden kasabası olan Votkinsk’te doğdu. UKRAYNA vatandaşı olan babası İlya Petroviç Çaykovski, devlet maden mühendisiydi. Büyükbabasının adı Pyotr Fyodoroviç ÇAYKA’dır. ÇAYKA GELENEKSEL BİR UKRAYNA SOYADIDIR. Bestecinin annesi Aleksandra Andreyevna (kızlık soyadı d’ASSIER) kısmen Fransız asıllıydı. Dört erkek kardeşi (Nikolay ,İppolit ve ikiz Anatoli ile Modest) , sonuncusu oyun yazarı, libretto yazarı ve çevirmendir. Besteci Fransız mürebbiye ile yetişmiştir. Çaykovski beş yaşında piyano dersi almaya başlamıştı. Hocalarını bile gölgede bırakan yeteneği vardı ama ailesi tarafından Hukuk okuması için yönlendirildi. Soylu ailelerin gittiği Hukuk Fakültesi’nden mezun olup devlet görevine başlamıştı. Annesini kaybettikten sonra depresyona giren Çaykovski yeni açılan Petersburg Konservatuarına yazıldı ve mezuniyetten sonra Moskova Konservatuarı’nda öğretmenliğe başladı. İlk defa “Alınyazısı” bestesiyle bestecilik yönünü ortaya koyan Çaykovski 20 yaşındayken valsler ve polkalar besteliyor fakat bunları kâğıda geçirecek cesareti bulamıyordu. Moskova Konservatuarını kuran Rubistein’la konserler verdi. “Kış Rüyaları” adlı eserini çalışırken ruhsal bunalıma girdi. 1870’lerin başında ulusalcı bestecilerin müziğine ilgi gösterdi. “Romeo ve Julyet” uvertürünü yazdı. Müzik eleştirmeni, besteci, hukukçu ve öğretmen olan Çaykovski 1875 yılında görevlerinin ağırlığı sonucu bir kez daha depresyona girdi. 1899’da Hamburg, Berlin, Prag, Paris ve Londra’ da kendi yapıtlarını yönetti. Müziği her yerde takdirle karşılandı. Benimsendi. Kaynamamış su içerek koleraya yakalandı ve Petersburg’da vefat etti.

Çaykovski 1886’da Trabzon’a, 1886 ve 1889’da olmak üzere 2 kez de İstanbul’a gelir.

Rusya’daki müziğin başarısının ülke sınırlarından çıkıp evrensel bir hale gelmesini sağlayan ilk Rus bestecidir. Müziği milli ögeler barındırmakta, Rusya’ya ve halk şarkılarına olan sevgisinin müziğe yansımasıdır. Koyu, sert ve etkili melodileri, klasik formlar ve Rus ruhu ile kullanmıştır.

RAHMANINOV

Rahmaminovlar yalnızca müzisyen değil, ressamlar, komutanlar çıkarmış, ünlü bir Rus aristokrat ailesidir. Bir TÜRK BOYU olan TATAR kökenli Rus besteci Sergey Rahmaninov’un (1873-1943) Rusya’nın kuzeybatısında Semyonovo’da 1873’te dünyaya gelmiştir. Rahmaninov’un kendi el yazısıyla yazmış olduğu ve en önemli eseri olarak gösterilen bugün yasaklanan 2. Senfonisinin 320 sayfalık partitürü Londra’daki BRITISH MUSEUM’da sergilenmektedir.

Rusya’daki Ekim Devriminden sonra Rahmaninov Boston ve New York Senfoni Orkestralarında yer almış ve kendisi gibi dönemin değerli kondüktörleri arasında yer alan Max Fiedler ve Gustaf Mahler gibi isimlerle çalışmıştır. ABD’ye yerleşmiş ve çeşitli konserler vermiştir.

Oligarklardan, Bolşoy Balesine kadar yasaklardan payını alan dünyaca tanınmış Rus yazar ve bestecilere uygulanan zulme tanık oluyor bugün insaniyet!

ABD ve Avrupa her gün yeni yasaklar açıklıyor. Putin’in siyah kuşağının alınmasına kadar giden komik ve sefil uygulamalar hızını kesmiyor. Uluslararası yarışmalardan yasaklanan Rus sporcular ve RUS KEDİLERİ de payını alıyor bu ahmakça anti demokratik ve gülünç uygulamalardan. Yunanistan’da Bolşoy’un KUĞU GÖLÜ BALESİ gösterimi iptal ediliyor. CANNES Film Festivaline Rus katılımcıların başvuramayacağı açıklanıyor, Rus işadamlarına ve vatandaşlarına insani bir hak olan SWIFT yasağı uygulanıyor. FIFA, UEFA, BP, SHELL, TOTAL, MAERSK ve diğerleri…

Rus Orkestra şefi Valery GERGIEV (68) Putin’i kınamadığı için kovuluyor. MEDENİYETİN BEŞİĞİ sayılan BATI Dostoyevski üniversitelerden siliniyor. ABD ve Batı Avrupa’da Rus karşıtı şovenist bir kampanya yürütülüyor. Kampanyanın hedefleri arasında Rus müzisyenler, şefler ve şarkıcılar yer alıyor.

24 Şubat günü New York City’deki Carnegie Hall yönetimi ünlü Rus şefinin bu ünlü mekanda yönetmeyeceğini duyuruyor. Yönetim ayrıca Rahmaninov’un 2 no’lu Piyano Konçertosunu seslendirecek olan piyanist Denis Matsuev’in de bir konserini iptal ediyor.

68 yaşındaki Gergiev dünya klasik müziğinin bugün en başarılı ve saygın isimlerinden biridir. Gergiev New York Metropolitan Operası’nın baş konuk şefi olmuştur. New York Times gelişmeyi memnuniyetle karşılayarak Gergiev’i bir müzisyen değil, Rus yumuşak güç siyasetinin bir “AJANI” olarak yorumlamıştır. Milano’daki La Scala Opera Evi Rusya’yı alenen kınamaması halinde 5 Mart’taki konserini iptal etmekle tehdit etti. Gergiev’e görevinden alınmaması için açıklama yapmak üzere 3 gün süre verdi. Sonra da görevinden alındı. Rotterdam’da Eylül ayında yapılması planlanan Gergiev Festivalini iptal etmesi düşünülüyor.

Bu kampanyalardaki ikiyüzlülük batı dünyasından tek bir ünlünün Sırbistan, Afganistan, Irak, Suriye, Libya ve başka yerlerdeki savaşları desteklediği için hiçbir yaptırımla karşılaşmamaları Filistinlilere uygulanan İsrail baskısı Gazze şeridindeki vahşetleri nedeniyle İsrailli aydın ve akademisyenlere hiçbir yaptırım uygulanmıyor.

Eurovisyon Şarkı Yarışmasında Rus kökenli sanatçıların “Yarışmanın itibarını zedeleyeceği” iddia edilerek Rusya başvurularının kabul edilmeyeceğinin duyurulması Amerika’nın tiksindirici medeniyet dışı uygulamalarına karşı çıkan tek bir akademisyen, gazeteci, yazar, aydın ve sanatçının olmaması daha da vahim bir durumdur.

Bu gidişat bir tür sindirilmiş “KORKAK KİTLELER” oluşturmuş, kariyer ve yeteneği yok eden bir cadı avı kampanyalarının esiri olmuştur. Bu ırk ve etnik kökene yönelik saldırılara sesini çıkarmayan ama Amerika illegal terör örgütü PKK’ya koruma kalkanı yapan bu sanatçı ve politikacı tabakanın sınıfsal ve bireysel çıkarlarının toplumsal olaylarda nasıl ikiyüzlü tavır aldığının da ACI bir örneğidir.

Yıllardır süre gelen sayısız terör ve katliama imza atmış Amerikan Emperyalizminin yaptıklarını yok sayan ve körleşen bu ikiyüzlü “HAİN” sanatçı tayfasının dünya gerçeğinde artık hiçbir sanatçı olma özelliği kalmamıştır.

“SANATÇI ÇIKARLARINA GÖRE DAVRANAMAZ!”

“SANATÇI OLMAK EMPERYALİZM TARİHİNİ İYİ ANALİZ EDİP YORUMLAMAYI BİLMEKTİR VE ONA KARŞI DİK BİR DURUŞ SERGİLEMEKTİR.”

Hiçbir sınırı olmadığı halde Atlantik’ten kalkıp kukla ihlalleriyle sınır ihlalleri yapan kuklacıların adaletsiz yargılamalarının peşine takılan “Adalet yürüyüşçülerinin” dayanılmaz “ Savaşa Hayır” romantizminin insani vicdanı da yoktur. HÜKMÜ DE!

Bu dünya sizin faşistçe yasakladığınız “DEĞERLERİ” daha da yüceltecektir. Bu dönemde kendi meslektaşlarına yapılan haksız uygulamalara sırf kendi kariyerleri adına ses çıkarmayan “SANATÇI MÜSVEDDELERİNİ” de tarih silip atacaktır.

DÜNYA KUKLACININ ELİNDEKİ KOBAY BİR KOMEDYENLE SANAT KULLANILARAK SANATA KARŞI BİR DÜNYA KOMEDİSİNE TANIK OLUYOR.

DÜNYA, UKRAYNA KULLANILARAK SANATA HAYIR DİYOR ASLINDA!

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.