Ekonomi malum; yakıyor.
Toplumun bütün kesimleri, –pardon sıcak para komisyoncuları, mali spekülatörler, tarikat ve cemaat rantiyesi, kanemici faizciler vs. tuzu kurular hariç- Nurhan Damcıoğlu gibi “yangın var” şarkısını söylüyor.
Ekonomik buhrandan en çok etkilenen ve olmak ya da olmamak sınırında bulunan sektörlerden biri de basın camiası –özellikle yerel basının yazılı versiyonu.
Sahada herkes “böyle gitmez!” diyor.
***
Basında ekonomik buhranı aşmanın yolları tartışılıyor.
Yazılı basın çok derinden ithal kâğıt kaynaklı bir kriz yaşamaktadır.
Basın meslek örgütleri geçen haftalarda krize çözüm önerilerini sıraladılar.
Bu konuda en başta sorumluluğun devlete ait olduğu belirtildi.
Milli ve yerel yüzlerce gazete kapanacak, binlerce basın emekçisi işsiz kalacak.
Bu konuda ya –devlet seyirci kalacak- basını doların insafına bırakacak ve krizin ağırlığı çalışanların sırtına yüklenecek ya da devlet krize el atacak, kısa vadede mali vb. destek çıkarak basını kurtaracak.
***
Kısa ve uzun vadeli çözümlere devletin el atması talep ediliyor.
Kısa vadeli çözümler içinde neler var?
Basın ilan tarifeleri arttırılmalı,
Geçen yıl yüzde 20 verilen ve belli oranda rahatlama sağlayan tarifeler bu yıl yüzde 30 artırılmalı,
Kâğıtta KDV sıfırlanmalı ya da %1’e düşürülmeli.
Kâğıt sübvansiyonu yapılmalı.
Tasarruf tedbirlerindeki kamu kurumlarına gazetelere abone yasağı kaldırılmalı.
Vergi ve sigorta borçları ertelenmeli.
BİK’in yüzde 15 komisyonu ya kriz sonuna kadar kaldırılmalı ya da makul bir seviyeye düşürülmeli.
Ancak her döviz dalgalanmasında sorunun yeniden alevlenmesini önlemek için,
Uzun vadeli çözümler mutlaka gerekiyor.
Basın ithal kâğıda bağımlılıktan kurtarılmalı.
Dolayısıyla sadece pazarın yüzde 3’üne denk gelen birinci hamur kâğıt üretilebilen Türkiye’nin özelleştirilen SEKA gibi kâğıt üretimine yatırımları artırarak kâğıt bağımlılığından kurtulması gerekir.
BİK, yeniden yapılandırılmalı, devlet kontrolüne alınmalı, idareci ve memurların maaşları makul seviyelere çekilmeli. 36 Genel Kurul üyesi ve yıllık 2 milyon lira civarındaki gider üzerinde düşünülmeye değer bir durumdur.
***
Ülkede eskiden 2 binlerde olan gazete sayısı 900’e kadar düştü.
Kapanan gazetelerden kaynaklı işsizlik yüzde 30’a ulaştığı ifade ediliyor.
Son 10 yılda kapanan medya kuruluşları sebebiyle işsizlik 11 bini aştığı belirtiliyor.
Şimdilerde devlet taşın altına elini sokmazken yerel yönetimlerden medet umulmaya başlandı.
BİK, ilan tarifelerini kısmaya devam ederken, üstüne üstlük yüzde 15’lik kesintiden fedakârlık yapmazken, yerel idarelerin bütçelerine musallat olmak nasıl bir şeydir anlamak mümkün değil!
Ayrıca kamu bankalarından reklam ve ilan desteği çağrısı yapıyorlar.
Aslına bakarsanız burada da temel mesele, 24 Ocak kararlarıyla başlayan süreçte, üreticinin kambur ilan edildiği, tüketim çılgınlığının ve borçlanma ekonomisinin dizginlerinin bırakıldığı, hazırdan ve borçtan yemenin önünün açıldığı, elde avuçta ne varsa 90 yılda ne üretildiyse satıp savıldığı yolda tutulduğumuz üretimsizlik hastalığıdır.
Şimdilerde, yüksek faiz-düşük kur ekonomi politiğinin gelip duvara toslaması, 1980’lerden beri 40 yıldır uygulanan 24 Ocak kararlarının, Batı’yla sınırsız bir şekilde bütünleşme, sıcak para ve borçlanma ekonomisinin tıkandığı, sürecin böyle gitmeyeceğinin anlaşıldığı şartlarda, Vatan Partisi Lideri Dr. Doğu perinçek’in 40 yıldır söyleye söyle dilinde tüy bittiği, uğrunda hapislerde yattığı Üretim Ekonomisi herkesin diline düştü. İyi de oldu, vatanımızın ve milletimizin geleceği ve bekası için!
Evet, orta ve uzun vadede basındaki yangına tek çözüm yolu Üretim Ekonomisidir.
Vatan Partisi bunun program, ilke ve siyasetlerini de üretti.
Bu yol, Türkiye’nin mecburiyetleri arasında yer alıyor.
Tek yol ve mecburi istikamet!
Çin 1949’dan itibaren uyguladı ve kurtuldu.
Türkiye, 1930’larda uygulamaya başladı.
Ama Atatürk ölünce kesintiye uğradı.
Bugünlere gelindi.
Şimdi yeniden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişiliğinde yeniden oraya dönüş başladı.
‘Çin Modeli’ deniyor.
Aslında ‘Atatürk modeli’dir.
Namı diğer ‘Karma Ekonomi’dir.
Çin de Atatürk’ten öğrendi.
***
Gelinen aşamada top yerel meclislere atıldı.
Meclis kararlarının özeti yerel basına ilan olarak verilecek.
Aslında özellikle yazılı olanları çok zor durumda olan yerel basına can suyu olabilir.
Ancak burada kritik sorun, yerel basın kavramının içeriği ve Meclis karar özetlerinin veriliş yönteminde yatmaktadır.
Yerel basından anladığımız kadarıyla ve mutat üzere yazılı basın anlaşılıyor.
Oysa yerel basın artık çift versiyonludur.
Yazılı basın… (Gazete, dergi vs.)
Dijital basın… (İnternet gazeteleri/ Haber siteleri)
Yazılı basın malum olduğu üzere yasal statüye sahip, devlet desteği, basın kartı vs. hakları olan yerel ve ulusal gazeteler, dergiler gibi yayın organlarıdır. Bunların kadrolu çalışanları, matbaa makineleri, baskı ekipmanları vs. tam teşekküllü kuruluşlardır. Gelirle giderleri detaylıdır.
Dijital basın (medya) ise internet gazetelerinden (haber sitelerinden) müteşekkil basın yayın kuruluşlarıdır. Bunlar da ikiye ayrılırlar. Çok az kısmı kurumsallaşmıştır. Vergi kayıtları, fatura düzenleme durumları bulunmaktadır. Resmidirler ve yasalara uyarlar. Diğer kısmıysa kayıt dışıdır. 2 bin lira verip bir site kurarak yasa dışı çalışırlar. Bunların içinden elindeki kuvveti sopa gibi kullananlar da çıkar. Şantajcıdırlar. “Bak, yayın yaparım ha; reklam ver!” modundadırlar.
Yukarıda “kritik sorun”dan bahsetmiştik.
Bu kritik sorun, Aralık Olağanüstü Meclisi’nde BİK dilekçesine binaen yerel basına Meclis kararlarının özetlerinin ilan ettirilerek destek çıkılması amacıyla alınan karar sırasında, Muhalefet Partisi Sözcüsünün, buna internet gazetelerinin dâhil olup olmadığı sorusuna Belediye Başkanı’nın verdiği cevapta saklıdır. Başkan Ercengiz cevabında “ucu açık” kavramını kullandığı belirtiliyor.
***
Başkan Ercengiz, göreve ilk başladığı sıralarda kendisine “hayırlı olsun!” ziyaretimizde BİGAD olarak bir proje sunmuştuk.
O zamana kadar Burdur Belediyesi basına sadece dini bayramlarda olmak üzere yılda iki kez reklam veriyordu. Tabii ki özel durumlar ve yandaşlar farklı konumda. BİGAD, bu reklamların artırılmasını, belirli gün ve haftalara üzerinden tüm yıla yayılmasını teklif etti. Böylece medya, ayda ya da iki ayda bir reklama, dolayısıyla mali kaynağa kavuşacağını, özellikle internet medyasının mali sorunlarını belli bir miktar çözüme kavuşturarak kurumsallaşacağını belirttik. Sağ olsunlar, projemize sıcak baktılar. Böylece Burdur’da dijital basının kurumsallaşmasının önünü açtılar. Mali sorunu çözemeyen hiçbir kurum ve kuruluş başarıya ulaşamaz.
İşte bu şartlarda krizin ortalığı yangın yerine çevirdiği, özellikle yazılı medyayı perişan ettiği ortamda Başkan Ercengiz’le internet Medyacılığı arasına çomak sokar gibi, yerel basın kavramını sadece yazılı medyayla sınırlı tutan, dolayısıyla Meclis kararları ilanını sadece o versiyona yönlendirme gibi bir anlayış ortaya sürülüyor. Bu bir tuzaktır. Başkan Ercengiz ile internet medyacılığı arasına çomak sokarak ilişkilerini bozma girişimidir. Pasta dağıtılırken eşit dağıtılmalı, yerel basının tek yanlı olmadığı, çift versiyonlu hale geldiği gerçeği görülmelidir.
***
Veriliş yöntemine gelince, yazılı basına da BİG aracılığı ile değil, tıpkı internet gazeteciliğinde olduğu gibi doğrudan verilmelidir. Verilen miktarın yüzde 15’ine hiç hakkı olmadığı halde BİK’in el koyması hakça bir duruma işaret etmemektedir.
Yazımızı, BİK Genel Kurul üyesi, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı da olan Nuri Kolaylı’nın Aydınlık’tan Ercan Küçük’e açıkladığı yaşanan medya krizine karşı devletçe geciktirilmeden alınması gereken tedbirlerle bitirelim.
1. BİK resmi ilanları yerel gazeteler için yaşamsal önem taşıyor. Ancak, Hükümet kanadının 12 temsilcisi atanmadığından, BİK Genel Kurulu yaklaşık bir yıldır toplanamıyor. Genel Kurul en kısa sürede toplanmalıdır. Genel kurulun toplanamaması halinde de, hak kaybı yaşanmaması için yeni fiyat tarifesini BİK yönetim kurulu belirlemeli ve Cumhurbaşkanlığına sunmalıdır. Artış kararı verilirken, dolar artışı ve enflasyon oranı dikkate alınmalı, yeni fiyatlar yılbaşı itibariyle uygulanmalıdır. Bu konuda önerimiz, resmi ilan fiyat tarifesi sütun santim fiyatının satış sayısı 50 binin altındaki gazeteler için en az 30 TL olması, satışı 50 binin üzerinde olan gazeteler için de bunun paralelinde fiyat belirlenmelidir.
2. Acil önlemler kapsamında başta gazete kâğıdı olmak üzere sektörde kullanılan tüm sarf malzemelerinde KDV sıfırlanmalı, uzun vadede Türkiye kâğıtta dışa bağımlılıktan kurtulmalı ve SEKA gibi kâğıt fabrikaları yeniden kurulmalı.
FAİZSİZ KREDİ SAĞLANMALI
3. Medya sektöründe faaliyet gösteren gazete, televizyon, radyo ve kurumsal internet haber siteleri için kamu bankalarınca “kredi” sağlanmalı. Medya kuruluşlarına banka sicil durumuna bakılmaksızın faizsiz kredi verilmelidir. Ayrıca KOSGEB, İŞKUR veya Hazine tarafından zor durumdaki medya kuruluşlarına hibe verilmelidir.
4. Medya kuruluşlarının birikmiş SGK ile diğer vergilerinde indirim yapılmalı, indirim sonrası hesaplanacak borç taksitlendirilmeli.
5. Gazete, televizyon, radyo ve kurumsal internet haber sitelerinde görev yapan basın çalışanlarına ve diğer basın kartı sahibi gazetecilere faizsiz kredi verilmeli.
6. Yargı Paketi kapsamında TBMM’de yapılan değişiklik geri alınmalı, icra ve iflas ilanlarının eskiden olduğu gibi tam kapsamlı yayınlanması ve icra müdürlerinin keyfiyetine bırakılmaması için Adalet Bakanlığınca genelge yayınlanmalı ve ardından yasal düzenleme yapılmalı.
7. Televizyonlardan alınan uydu bedellerinde indirim yapılarak TL’ye çevrilmeli, taksitlendirilmeli, RTÜK payları düşürülerek, bir süre alınmamalı. Kamu spotları ücretlendirilmeli.
8. Yerel basın kuruluşları, belediyeler ve kamu kurumları tarafından ilan ve reklamlarla desteklenmeli; THY, Vakıfbank, Ziraat Bankası ve kamu ilanları yerel medyaya yönlendirilmeli, ayrıca bakanlıklar ücretli Kamu Spotu ve zorunlu yayın desteği vermeli. Bu kapsamda, yerel yönetimlerin meclis tutanaklarının tüm il ve ilçelerde yerel gazetelerde yayınlanması sağlanmalı.
9. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde yer alan tasarruf tedbirleri kapsamında kamu kurumlarına getirilen yerel basına abone olunmama uygulamasına son verilmeli, reklam ve ilan verme kısıtlaması kaldırılmalıdır.