
Uzak olmayan bir geçmişte Burdur çeşitli sınavlarda ülke sıralamasında ilk beşe girecek kadar eğitimde öne fırlamıştı.
“Burdur, 2007 yılında yakalamış olduğu ivmeyle OKS, SBS, YGS, LYS, TEOG sınavlarında Türkiye genelinde elde ettiği birincilik, dereceler ve ülke ortalamasının üzerinde yakaladığı başarılarla ‘Eğitimde Marka Şehir’ ismini fazlasıyla hak etmiştir.”
Bu ifade 2007 yılında Burdur valiliği sitesinde yayınlandı.
***

Sonra yıllar su gibi akıp geçti.
AL, LGS, OKS, SBS, TEOG derken 15 yıl içinde öğrencilerin başını döndüren 5 farklı sistem getiren AK Parti eğitim sistemini yap-boz tahtasına dönüştürdü.
Her sistem belli bir ideolojiye dayanır.
AK Parti, eğitimi dincileştirme, fundamentalist bir içeriğe büründürmede oldukça başarı sağladı.
Sadece Burdur değil, tüm ülkede eğitim 17 yıllık bir süreç içinde çakıldı.
AK Partili bakanların yönetimindeki Milli Eğitim sınıfta kaldı.
Ancak Burdur somutunda bu hezimet çok daha hazin ve üzücü
***
Sonraki süreçte imamhatipleştirilen eğitim sistemi gittikçe geriledi.
Çağdaş ve bilimsel eğitimden uzaklaştıkça başarı oranı düşen okulların hali perişanı sınavlarda ortaya çıktı.
Burdur 2007’lerde sınavlarda üstüste ilk sıralara yerleşince ülke gündemine oturdu.
Diğer illerin Milli Eğitim müdürleri, eğitimle ilgili otoriteleri Burdur’a gelerek çalışmaları yerinde incelemeye başladı.
Gurur verici bir durumdu.
Sonra yavaş yavaş okullarda partizanlık, kayırmacılık, akrabacılık başladı.
AK Parti milletvekilleri eğitime burunlarını her geçen yıl daha fazla sokar oldu.
Milli Eğitim Müdürleri ve okul idarecileri ehline göre değil, liyakate göre değil, “bizden olup olmaması”na göre seçildi. Örneğin bu idarecilerin elinde bir ara Bakanlık tüm okullara uyarı yazısı gönderdi. Yapılan yanlış ya da eksik bilgi girişi sonucu 20 bin öğrenci sınıfta kalmıştı. Nasıl düzeltileceği tarif edilerek sonuç alındı.
Burdur Eğitim sendikaları temsilcileri de bu sorun karşısında yöneticileri işaret ediyor.
Eğitimle ilgilenen aklı başında belediye başkanları da aynı görüşte
***
15 yıl boyunca her gelen Bakan, önceki sistemi beğenmeyerek sistem değişikliğine gitti.
Eğitim sistemi yazboz tahtasına döndü.
Öğrenciler ve velilerin de başı döndü.
Nesiller kaybedildi.
Okullar cemaatlere ve tarikatlara devredildi.
İmamlar derslere girer oldu.
Her köşe başında kuran kursları açıldı.
Bilinçli ve bilgili nesilleri yönetmenin kolay olmadığını bildiklerinden cahil nesiller yetiştirdiler.
Matematikte, bilimde sınıfta kaldılar.
Uluslararası yarışmalarda sondan birinci oldular.
***
Atatürk, Sakarya Savaşı’nın kan ve ateşi içinde eğitimi bir kenara koymamış, kongreler düzenleyerek şunu söylemişti: “Öyle bir eğitim sistemi kuracağız ki, yabancı etkilerden uzak, insana faydalı, akla ve bilime dayanan, süs olmayan bir eğitim sistemi.”
Kurmuş da.
Ama gelinen noktada Milli Eğitim’in yerlerde sürünen hali perişanına bu millet layık mı?
Türk milleti, uluslararası eğitim tarihine geçmiş Köy Enstitüleri gibi, 68 Programı gibi marka eğitim değerleri üretmiş bir eğitim milletidir.
17 yıllık Milli Eğitim, Türk milletiyle alakası olmayan bir sapak, bir parantez…
Gelinen nokta bunun kanıtı
Tek kurtuluş, vatan savaşı ve üretim devrimiyle birlikte milli, bilimsel, aydınlanmış, Atatürkçü eğitime (yabancı etkilerden uzak, insana faydalı, akla ve bilime dayanan, süs olmayan bir eğitime) dönmektedir.
[3d-flip-book mode="thumbnail-lightbox" urlparam="fb3d-page"
id="12654" title="false" lightbox="dark"]
- HAKLILAR BIKTILAR!
- Antalya ÇGD’ye taze kan
- Türkiye ve Rusya, Batı ile Gerginliğin Ortasında Daha Yakın Bağlar Kuruyor
- Burdur Gölü’nün kuruyan kıyıları için yol haritası
- Antalya’da Öğrenci Eylemleri Durmak Bilmiyor
- Antalya Vatan Partisi Kurultaylarını yapmayı sürdürüyor
- “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu” Çalıştayı
- İmamoğlu destekçileri dün Kapalı Yol’daydı