
“Her evden bir oy CHP’ye, bir oy da HDP’ye” sloganıyla yürütülen HDP/PKK’ye baraj atlatma lobisinin çalışmaları sonucu PKK’nin siyasi kanadı olan HDP’nin Meclis’e sokulması ve PKK’nin meşrulaştırılma girişimi kitleleri etkiledi; ekmekten önce vatan diyen kitleler, “def-i mazarrat, celbi menfaatten evlâdır” kuralına uyarak, ikinci tur derken Erdoğan’ı yeniden birinci turda Reis seçti; CHP de oy kaybederek saygınlığından kayıplara uğradı. Parti içi muhalefeti harekete geçirdi. Bu kapsamda İnce, “önümüze düşün derseniz düşerim” diyerek 81 ili dolaşma kararı aldı. Kılıçdaroğlu’na istifa çağrıları yükseldi. Genel Merkez önünde oturma eylemleri yapılmaya başlandı. Kılıçdaroğlu’na istifa çağrısı yapan Elazığ Milletvekili Gürsel Erol için özel olarak alelacele PM toplandı; oybirliği ile kesin ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevkedildi.
CHP’de ihraç talebi ile yüksek disiplin kuruluna sevk edilen Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Türkiye’nin yeni bir rejime geçişini değerlendirmek yerine yalnızca bir vekilin ihracı için parti meclisinin toplandığını belirterek, birbirinden çarpıcı açıklamalarda bulundu.
CHP’de ihraç talebi ile yüksek disiplin kuruluna sevk edilen Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Türkiye’nin yeni bir rejime geçişini değerlendirmek yerine yalnızca bir vekilin ihracı için parti meclisinin toplandığını belirterek, “koltuk adamları da yalnızca koltuklarını korumaktan başka hiç bir sonuç düşünmeyenlerdir. Bu partinin değerleriyle yetişmiş, bu partinin değerlerine sahip çıkacak adamlarız. Açıklamalarımda yapmış olduğum bütün söylemlerin arkasında duruyorum” dedi.
YENİ BİR REJİME GEÇİŞİ DEĞERLENDİRMEK
YERİNE MİLLETVEKİLİ İHRACI İÇİN PM TOPLANIYOR
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, düzenlediği basın toplantısında, kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevkedilmesini değerlendirdi. Ailesiyle birlikte 95 yıllık CHP’li olduğunu kaydeden Erol, “ben 95 yıllık CHP tarihin aileden ve kökenden gelen bir mensubuyum. Büyük dedemiz CHP’nin ve meclisin ilk milletvekilidir. Biz bugüne kadar 95 yıllık siyasi hayatımızda hiçbir şartta ve koşulda CHP’nin dışında siyaset yapmadık ve düşünmedik. Asla böyle bir arzumuz olmadı. Biz CHP’nin etik değerleri ile yetişen biriyiz. Gençlik kolları genel başkanlığı, en genç il başkanlığı yapan, 2 dönemdir milletvekilimizin olmadığı illerde gidip milletvekili seçilen biriyim. 26. Dönem Tunceli, 27. Dönem ise Elazığ milletvekiliyim. Bir partiye gönül bağı olmak, bir partide olmak sadece üyelikle olmaz. Onun etik değerlerini, geleneklerini, kültürünü, siyasi davranışını benimseyerek olur. Bunlara her zaman sahip çıktım, bundan sonra da devam edeceğim. Daha bir hafta geçmemişken genel merkezimiz seçim sonuçlarını değerlendirmek yerine, Türkiye’nin yeni bir rejime geçişini değerlendirmek yerine yalnızca bir milletvekilinin ihracı için parti meclisi toplanıyor. Toplanmasındaki niyeti, tekelleşen bir genel merkezde siyasetin olduğunu, koltuk adamlığının olduğunu, dava adamlığının olmadığını söylemek istedim” dedi.
‘HALK ADAMI OLARAK HALEN ELAZIĞ’DAYIM’
41 yıldır milletvekili seçilmeyen Elazığ’da oyları yüzde 100 artırdıklarını anlatan Erol, “Elazığ’da oy oranımız 19 bindi. Şu anda ise 38 binin üstünde oyumuz var. Ben koltuk adamı değil, dava adamıyım. Eğer koltuk adamı olsaydım bugün genel merkezi yönetenler gibi riski bölgelerde milletvekili olmazdım. Ankara, İstanbul ve İzmir’den yalnızca milletvekili olmanın mücadelesini verirdim. Ben dava adamıyım. CHP’nin değerlerini, Mustafa Kemal Atatürk’ün değerleri ile bütünleştirmektir. Bu ülkenin yönetimine, Atatürk’ün devlet anlayışını, cumhuriyet anlayışını yerleştirmektir. Ama görüyoruz ki koltuk adamı olanlar bugün Ankara’da ve ben bugün halk adamı olarak halen Elazığ’dayım. Aramızdaki fark bu” diye konuştu.
’KOLTUKLARINI KORUMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY DÜŞÜNMÜYORLAR’
Partinin gerçeklerine ve değerlerine dönmesi gerektiğini ifade eden Erol, yönetime olan eleştirilerini sürdürdü. Erol, “dokuz dönemdir kaybedilen seçimin sonucuna rağmen eğer insanlar yerini muhafaza ediyorsa ve iki dönemdir milletvekili çıkaramayan bir ilden gidip de milletvekili olunuyorsa bunu herkesin vicdanına sunuyorum. Koltuk adamı kimin olup olmadığını herkes kıyaslamalı. Ayrıca bu parti kendi gerçeklerine ve değerlerine dönmelidir. Muharrem İnce bunun en güzel örneğidir. Geçen dönemde bizim cumhurbaşkanı adayımız Ekmelettin İhsanoğlu MHP’nin milletvekili adayı oldu. Tek aday olmasına rağmen bu oyu bile alamadı. Bu genel merkezin politikasıydı. Ama Muharrem İnce, partinin içinden gençlik kollarından, ilçe başkanlığından, il başkanlığından yetişen gelen bir arkadaşımız. Bugün devşirme siyasetçiliğin ne kadar yanlış olduğunu kanıtlamış bir cumhurbaşkanı adayı olarak Türkiye toplumunda kendini kanıtladı. Biz başka partilerden aday olmuş, listeye girememiş, sonra bu partiye gelmiş genel merkezde yönetici adamlar değiliz. Açıklamalarımda yapmış olduğum bütün söylemlerin arkasında duruyorum” ifadelerini kullandı.
’KAVGA ADAMI DEĞİL, MÜCADELE ADAMIYIZ’
Partinin bu yönetim anlayışıyla ve kadroyla asla iktidar olamayacağını dile getiren Erol, şöyle devam etti:
“İnsanların hayalleriyle, umutlarıyla ve gelecekleriyle oynamayın. Üç, beş belediye başkanını belirlemek için, koltuklarınızı belirlemek için Türkiye’nin yönetiminden elinizi ayağınızı çekemezsiniz. Ben Cumhuriyet Halk Partiliyim. Kimlik kayıtlarında CHP’li olmasam bile ben CHP’liyim. Siz yönetici olduğunuz halde CHPli değilsiniz. Buradan bütün yurttaşlarıma, CHP’ye gönül veren herkese söylüyorum. Elinizi vicdanınıza koyun, bu kararın karşısında direnin. Böyle bir şeyi tanımayın. Olamaz böyle bir şey. 41 yıldır milletvekili seçilemeyen bir ilde siyasi bir değerlendirme yaptığı için bir milletvekili, kendi koltuklarının korkusundan ihraç ediliyorsa, o zaman siz de bence elinizi vicdanınıza koyarak bu süreci değerlendirmeniz düşüncesindeyim. Ayrıca parti meclisinde bu konuyu gündeme getiren, savunan, doğruluğu, iddiasını ortaya koyan bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Biz kavga adamı değiliz. Biz mücadele adamıyız. O korkaklar yarın biz oraya geldiğimizde, biz oraya başı dik gideceğiz ama onların, yarın nerede olduğunu hep birlikte göreceğiz.”
Rıza Zelyut’un kaleminden Gürsel Erol kimdir?
CHP’lilere, Gürsel Erol’u hatırlatıyorum. O, geçen dönem Tunceli milletvekili seçilmişti. Kendisi Atatürk ve cumhuriyet ilkelerine bağlı olduğundan Kılıçdaroğlu ve çevresindekileri eleştirmişti. Bu yüzden Kılıçdaroğlu onu Tunceli’den göstermedi; tuttu Elazığ’dan aday yaptı. 41 yıldır CHP’nin milletvekili çıkartamadığı bu bölgede onu harcamak istedi. Ama Gürsel, yıktı geçti engeli, Tayyip Erdoğan ve Mehmet Ağar’a karşın oradan milletvekili seçilmeyi başardı. İşte bu genç arkadaşımız isyan ediyor. Seçimden hemen sonra Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nu ve çevresindekileri istifaya çağırıyor. “Partimizin koltuk adamlarına değil, ülkenin yönetimi ile ilgili iddia taşıyan dava adamlarına ihtiyacı vardır” diyor. Gürsel Erol, Salı günü de Twitter’dan yaptığı açıklamasında “Gelecek hedefi olmayan, yalnızca iktidara karşı mücadele ve direniş hikâyesi anlatan bir yönetim anlayışını tanımıyorum. Genel Merkez önünde oturma eylemi başlatacağım. Mustafa Kemal Atatürk’ün CHP’sine sahip çıkmalıyız” dedi. DERSİMLİ DEĞİL TUNCELİLİ İşte iki insan tipi… İkisi de Tunceli kökenli: Birisi Kılıçdaroğlu, birisi Gürsel Erol… Kılıçdaroğlu, Dersim derebeylerinin izinde yürüyor, parti seçim bildirgesine Dersim fitnesini sokuyor, “Dersimli Kemal’im!” demesi bu yüzden. Gürsel ise büyük dedesi Diyap Ağa gibi, Atatürk’ün safında duruyor. O, gerçek bir Tunceli insanı… ![]() İKİ FARKLI ALEVİ İşte size iki Alevi: Birisi, gerici Seyit Rıza’nın izinden gidip Dersim üstünden ve HDP üstünden PKK’ya dolaylı korumacılık yapıyor; öbürü ise gerçek bir Alevi gibi davranıp Atatürk ilkelerine ve devrimlerine sahip çıkıyor. Bu iki tipe bakın; Dersim ile Tunceli’nin farkını görürsünüz. Bu iki tipe bakın; sözde Alevi ile gerçek Alevi arasındaki derin farkı anlarsınız. UYAN ALEVİ, UYAN! CHP’deki Alevilere düşen görev önemlidir. Bunların, gerici, Atatürk düşmanı HDP’ye verdikleri her oy, atalarına ihanettir. O HDP’lilerin dedeleri, tarih boyunca Osmanlı Devleti’nin askeri olmuş, Kızılbaşlar diyerek Alevileri katletmişlerdir. Bunlar Şeyh Sait denilen yobaz isyancının heykelini dikip Atatürk heykellerini kıranlardır. Bunlar 2013 Nevruzunda Tayyip Erdoğan’la İslam Kardeşliği nutukları atanlardır. Bunlar, Fethullah Gülen’in hocası yobaz Said-i Nursi için anma töreni düzenleyenlerdir. Bunlar, “Gezi’de darbe vardı!” diyerek AKP’ye arka çıkanlardır. Bunlar, Reyhanlı katliamında AKP’yi savunanlardır. Alevileri, işte bu zihniyete oy vermeleri için kandıran bu CHP yönetiminden hesap sormak gerekmiyor mu? |