Zaman zaman dış basını takip ediyorum. İtalyan basın ajansı Tgcom24 haber sitesinin bir haberi düştü önüme. Dünyayı etkisi altına alan, hayatımızı, ekonomimizi, algılarımızı, psikolojimizi, alışkanlıklarımızı ve ilişkilerimizi büyük ölçüde değiştiren dünya salgını COVİD GERÇEĞİ itirafları gelmeye başlamış.

Wuhan’dan gelme bir Covid laborantı önemli suçlamalarda bulunmuş. “Gerçeği saklamak için para ödüyorum. CIA delilleri örtbas etti.” dedi. New York Post’ta yayınlanan tanıkların tezine göre uzmanlar gerçeği gizlemek için para alıyordu.

CIA’nın Kovid virüsünün büyük olasılıkla Çin’in Wuhan kentindeki bir laboratuvardan çıktığı bulgularını örtbas etmeleri için altı analiste ödeme yapmayı teklif ettiği bildirildi. Tez kesinlikle yeni değil ama şimdi New York Post’un ABD kongresine dayanan bir açıklaması ile daha da destekleniyor. Belgeler doğrulandığı takdirde salgının kökeni hakkındaki şüpheleri, kesin olarak Çin hükümeti tarafından her zaman şiddetle reddedilen haberleri açıklığa kavuşturacak. Üst düzey bir CIA yetkilisi Temsilciler Meclisi komite liderlerine virüsün hayvanlardan insanlara sıçradığını iddia ederek hikayelerini değiştirmeleri halinde ajansın 6 analiste ödeme yapacağını söyledi.

NEW YORK POST’UN HABERİNE GÖRE CIA’YA

DİREKTÖRÜ WİLLİAM BURNS’E GÖNDERİLEN BİR MEKTUPTA AÇIKLANIYOR.

Çin Wuhan’dan gelen isimsiz bir ihbarcının açıklamalarına göre, yapılan analizlerin sonunda ekibin yedi üyesinden altısı virüsün ABD ‘deki bir laboratuvardan geldiğinin düşük olasılık olduğu kanaatindeydi. Meclis Komitesi başkanlarından ekibin en yaşlı üyesi Covid’in hayvanlardan kaynaklandığına inanan tek kişiydi. Koronavirüs alt komitesi başkanı Brad Wenstrup ve daimî seçilmiş istihbarat komitesi başkanı Mike Turner kovid keşif ekibinden tüm belgelerin, iletişimlerin ve ödeme bilgilerinin 26 Eylül’e kadar sunulmasını talep etti.

Yeni virüs haberleriyle başladığımız güz dönemi bakalım kimi haklı çıkaracak. Ama CIA‘nın yeni isimsiz ihbarcılarla başının dertte olduğu muhakkak. Onun da bir yolunu bulurlar mı bilmiyorum. Şimdi sorgulanması gereken aşılar ve yan etkileri bence. Tabii o konuda uzmanların konusu. Artık kime güveneceğini şaşırmış insanoğlunu daha ne tehditler bekliyor bilemiyoruz. Buna göre aklıma gelen bir anımı anlatayım. Brüksel‘de aile dostlarımızın varlıklı bir arkadaşına yemeğe davet edilmiştik. Şato gibi bir ev. Dünyanın sayılı zenginlerinden Yahudi bir aile. Orda evin reisiyle konuşmamda bana

Afrika’daki siyahilerin sürekli ürediğini ve dünyanın gereksiz kalabalıktan arınması gerektiğini anlatmıştı. Dehşete düşmüş, kanım donmuştu. Planlar projeler, iklim değişikliği üzerine yapılan çalışmalar insanlığın yararına mı yoksa insan nüfusunu azaltmaya mı yönelik. Kölelik düzeni geri mi geliyor? Gıda terörü, çevre sorunları, deniz kirliliği, yapılaşma, yapay et. Artık yaşamımız üzerine deneyler yapan ve dünyanın ayarlarıyla oynayanlara karşı biz ne önlemler alıyoruz? Menderes deltasındaki balık ölümleri ve fabrikaların atık sularının deltaya dökülmesi, madenler, elektrik santralleri çevreye ne zarar veriyor? Balık ölümleri neyin habercisi? O balıkları yiyen kuşlara neler oluyor? Denizlere ulaşan bu zehirler için ne yapılıyor? Unutmayın biz de bu balıkları tutup yiyoruz. Bu konuda herkesi önlem almaya davet ediyoruz. EKODOSD (Ekosistemi koruma ve Doğa Sevenler

Derneği Kuşadası) Derneği başkanı (tek kişilik ordu gibi) Bahattin Sürücü her gün bu bölgelere gidip inceleme yapıyor. Yetkilileri uyarıyor. Milli parklar ve Sit alanları konusunda bende EKODOSD’la beraber bir sunum yaptım. Bölgemizdeki sit alanları koruma konusunda sorunları dile getirdik.

SESİMİZİ DUYAN VAR MI?

Haber: Tgcom24 haber/ Çeviri: Evren Mumcu

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.