Deniz Gezmiş’ten emperyalizm ve Mustafa Kemal vurgusu

Türk gençliğinin anti-emperyalist mücadelesinin önderlerinden Deniz Gezmiş yazdığı yazılarda, mektuplarda ve mahkemede yaptığı savunmalarda hep emperyalizme karşı mücadelede örnek aldığı büyük kumandan Mustafa Kemal’e atıf yaptı.

Deniz Gezmiş

Türk Solu, 19 Kasım 1968

GENÇLİK VE ANTİEMPERYALİST KAVGA

Çağımız, devrimcilerin Amerikan emperyalizmini adım adım kovaladığı çağdır. Çağımız, gençliğin Çekoslovakya’da ve diğer revizyonist ülkelerde karşı devrimci olduğu çağdır. Çağımız biz yaştakilerin Vietnam’da Dominik’te Meksika’da Amerikan emperyalizmine karşı dövüşerek öldüğü bir çağdır.

Azgelişmiş ülke halkları emperyalizme karşı bir savaş verirken gençlik bunun dışında kalamaz. Biz daima ezilenlerden yana çıkmak zorundayız. Eğer bizim kavgamız antiemperyalist kavganın paralelinde yürümezse, ayaklarımız havada kalır.

Bugün bu zorlu kavgada tek umut olması gereken devrimci gençlik bölünmüştür. Bunda şüphesiz ki, oportünist kişilerin rolü büyüktür. Dürüst, yiğit, devrimci kardeşlerimizden bir kısmı, sekterlikleri yüzünden oportünistlerin etki alanına girmiştir. Bu giriş, onları, giderek karşı devrimcilerin safına düşürmüştür. O kadar ki, Amerikan erlerini denize atmak isteyenlere engel olmak için barikat kurmaya kadar götürmüştür. Bu gidiş onları aktif direnmenin başladığı yerde pasif direnmeye itmiştir. Cağaloğlu’nda görüldüğü gibi.

Devrimci gençlik Amerikan emperyalizmine ve oportünizme karşı duran gençliktir. Onun görevi, sayısının azlığına düşmanın çokluğuna bakmadan, Amerikan emperyalizmine karşı sonuna kadar dövüşmektir. O, en iyi biçimde karar veren ve uygulayandır. O, boş gecelerini değil, boylu boyuna ömrünü bu kavgaya verendir.

Yaşasın tam bağımsızlık savaşı veren dünya halkları!

Yaşasın tam bağımsız Türkiye!

Deniz’den babasına mektup

Cumhuriyet, 29 Ocak 1971, Ergin Konuksever’in haberi

‘Kurtuluş savaşı anılarıyla büyüdüm’

Baba,

Sana her zaman için müteşekkirim. Çünkü Kemalist düşünceyle yetiştirdin beni.

Küçüklüğümden beri evde devamlı Kurtuluş Savaşı anılarıyla büyüdüm. Ve o zamandan beri yabancılardan nefret ettim.

Baba, biz Türkiye’nin 2. Kurtuluş savaşçılarıyız. Elbette ki hapislere atılacağız, kurşunlanacağız da. Tıpkı 1. Kurtuluş savaşında olduğu gibi. Ama bu toprakları yabancılara bırakmayacağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları.

Düşün baba, bugün hükümet, işini gücünü bırakmış bizimle uğraşıyor. Çünkü bizden başka gerçek muhalefet kalmamış durumda. Ve hepsi Kemalist çizgiden sapmışlar. Ve tarih önünde hüküm giymiş durumdadırlar. Biz çoktan onları tarihin çöplüğüne atmış durumdayız.

Baba, mektubuma son verirken, seni, annemi, Bora’yı, Hamdi’yi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım.

Deniz mahkemede

‘Mustafa Kemal’in idealini yalnızca biz devam ettiriyoruz’

Türkiye’de gaflet, delalet ve hatta hıyanet içinde bulunanlar varsa, bunlar ancak Amerikan Emperyalizmi ile iş yapan çıkarcılardır.

Biz 50 sene evvel kurtuluş savaşı vermiş bir ülkenin çocuklarıyız. … çok iyi biliriz ki Türkiye Kurtuluş savaşını yapmak için Samsun’a çıkanlara İstanbul Örfi İdaresince ve Mahkemelerince idam cezası verilmiştir. Ve yine bilmekteyiz ki kurtuluş savaşı yapıldığı sırada İstanbul’da bulunanlar bunları yapanlara eşkıya demiştir.

Bu memlekette Mustafa Kemal’e gerçekten sahip çıkan varsa onlar da bizleriz. Onun istiklali tam Türkiye idealini yalnızca biz devam ettiriyoruz.

Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in ortak savunmasından

Türkiye, emperyalizme karşı ilk kurtuluş savaşı veren ve onu dize getiren ülkedir. Bütün ezilen uluslara ışık tutan ve Kurtuluş Bayrağını dalgalandıran Türkiye halkı, bundan 50 yıl önce görevini yapmıştır. Ne yazık ki, o zaman yurdumuzu terketmek ve yenilgiyi kabul etmek zorunda kalan emperyalist ülkeler, sonradan bir avuç satılmışın menfaati uğruna tekrar yurdumuza girdiler. Ve Kurtuluş Savaşı’nda gerçekleştiremedikleri emellerini bugün gerçekleştiriyorlar. Ulusumuz, Amerikan emperyalizminin sömürüsü altında ezilmektedir. Kurtuluş Savaşımızda şehit düşen yüzbinlerin onurları ve cesetleri üzerinde yabancı pençesi cirit atmaktadır.

19 Mayıs 1919, saldırgan emperyalistlere ve onların emrindeki iç düşmana karşı, Mustafa Kemal önderliğinde, Türk halkını örgütlemek için Kurtuluş savaşının politik anlamda başlangıcıdır.

19 Mayıs 1919, emperyalizme, padişahlığa, hükümete ve köhnemiş devlet yapısına karşı Mustafa Kemal ve arkadaşları önderliğinde yürütülen devrimin başlangıcıdır.

19 Mayıs 1919, Ulusal Kurtuluş Mücadelesi için Mustafa Kemal ve arkadaşlarının, halkın silahlı ve öncüsü olarak harekete geçişidir.

Bizler, Amerikan boyunduruğu altındaki yoksul Türkiye çocuklarıyız. …Yaşadığımız sürece bağımsızlık ve kurtuluş bayrağını elimizde taşıyacağız. Ölürsek, kurtuluş bayrağı biraz daha yükselecektir.

(Aydınlık, 9 Mart 1996, Haftanın Konusu)

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.