Dr. Doğu Perinçek: “Para basacağız!”

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, yeni tip Koronavirüs (Kovid19) salgınına ve büyüyen ekonomik tehlikelere karşı Türkiye’nin tek çıkış yolunun Üretim Ekonomisi olduğunu kaydetti.

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Ulusal Kanal’da Çıkış Yolu programına katılarak gündemi değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın üretim ve istihdam odaklı çözümlere işaret ettiğini belirten Doğu Perinçek, “Üretim Devriminin inşasına yönelik kararlılık doğuyor. En temel mesele ekmek teknesini korumaktır” dedi. Vatan Partisi Genel Başkanı, bu seçeneğe karşı çıkanların sadaka ekonomisini savunduğunu dile getirdi.

Perinçek, Vatan Partisi’nin hazırladığı Üretim Devrimi programına göre kamu-özel sektör ortaklığıyla, fabrikaların kapanmasına izin verilmeyeceğini kaydetti. Sanayi için atıl kapasitenin de kullanılacağını kaydeden Perinçek, üretimde önceliğin gıda, sağlık, güvenlik ve milli eğitim olduğunu vurguladı.

Vatan Partisi Genel Başkanı, Türk Lirası basmanın Türkiye’yi rahatlatacağını ve dolara-avroya ödenen haracın son bulacağını ifade etti. Perinçek, “paranın üzerindeki Washington, Lincoln resimlerinin yerine Atatürk resimleri konacak” dedi.

Türkiye’nin tasarruf oranının yükseltilmesinin önemine değinen Perinçek, “tasarrufla fabrika açacağız ve üretim seferberliği başlatacağız” diye konuştu.

Perinçek’in açıklamalarının satırbaşları şöyle:

SALGINDAN VE EKONOMİK TEHLİKELERDEN ÇIKIŞ PROGRAMI

Türkiye çok zorlu bir problemle karşı karşıya. Sadece koronavirüsle değil ekonomimiz de tehlikeler ile karşı karşıya. Biz yıllardan beri, Türkiye’nin böyle bir noktaya geleceğini gördük ve onun çıkış programını yaptık. Onun adı üretim devrimi. Sayın Cumhurbaşkanımızın önceki gün yaptığı konuşmaya dikkat edersek üretim ve istihdam odaklı çözüme gönderme yapılıyor. Yani “Fabrikaları çalıştıracağız, atıl kalmayacak. Bütün üretim kapasitemizi kullanacağız. Tek bir karış toprak bırakmayacağız hepsini ekeceğiz” diyor. Bu çok önemli.

ÇÖZÜM SADAKA EKONOMİSİ DEĞİL ÜRETİM ÇARKINI ÇEVİRMEK

Çözüm sadaka ekonomisinde değil, çözüm üretim çarkını çevirmek. Sadaka ekonomisini savunanlar, ‘İşten atılan işçilere şu tazminatını verelim evlerine ekmek yollayalım’ falan gibi en sonunda, sadaka başlığı altında toplanacak çözümler getiriyorlar. Biz ise üretim çarkını çevireceğiz diyoruz. Üretmeye devam edeceğiz, fabrikalar çalışmaya devam edecek, iflas nedeniyle fabrikalar durmayacak.

Denizli’miz, Gaziantep’imiz, Konya’mız, Bursa’mızı Samsun’umuz… küçük ve orta işletmelerin, sanayinin var olduğu kentlerimiz. Aynı zamanda geçmiş dönemde depolara atılan, paslanmaya terk edilen makinelerimizi oralardan çıkaracak küçük-orta boylu sanayicilerimizi de destekleyeceğiz. Atıl kapasitemizi harekete geçireceğiz. Çünkü çözüm üretmekte. Siz üretmekten vazgeçerek Türkiye’nin hangi sorununu çözeceksiniz?

ÖNCELİK GIDA, SAĞLIK, GÜVENLİK VE MİLLİ EĞİTİMDE

Kamu kaynakları da bu amaçla kullanılacak. Yani kamu kaynakları iki türlü kullanılır. Birincisi her eve ayda bir bin TL yollarız ya da bir seferde bin TL yollarız. Tabi bu yardıma muhtaç olan insanlarımıza yardım devam edecek. Ama esas birinci tercihimiz kaynakların üretim amacıyla kullanılması olacak. Üretimde de yine tercihlerimiz olacak. Yani hangi üretim, orada da birinci tercihimizi gıda güvenliğimizi sağlamak yani topraklarımız ekilecek temel gıda maddelerimiz üretilecek. O ürettiğimiz ürünler tüketiciye ulaşacak. Bunların tedariki, gıda sanayinde işlenmesi ve şehirlerimize ulaşacak. İşletmeler kurtarılırken de gıda güvenliğini sağlayacağımız işletmelere öncelik, sağlıkla ilgili işletmelerimiz ikinci öncelik, üçüncüsü milli savunma sanayimize mal üreten, hizmet üreten işletmelerimiz, dördüncü tercihimiz de milli eğitimle ilgili kurumlarımızı ayakta tutmak.

ÜRETİM DEVRİMİ İNŞASI İÇİN KARARLILIK

Üretim devrimi inşasına yönelik bir kararlılık doğmakta. En temel mesele ekmek teknesinin korunmasıdır. Türkiye’de çok büyük işletmeler iflaslarla karşı karşıya geldi burada da bir tek Vatan Partisi köklü bir çözüm üretti. Bu iflasla karşı karşıya kalan işletmeleri kamulaştıralım ama kamulaştıktan sonrada orada üçlü bir yönetim sistemi kurmak ,yani bir kere yüzde 50’den fazlası devletin olacak yüzde 40 ‘ı işçilerin ve memurların maaşlarına dağıtılacak, yüzde 5-10 arasında iflas ettiğini söyleyen patron veya işletmeciler arasında paylaştırılacak. Böylece işçisiyle, devletiyle, kamusuyla o işletmeyi o güne kadar götürmüş yönetimiyle, patronuyla bu üçlü karma mülkiyet… Karma yönetimle o işletmenin çarkını döndürmeyi sağlamış olacağız. Yani kapıya işçi atılmayacak, ekmek teknesini korumuş olacağız.

KAMULAŞTIRMA: ÖZEL SEKTÖRÜ KURTARACAK

Üretimi sürdürmek için kamulaştırma. Yani burada özel sektörün yetersiz kaldığı, hayatını devam ettiremediği alanlarda devletleştirmeden bahsediyoruz. Özel sektörü de düştüğü yerden kaldırıyor bu çözüm. İşçinin işsiz kalmasının da önüne geçiyor. Diğer türlü üretim duracak işçi işsiz kalacak ve sadaka gündeme gelecek. Bunun çözüm değil. Orada ne var dalkavukluk var. Bakın batıda büyük fikir adamları küreselleşme bitti, popülizm bitti diyorlar. Popülizm halkçılık değil halk avcılığı, halk dalkavukluğu. Bitti bunlar.

‘PARA BASACAĞIZ’

Para basmayı gündeme getiren Vatan Partisi. Bunu da gündeme telaş içerisinde, başımıza bu bela gelince getirmedik. Bakın üretim devrimi programımızın 18. Maddesi’nde biz zorluklarla karşı karşıya gelineceğini bildiğimiz için çözümleri sıraladık. Buna göre “Şu anda Merkez Bankası, ekonomiye karşılık gelen banknotun sadece yüzde 15’ini basmaktadır. Merkez Bankası Türkiye devletinin emriyle iç piyasadaki para dolaşımının bütününü karşılayan para basımında bulunacaktır” demişiz.

IMF bize hep “Sıkı para politikası uygulayacaksınız” dedi. Yani para basmayacaksınız dedi. Çünkü biz para basmayacağız, Türkiye’de dolar dolaşacak, avro dolaşacak, tahta oturacak. Çünkü o zaman Amerika’ya ve Avrupa’ya haraç ödemiş olacağız.

‘PARANIN ÜZERİNDEKİ RESİM DEĞİŞECEK’

Paraların üzerinde Lincoln değil Atatürk olacak diyen Perinçek, “Paraların üzerindeki resim değişecek. Paranın üzerindeki Washington, Lincoln resimlerinin yerine Atatürk resimleri konacak. Bu arada ithalatta kullanılacak döviz birikimlerinin korunmasına yönelik istisnai tedbirler de alınacaktır. Hem piyasanın para ihtiyacını karşılamak için hem ek bir vergi toplamak için bu gerekli. Çünkü para basınca da aynı zamanda vergi toplamış oluyorsunuz. Az parası olandan az çok parası olandan çok. “ifadelerini kullandı.

Aynı zamanda bankalardaki döviz mevduatı da rayiç bedel üzerinden Türk lirasına çevrilecek göreceksiniz. Bundan kaçınılmak mümkün değil. Burada cesur olmak lazım, bundan da kimsenin korkmasına gerek yok. Sonuçta alış gücü aynı olacak. Yani vatandaşın zarara uğraması söz konusu değil. “dedi.

TASARRUF YAPARAK ÜRETİM SEFERBERLİĞİ

Tasarruf önemli fakat devletin kararları ile tasarruf burada önemli olan. Bugün tasarruf oranımız %12’lere kadar düşmüş, Devletin %25 e çıkarması lazım tasarrufu. Yani 100 birim üretiyorsak 25’ni tasarrufa ayıracağız. Bu tasarruf yatırıma yöneltilecek. Tasarrufla fabrikalar açacağız, işsizlere iş buluruz. Bir üretim seferberliği sağlarız. O zaman işçiye de memura daha çok ücret verebiliriz. “ diye konuştu.

TEKÂLİFİ MİLLİYE TARTIŞMASI

Bugünde koronavirüs salgını karşısında en yakın bizim dayanacağımız tarihsel birikim İstiklal Savaşımız. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazandığımız birikim, tecrübeler, maneviyat bugünkü en büyük güç kaynaklarımız. İstiklal Savaşı öncesinde, eğer o iki öküzün birini Atatürk’ün önderlik ettiği devrimci hükümet almasaydı öküzlerin hepsi işgalcilerin eline geçecekti. Yani Türkiye’nin bütün öküzleri İngilizlerin, Fransızların onların emriyle üzerimize gelen Yunanların olacaktı.

Sayın Cumhurbaşkanımız da o yakın tarihteki halkın fedakârlıklarına gönderme yaptı. Biz de bundan çok büyük mutluluk duyduk. Çünkü Bugün Türkiye’nin ihtiyacı bu.

HÜKÜMETE UYARI: SADE YAŞAM

Diğer yandan, devlet yöneticileri de halka sade yaşamıyla örnek olması gerekiyor. Halktan gelen çeşitli talepler var. Uçaklar , arabalar, maaşlar ile ilgili… Vatan Partisi olarak onların da yanındayız. Ama şunu da belirtelim, sadece devlet yönetimindeki israfı ortadan kaldırarak büyük sorunları çözemeyiz. Neyi sağlarız bir manevi ortaklık, bir kader birlikteliği sağlamış oluruz. Hz. Muhammed’in çok güzel bir sözü var “ Yöneticileri zengin ölen milletler yoksul milletlerdir, yöneticileri fakir ölen milletler zengin milletlerdir” bu çok çok önemli. AYDINLIK

[3d-flip-book mode="thumbnail-lightbox" urlparam="fb3d-page" 
id="12654" title="false" lightbox="dark"]
Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.