Burası Türkiye’nin en büyük ikinci tatlı su kaynağı olan Eğirdir Gölü… Son yıllarda hatalı kullanımlar, aşırı su alımı, popülist siyasi kararlar ve bütün bunlara eklenen kuraklığın gölgesinde can çekişen bir doğal miras… Kışın tam ortasındayız ve son yılların en yoğun kar yağışının düştüğü bölgede göl ne yazık ki iç çekişini sürdürüyor.
Yağmurun ve karın, rahmet ve bereket olduğu zamanlar geride kalmış sanki. Göl, buz tutan kıyılarına doğru içindeki kirliliği kusuyor. Sanki insanlardan umudu kesmiş, kendi kendini temizlemek istiyor. Boğulurcasına isyan ediyor.
Kıyısında, yanında, yöresindeki vurdumduymazlık ve ihmalin yanında “yetkili” ağızların yasak savmaktan öteye gitmeyen gelecek zamanlı vaatleri ve oyalanmaları arasında koca bir göl adeta ölmekte olan çaresiz bir devin can çekişmesiyle sesleniyor…
Suyun, rüzgarın, toprağın, ağacın sesi bu…
Elmanın, üzümün, balığın ve kuşun sesi…
İnsana rağmen aynı zamanda insanın da sesi…
Sular zamanın hafızasıdır. Bu sese kulak verin, dünden yarına söyleyecekleri var…
Bu haberler de ilginizi çekebilir.
- KKTC Antalya Başkonsolosu’na Vatan Partisi ziyareti
- Yıllar sonra Burdur’da ana arterlerde yeniden ücretli otopark
- Teknoloji Tutkunu Gençler MAKÜ’de Buluştu
- MAKÜ, Honamlı ve Kıl Keçisi Damızlık Oğlaklarını Satacak
- İşKur’dan alacağı sermaye hayatını değiştirecek
- Danimarka’dan tarihi kültürel iade
- DENEME- “Atalarımızın Katilliği”, Uluslararası Emperyalist Bir Yalandır1
- Yüksek Verimli ve Nitelikli Embriyo Transferiyle Hayvancılıkta Büyük Atılım