Kibyra’nın tanrıları birer birer günyüzüne çıkıyor

Tarihte “gladyatörler şehri” ve antik çağda at yetiştiriciliğinin merkezi olması nedeniyle “hızlı koşan atların şehri” olarak anılan, 30 bini aşkın piyade ve 2 binin üzerinde atlı askeri birliklere sahip militarist yönü öne çıkan ve çevresindeki 25 kentin yargı merkezi 2300 yıllık Kibyra Antik Kentinde iki önemli eser günyüzüne çıkarıldı.

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru’nun kazı başkanlığında kazı çalışmaları süren ve son kazılarda iki tarihi eserin günyüzüne çıkarıldığı Kibyra Antik Kenti’nde kazı ekibine ziyarette bulunan Burdur Valisi Sayın Ali Arslantaş, yeni bulunan iki tarihi eser “Serapis”, “Asklepios” isimli eserler hakkında bilgi aldı.

Bulunan yeni eserler dolayısıyla Kazı Başkanı Özüdoğru’nun şahsında bütün kazı ekibini kutlayan Vali Arslantaş, devam eden çalışmalarında başarılar diledi.

SERAPİS

Kibyra Antik Kenti 2019 yılında Roma Hamam Kompleksi’nden mor damarlı Afyon mermerinden perdahlı-iyi işçilikle yapılmış baş kısmı korunamamış bir büst ele geçmiş ve eser kazı kazı evi deposunda koruma altına alınmıştır. 2020 yılı kazı sezonunda ise yine Roma Hamam Kompleksi’nin farklı bir bölümünde yapılan bitki temizliği sırasında bir baş ele geçmiş olup 2019 yılında bulunan büst ile birleşmiş, Serapis büstünü oluşturmuş ve müzede sergilenebilecek niteliğe kavuşmuştur. Farklı kazı sezonlarında iki parça halinde ele geçen mermer büstün restorasyon ve konservasyon çalışmaları, kazı ekibinin deneyimli restoratörleri tarafından, belgeleme, teşhis/hasar tespiti, temizlik ve sağlamlaştırma uygulamaları şeklinde gerçekleştirilmiştir. Roma İmparatorluk Dönemi’ne tarihlenen mermer büstün Restorasyon ve konservasyon çalışmaları tamamlanmış olup bilimsel yayın çalışmaları ise halen devam etmektedir. Serapis bol dökümlü chiton ve himation giyen ve başında kalathos taşıyan gök tanrı, ışığın tanrısı gibi birçok özelliğe sahip Mısır Kökenli bir tanrıdır. Büyük İskender’den sonra Ptolemaioslar’ın devlet propagandası olarak en büyük tanrılar arasında girmiş, ardından ülke sınırlarını aşarak tüm dünyada tapılır hale gelmiştir. Daha sonraları Mitoloji dünyasının önde gelen tanrıları Zeus, Asklepios, Dionysos, Hades ve Poseidon ile özdeşleşmiştir. Tanrının tapımına Anadolu’da da uzun yıllar devam edilmiştir.

ASKLEPİOS

Kibyra Antik Kenti 2020 kazı sezonunda Kaisarion yapısının (İmparator Kültü Tapınağı) güney yamacında sürdürülen kazı çalışmaları sırasında yaklaşık 38 cm boyunda bir Asklepios Heykelciği ele geçmiştir. Eser oldukça ince işlenmiştir. Giyimli tanrı, uzun kıvırcık saçları ve sakalıyla betimlenmiştir. Yılan sarılı asasına dayanmış olan tanrı elinde yumurta tutmaktadır. Asklepios’un bu şekilde yumurta tutarken yapılmış olduğu betimleri çok az sayıda olması nedeniyle bu heykel hem arkeoloji tarihi için hem de Kibyra’nın sağlık ile ilgili kültleri için önemli bilgiler sağlamıştır.

Yangın katmanı içinde bulunan bu heykelcik 7 parça halinde ele geçmiş olup,  bulunduğu yangın katmanından ve toprak altında geçirdiği süre boyunca çevresel koşullardan oldukça olumsuz yönde etkilenmiştir. Tüm parçaları mevcut olan heykelciğin genel durumu sağlam olup, eserin restorasyon-konservasyon ve bilimsel yayın çalışmaları devam etmektedir. Roma İmparatorluk Dönemi’ne tarihlenen eser konservasyon çalışmalarının ardından tümlenerek orijinal şekliyle sergilenebilir duruma gelecektir.

Mitolojide tıbbın ve sağlığın tanrısı olarak bilinen Asklepios, birçok görevinin yanında “iyileştirici tanrı” olarak da görev yapan Apollon’un oğludur. Doğumuna ilişkin birçok mitolojik hikâye bulunan Asklepios’u yarı at yarı insan olan Kheiron yetiştirmiş ve mitolojiye göre tanrı hekimliğin bütün inceliklerini de bu at adamdan öğrenmiştir. Tanrının en yaygın görülen atribüsü, antikçağ boyunca hem yeraltı hem yeryüzü ile ilgili olmuş hem de şifanın simgesi olarak görülen yılanlı asadır. Ayrıca bazı betimlerinde çam kozalakları, defne dalları, keçi ve köpek de görülür.

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.