Bağımsızlık Savaşı’mızın, Cumhuriyet Devrimi’mizin ve Mazlum Milletlerin lideri Mustafa Kemal Atatürk, sonsuzluğa uğurlanışının 86’ncı yıldönümünde tüm yurtta saygıyla, minnetle ve özlemle anıyoruz.
İstiklal Savaşını zafere götüren Atatürk, ölümünün 86’ıncı yıldönümünde İkinci İstiklal (Vatan) Savaşı veren Türkiye’nin yolunu aydınlatmayı sürdürüyor. ABD ve İsrail Siyaonizmi’nin ülkemiz üzerine abandığı, ABD üsleriyle kuşatıldığımız, dış tehdidin geçmişte olmadığı kadar yükseldiği şartlarda Atatürk’ü ve düşüncelerini düşmanlarının ve hasımlarının bile benimsediği bir geçitten geçmekteyiz. Savaş ve mücadele mevzisinde olanla şarlatanların ayırdedildiği ortamdayız.
Türk milletine ve Mazlum Milletlere ışık olan Atatürk, hayatı boyunca emperyalistlere karşı Ezilen Milletlerin saflarında yer almıştır. Anadolu’da tutuşturduğu bağımsızlık ve hürriyet meşalesiyle Asya, Afrika ve Latin Amerika halklarına umut ve mücadele ışığı ve azmi olmuştur. Hala yaşamaya devam eden düşünce ve fikirleriyle Mazlum Milletlere mürşit olmayı sürdürmektedir.
Daha 1904 yılında gencecik bir Osmanlı zabitiyken not defterine “maddeyi anlamalı” diye yazan Mustafa Kemal’in önderlik ve rehberliğinde Çanakkale’de, fakir, küçük ve maddi bakımdan geri bir milletin, tekelci kapitalizmin ve emperyalizmin bütün varlığını harcadığı dev bir askeri mekanizmayla (İtilaf Devletleri armadasıyla) donatılmış en kuvvetli emperyalist orduları bile bozguna uğratabileceği kanıtlanmış, stratejik olarak “kâğıttan bir kaplan” olduğu ortaya çıkmıştır. Ardından gelen Türk Kurtuluş Savaşı ve yüzyıl içine yayılan diğer halkların (Vietnam, Laos, Kamboçya, İran, Rus, Çin vb.) kurtuluş savaşları bunu iyice beyinlere kazımıştır. Bugün artık bu gerçeğin anlaşılmasının ötesinde ABD’nin başını çektiği Atlantik emperyalizmi, Batı kapitalizmi, 500 yıllık ömrünün sonuna varmış, gerileyen, çöken bir medeniyet haline gelmiştir. Bugün yeni bir medeniyet doğmaktadır. Yeniden “Asya çağı” başlamaktadır. Yepyeni bir “çağdaş uygarlık” (muasır medeniyet) doğmaktadır. Türkiye, bu yeni çağdaş uygarlığın öncü ülkelerinden biridir. Ülkemizin Avrasya yolculuğu geri dönülemez mecburiyetlerindendir ve büyük Atatürk’ün milletimize gösterdiği menzil olan “çağdaş uygarlık” hedefine uygundur.
Türkiye’nin önündeki adım, Vatan Savaşı (İkinci Kurtuluş Savaşı) ve neoliberalizmden (hazırdan ve el’den yemeden) kurtuluş; yani üretim odaklı bir ekonomi devrimi sonucu üreticilerin milli hükümetinin inşasıdır. Türkiye, üreticilerin baştacı olduğu milli hükümetin yönetiminde Avrasya dünyasındaki şerefli yerini eninde sonunda alacaktır.
Türkiye 86 yıl sonra gene büyük Atatürk’ün aydınlattığı mecraya girmiştir.
Bu mecra, yeni zaferler dönemidir.
- 2014 yıllarında Silivri duvarlarını yıktı.
- Türkiye böylece 70 yıllık küflü emperyalist zinciri kırarak önünü açtı.
- FETÖ’nün belini kırarak NATO Gladyosunu paramparça etti; Amerikan generallerini hapse tıktı.
- PKK’yı kazdığı hendeklere ve ilan ettiği sözde “özerklik” çukuruna gömdü.
- Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı gibi harekâtlarla emperyalist koridoru darmaduman etti.
- Komşu ülkelerle birleşerek, Rusya, İran, Irak ve Suriye ile birlikte Amerikan emperyalizminin ikinci İsrail projesini tarihe gömdü.
- Türkiye ve Rusya işbirliği ile Azerbaycan ordusu Dağlık Karabağ’ı kurtardı. Kafkaslar’da ABD oyunlarını bozguna uğrattı.
- Mavi Vatanımızda emperyalistlere karşı Albayrağımızı dalgalandırıyor.
Bütün bu başarılarda Atatürk var, O’nun meşalesi var.
Türk milleti, 1,5 asırlık demokrasi mücadelemizde bütün kör çıkmazlara radikal olarak müdahale etmiştir. Meşrutiyetlerden geçerek Cumhuriyet’in mecburiyetini Atatürk’ün liderliğinde hayata uygulamış; kör çıkmazlara devrimle müdahale etmiştir. Şimdi gene Atatürk’ün yolunda, Atatürk kararlılığı ile zorluklara karşı mücadele etmektedir.
“Yasta değil ayaktayız, Atamızın yolundayız.”