Vatan Partisi’nin çözümleri-1

Toplumda en çok tartışılan, buna karşılık program, siyaset ve ilkeleri de en çok toplumdan gizlenen ve perdelenen Vatan Partisi’nin Türkiye’nin sorunlarına gerçekçi çözümler getiren programını özet olarak altı bölüm halinde yayımlıyoruz. İlk bölümde sıcak gündemler arasında ön sıralarda yer alan ‘dış politika’ ve ‘güvenlik’ bölümlerini paylaşıyoruz

DIŞ POLİTİKA

GÜÇLÜ ORDU, GÜÇLÜ GÜVENLİK, GÜÇLÜ TÜRKİYE

Ege ve Doğu Akdeniz’den İran-Arap Körfezine kadar uzanan cephede, ABD ve İsrail merkezli dış tehdidi göğüslemek için, Kahraman Ordumuzu yönetecek Kahraman bir Hükümet kurmak, önümüzdek

i esas görevdir.

İçine girdiğimiz savaş ve tehdit döneminde, Güçlü Ordu ve Güçlü Güvenlik, Güçlü Türkiye’nin anahtarıdır. Millî Savunma Sanayisi ve Yapay Zekâ teknolojisi yatırımlarına hız vereceğiz. Ordumuzu Siber Savaşa en üst düzeyde hazırlayacağız.

SAVAŞI ÖNLEYECEK HÜKÜMETİ KURACAĞIZ

Türkiye, Ege ve Doğu Akdeniz’den İran-Arap Körfezi’ne kadar uzanan cephede ciddî tehditlerle karşı karşıyadır. ABD-İsrail merkezli bu tehditleri göğüslemek için Vatan Partisi, komşularımız Suriye, Irak, İran, Azerbaycan, Rusya yanında Çin Halk Cumhuriyeti gibi etkili ülkelerle güvenlik ve ekonomi alanlarında işbirliği ve dayanışma için yıllardan beri verimli çalışmalar yürütmüştür ve hükümet görevleri yapmıştır. Bu açıdan Perinçek Hükümeti göreve hazırdır. Bölgemizde savaşı önleyecek ülke Türkiye’dir ve Türkiye’de savaşı önleyecek hükümet de, Perinçek Hükümetidir. Çünkü günümüz koşullarında savaşı önlemenin biricik yolu, ABD ve İsrail tehdidine karşı Batı Asya ülkeleri ile dayanışmadır.

YURDUN HER KÖŞESİNE HUZUR

Bölücü terörle mücadele döneminin yaralarını saracağız. Cumhuriyetimizin milleti birleştiren kardeşlik, eşitlik ve çağdaşlık kültürünü yerleştireceğiz.

TÜRK DE BİZİZ KÜRT DE BİZİZ HEPİMİZ TÜRK MİLLETİYİZ

Kürt yurttaşlarımızı milletimizin ve vatanımızın birliği için seferber edeceğiz. Türk de biziz Kürt de biziz, hepimiz Türk milletiyiz. Bu anlayışla ırk ve mezhep ayrımı gözetmeden bütün milletimizi eşitlik ve özgürlük temelinde birleştireceğiz.

TÜRKİYE CEPHESİ

Vatan bütünlüğü ve yurtta barış için, hiçbir ayrım gözetmeden bütün partileri ve halkı bölücü ve yobaz teröre karşı birliğe çağırıyoruz. Milleti birleştirmek ve tecrübelerinden yararlanmak için, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’a, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak kuracağımız hükümete katılmalarını önereceğiz.

AVRASYA’DA İŞBİRLİĞİNİ İNŞA EDİYORUZ

Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye olacağız. Çin ve Rusya, birinci ve ikinci ticaret ortaklarımızdır. Almanya, üçüncü ticaret ortağımızdır. Türkiye ekonomisi, Avrasya ile bütünleşmektedir. Nesnel gerçek budur.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve güneydeki savunma hatları ile Rusya’nın ve genel olarak yükselen Asya’nın savunma hatları birleşmektedir. Almanya başta olmak üzere Batı Avrupa’nın büyük devletleri, ABD’ye kafa tutuyorlar ve yeni dünya dengelerinde Asya’ya yaklaşıyorlar. Avrasya Birliği adım adım oluşuyor. Bu koşullarda hiçbir güç, Türkiye’nin Avrasya’nın öncüleri içindeki onurlu konumuna yerleşmesini önleyemez.

Vatan Partisi, Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü içindeki bağımsız yerini almasını programına alan tek partidir. Böylece ülkemizin ABD ve AB ile ilişkilerini normalleştireceği ve karşılıklı yarar esasına oturtacağı koşullar da yaratılmış olacaktır.

BATI ASYA’NIN KÜRT ÖRGÜTLERİNE UYARI

Kürt halkı ile bölge ülkeleri ve halkları arasında düşmanlık yaratan örgütleri uyarıyoruz: ABD’nin aleti olmanın sonuçları ağırdır. ABD enstrümanları, alınlarına vurulan ihanet damgasından başka bir kazanca ulaşamayacaklardır. Batı Asya’da yaşayan bütün Kürt kardeşlerimizi ABD’nin bölücü planlarına karşı bölge ülkeleri ve halklarıyla birliğe çağırıyoruz.

 BATI ASYA BİRLİĞİ’Nİ KURUYORUZ

Irak, İran, Azerbaycan ve Rusya, bizim enerji güvenliğimizi sağlayan ülkelerdir. Onlarla Vatan Partisi olarak her alanda işbirliğini geliştiriyoruz. ABD ve İsrail’in sözde “Kürdistan” adı altında İkinci İsrail devletçiğini kurma planını İran ile görüşerek bozguna uğrattık. Böylece ABD-İsrail planlarına karşı bir model oluşturduk. Batı Asya’da kurduğumuz işbirliği ve dayanışma, Ege ve Doğu Akdeniz’de yüz yüze geldiğimiz ABD- İsrail tehdidini bozguna uğratmak için de geçerlidir.

TÜRK CUMHURİYETLERİYLE AVRASYA’DA BULUŞMA VE ORTAK GELİŞME

Türkiye’nin Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan ile her alanda ortak gelişmesi için çalışacağız. Karabağ’ı Ermeni işgalinden kurtarma mücadelesinde Azerbaycan’ı kararlı olarak destekleyeceğiz. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü en kısa zamanda sağlanacaktır.

SURİYE İLE EN SAĞLAM DAYANIŞMA VE İŞBİRLİĞİ

Bölgedeki bölücü ve yobaz terör örgütlerini etkisiz kılmak, iki kardeş ülkenin toprak bütünlüğünü sağlamak ve Batı Asya’da kalıcı barış için, Suriye Hükümetiyle sürekli görüştük ve anlayış birliği içindeyiz. Her alanda ortak eylemde kararlıyız.

SURİYE İLE RESMİ TEMAS SAĞLANMALIDIR

Seçimden sonra, resmi temaslarla, iki ülke arasındaki iş birliğinin temellerinin atılması, bölgenin ve dünyanın geleceği için çok önemli bir adımdır. Bu çerçevenin daha da genişletilmesi adına, önümüzdeki diplomatik temaslara, Suriye ve Irak’ın da katılımının sağlanması faydalı olacaktır.

SURİYE DEVLET BAŞKANI BEŞAR ESAD İLE DÜŞMANLIĞA SON VERİLMELİDİR

Suriye devlet başkanı Esad; Suriye basınını, “Türkiye ile İsrail’in kesinlikle eş tutulmaması gerektiği” konusunda uyardı. Buna karşın, Türkiye basınında yer alan haberlerde ise; Suriye ve İsrail’in ortak amaç için mücadele verdiği lanse edilmektedir. Bu tarz yayınların Atlantik kanadına hizmet amaçlı hakeza Atlantik destekli ve kaynaklı yapıldığı ve Türkiye – Suriye ilişkilerinin bir propaganda unsuru olarak kullanıldığı vurgulanmalıdır. Bu bilgi kirliliğinin ve kara propagandanın sonlandırılması gerekmektedir.

SURİYE İLE İŞ BİRLİĞİNİN SAĞLANMASI HER İKİ ÜLKENİN DE MENFAATİNEDİR

Suriye’nin sosyal ve siyasi alandaki geleceğini belirlemek üzere, önümüzdeki dönemde bir seçim yapılması öngörülmektedir. Suriye hükümeti ile iş birliği çerçevesinde, Türkiye’deki mültecilerin ülkelerine dönmelerinin sağlanması, güvenli bölgelere yerleştirilmesi, temel ihtiyaçlarının karşılanması ve yapılacak olan seçimlerde sandığa giderek vatandaşlık haklarını kullanmaları sağlanmalıdır.

IRAK İLE İYİ İLİŞKİLER GELİŞTİRMELİYİZ

Fırat’ın doğusuna yapılması öngörülen operasyonun, Irak’ın da katılımı ile bölgesel iş birliği pekiştirilmiş olacağından; çok daha efektif ve vurucu bir hamle ile terörün ve arkasındaki emperyalist devletlerin bölgeden temizlenmesinin nihai zafer olacağının beyan edilmesi müttefik devletler ve milletleri nezdinde de güven ortamı oluşturacaktır.

KUZEY IRAK’TA GÜVENLİK İŞBİRLİĞİ

Sincar ve Kandil bölgelerine yapılacak olan operasyonlarda da seçilen yeni Irak hükümetinin desteğinin alınmasının daha faydalı olacağının açıklanması gerekmektedir. Sincar, Irak toprağıdır. PKK/PYD adı altında teröre hizmet eden küresel taşeronlar, bölgeden temizlenmeli ve bölge Irak devletine teslim edilmelidir. İran, Irak ve Suriye ile işbirliği yaparak, Kandil’e üç ay içinde beyaz bayrak çektireceğiz. Perinçek Hükümeti, Türk Ordusunun yenilmez gücüyle ve komşularımızla işbirliğini güçlendirerek Vatan Savaşımızı kesin sonuca ulaştıracaktır.

İRAN İLE DOSTLUK HAYATİDİR

ABD’nin asıl hedefi olan Türkiye’ye giden yolda atacağı en büyük adım, Türkiye ve İran arasında bir anlaşmazlık yaratmaktır. Çünkü Irak ve Suriye derken şuanda sıra artık İran’ın karıştırılması ve sonunda Türkiye’nin işgal edilmesi planını devreye sokmak istemektedir. Bu alçak ve vahşi planların önüne geçecek tek bir engel vardır: Türkiye ile İran arasındaki hayati dostluk.

 İRAN’A YÖNELİK YAPTIRIMLARA KATILMAYACAĞIZ

ABD’nin İran ile Nükleer Anlaşmadan çekilmesi ve yaptırım uygulama yönündeki açıklamaları, yalnız İran’a değil, aynı zamanda Türkiye’ye tehdittir. Kuracağımız Hükümet, ABD’nin İran’a uygulayacağı yaptırım ve ambargolara kesinlikle katılmayacaktır.

KOMŞUMUZ İRAN İLE TURİZM FAALİYETLERİNİ ARTIRACAĞIZ

İran ile turizm faaliyetlerinin geliştirilmesine yönelik olarak, ülkemizde misafir ettiğimiz İranlı turistlere seyahat ve konaklama alanlarında kolaylık sağlanması konusunda işbirliğine gidilmelidir.

ERMENİSTAN’A KARŞI STRATEJİK ORTAĞIMIZ

OLAN RUSYA’YA AZERBAYCAN’I DOĞRU ŞEKİLDE ANLATMALIYIZ

Ermenistan’da yaşanan siyasi gerilim sonucunda, sözde ulusal uzlaşı hükümeti kuracağını ilan eden Pashinyan ve taraftarları; aslında Ermenistan’ı tıpkı Arap baharları şeklinde karıştırıp, kukla bir ABD hükümeti yaratmanın ve Azerbaycan ve Rusya’ya karşı Ermenistan’da bir ABD merkezi kurma planları içerisindelerdir. Buna karşı Türkiye, Rusya ve Azerbaycan ortaklığı şarttır.

FİLİSTİN DİRENİŞİYLE KAN KARDEŞİYİZ

ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesini tanımıyoruz. Doğu Kudüs, Filistin’in başkentidir. Filistin’in toprak bütünlüğü ve bağımsızlık için verdiği mücadele, Türkiye’nin de mücadelesidir. Bu uğurda Bora Gözen başta olmak üzere sekiz arkadaşımızı Nahr El Bared’te şehit vermiş bir parti olarak kanımız Filistin halkının kanına karışmıştır.

GÜVENLİK, MİLLİ SAVUNMA VE DENİZCİLİK

GÜVENLİK, MİLLİ SAVUNMA VE

DENİZCİLİK İÇ GÜVENLİK STRATEJİSİ GÖZDEN GEÇİRİLECEK

Terör maalesef hep devam ediyor ve edecek, bugüne kadar hep terörist ile mücadele edildi. Oysa güçlü bir istihbarat örgütü kurarak, terörün mali ve sosyal kaynaklarının kurutulması sağlanmalıdır. Polis teşkilatının da siyasi etkenlerden arındırılması da önem arz etmektedir.

ULUSAL SAVUNMA STRATEJİSİNİN KAYNAĞI MİLLİ POLİTİKADIR

Bizim milli politikamız cumhuriyetin kuruluşu ile oluşturulmuştur. Ulusal politikamız ‘’Yurtta Sulh, Cihanda Sulh. ‘Dur. Esasları “Tam Bağımsızlık”tır.

MİLLİ HEDEFLERİMİZ

Kara coğrafyasındaki kaynaklarımızı ve denizlerimizdeki (mavi vatandaki) kaynaklar ile, hak ve menfaatlerimizi korumak ve kollamaktır.

NATO’DAN ÇIKACAĞIZ

Türkiye NATO’ya girdikten sonra TSK yapılandırmasını, NATO’nun yegâne söz sahibi ABD’nin yarattığı tehdit doğrultusunda yapılandırmıştır. Oysa Türkiye’ye tehdit 1639 Kasrı Şirin anlaşmasından sonra hep Batıdan gelmiştir ve halen de tehdit Batıdan gelmektedir.

SAVUNMA BAKANLIĞI, SSM VE TSK ORGANİZASYON YAPISI GÜNCELLENMELİDİR.

Harp prensiplerine aykırı olarak Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) bozulan ve savaş etkinliği zayıflatılan emir-komuta yapısı yeniden düzenlenerek, TSK’da emir komuta birliği sağlanacaktır.

Perinçek Hükümetinde, tarihteki Türk Ordusu efsanesi geri dönecek, Türk askeri saygın konumunda olacaktır. Astsubayların emekli olduklarında görev tazminatlarını almaları sağlanacak, başlangıç derecelerindeki adaletsizlik ortadan kaldırılacak ve intibak sorunları çözülecektir.

Savunma sanayii projeleri çok kritiktir ve asker-sivil ortaklığını gerektirir. Projelerin, teknolojik gelişmenin gerisinde kalmaması için hızla ve özenle bitirilmesi gerekir. Bunun için özgün ve çağdaş bir organizasyon yapısı oluşturulmalıdır.

TSK’nın kuvvet yapısının da NATO’nun istekleri doğrultusunda değil, kendi ulusal çıkarlarımız doğrultusunda, yapılandırılması, kaçınılmaz bir zorunluluktur. Zira tehdit ana karamıza mavi vatan üzerindendir. Mavi Vatanı koruyup kollayamazsak ana kara vatanımızı koruyamayız.

Bu nedenle NATO’dan bağımsız olarak TSK’nın; deniz kuvvetleri, hava kuvvetleri ve kara kuvvetleri öncelik, büyüklük ve güçlülük şeklinde yapılandırılması gerekmektedir.

İNCİRLİK ÜSSÜ KAPATILACAK

Topraklarımız üzerinde yabancı üs ve asker bulunmasına izin verilmeyecek, güvenliğimizi ve komşularımızı tehdit eden ikili antlaşmalar kaldırılacaktır. Türkiye, NATO’dan çekilecek, emperyalist askeri ittifaklara katılmayacaktır. İncirlik başta olmak üzere Türkiye’deki bütün ABD üsleri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin denetimi altına alınacaktır. Üsleri terk etmesi için ABD kuvvetlerine iki hafta süre verilecektir.

Bölgedeki küresel terör faaliyetlerinin hizmetine sunulmuş ve dahi ana karargâhı olan İncirlik Üssü’nün küresel terörün kaynağı ve destekçisi ABD’ye kapatılma faaliyetlerinin vakit kaybetmeden başlatılması gerektiği vurgulanmalıdır. ABD, Münbiç’i ve bölgeyi terk etmeli; nihayetinde teröre yardım ve kaynak sağlama misyonunu sonlandırılmalıdır.

ABD-İSRAİL KORİDORUNA GEÇİT YOK

Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde “Kürt Koridoru” adı altında, bir Amerikan- İsrail Koridoru açma planını bozacak yeteneğimiz ve gücümüz vardır. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarını kesin sonuca ulaştıracağız. Bu amaçla Suriye Irak ve İran ile askerî işbirliği dâhil her alanda işbirliği yaparak PKK/YPG/YPD adı altındaki Bölücü Terör örgütünü sınır boylarımızdan temizleyeceğiz.

FIRAT’IN DOĞUSUNDA SURİYE İLE MÜŞTEREK OPERASYON YAPILMALIDIR

Fırat’ın doğusuna yapılması öngörülen operasyonun, Suriye ile birlikte yapılmasının, askeri ve siyasi alanda daha etkin ve en az kayıpla en faydalı sonuca ulaşılabilmesi açısından kaçınılmaz olduğunun kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir.

HİZBULLAH GERÇEĞİ KABUL EDİLMELİDİR

Lübnan’daki seçimlerde, Hizbullah’ın ön plana çıkması ve çok ciddi bir güç kazanması bölgedeki dengeleri değiştirmiştir. Hizbullah demek artık Lübnan’ın siyasi hayatında çok ciddi bir güç unsuru demektir. Bu sebeple, bölgedeki İsrail terörüne ve ABD saldırılarına karşı dimdik durabilmek için, Hizbullah ile ilişkilerimizi geliştirmeli ve ilerletmeliyiz.

SİYONİST GAZINA GEÇİT YOK

Bölgede gelinen noktada, Doğu Akdeniz gazının Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan ve İsrail tarafından çıkartılıp, Avrupa’ya taşınması durumu hayata geçmektedir. Fakat buna bölge ülkeleri olarak yüksek sesle bir karşı çıkış, kararlı duruş gözlenmemektedir. İsrail terörünün açığa çıktığı bu günlerde, Siyonist gazına kararlı bir duruş ortaya koyamamak bir dış politika zaafıdır.

KKTC’Yİ TÜRKİYE İLE BÜTÜNLEŞTİRECEĞİZ

ABD’nin “Birleşik Kıbrıs” planı yapaydır ve emperyalist amaçlara hizmet etmektedir. Bir Kıbrıs milleti olmadığı gibi, “Birleşik Kıbrıs Devleti”nin başka bir temeli de yoktur. KKTC’nin Türkiye ile bütünleşmesi, Kıbrıs’ın her iki toplumu yanında Türkiye ve Yunanistan halklarının yararınadır ve dünya barışı için en doğru çözümdür. Millî Hükümet, bölge ve Avrasya ülkelerinin de desteğini alarak, KKTC’nin Türkiye ile bütünleşmesini gerçekleştirecektir. Kıbrıs’ta Türkiye ve Yunanistan dışında, herhangi bir devletin ve devletler topluluğunun askerî güç bulundurması ve üsler kurması kabul edilemez.

 KONTROLÜ VE ÜRETİMİ BİZDE OLAN SAVUNMA SANAYİİ ÜRÜNLERİ

Üretim ekonomisini temel alan, kritik teknolojileri de dahil “Türk” mühendisleri tarafından üretilmiş savunma sanayii ürünleri. Ekonomiye esas katma değeri kazandıran, ileri teknoloji ürünü geliştiren firmaların desteklenmesi ve rekabet yönünden korunması. Bunlar için uygun kanunlar çıkaracağız.

ÇAĞIN GEREKSİNİMLERİNİ ANLAMIŞ,

ÖZÜMSEMİŞ VE UYGULAMAYA GEÇİRMİŞ BİR SAVUNMA SANAYİİ

Yapay Zekâ, Sanal ve Arttırılmış Gerçeklik, Endüstri 4.0 gibi gelişmeleri doğru bir şekilde anlayıp, ülkemizin faydasına olacak şekilde kullanılacaktır.

GELİŞMELERİ TAKİP EDEN DEĞİL TEKNOLOJİYİ YARATAN TÜRKİYE

Teknoloji geliştiremeyen ülkeler yıkılmaya ya da sömürülmeye mahkumdur. Nitelikli insan gücümüzü akılcı ve kayda değer teknolojiler yaratmak için kullanacağız.

BAĞIMSIZ VE DEVLETLEŞTİRİLMİŞ HABERLEŞME

Telefon, TV, internet ve diğer tüm Telekom/iletişim ağları yabancı kontrolünde olamaz. Milli bir ağ, vatandaşların bilgi güvenliği kadar, askeri ve beka açısından da kritiktir.

‘İSTİKBAL GÖKLERDEDİR,’ MİLLİ

SAVUNMA SANAYİİ GÖKLERDE DE GÜÇLÜ OLMAK ZORUNDADIR

Havacılık ve Uzay’da gelişmiş ülkelerin gerisinde kalınmamalıdır. Güvenliğimiz, üstümüzdeki gök kubbeden başlamalıdır. Sınırlarımızı gözleyecek, ufkun ötesini görecek gözlerimiz her daim göklerde olmalıdır.

DENİZLERİMİZ SAVUNMA HATTIMIZDIR

Denizlerimiz “Mavi Vatan’ımızdır. “Mavi Vatan Savunması”; geliştirilecek stratejilerin merkezinde tutularak, reform bunun etrafında gerçekleştirilecektir. Öncelikle tehdit Mavi Vatan’adır. GKRY 2004 yılında MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) ilan etmiş ve Türkiye’nin Mavi Vatan’daki haklarını ihlal etmektedir. Türkiye’nin de acilen kendi MEB’siniz ilan etmesi geç kalmış bir zorunluluktur.

MAVİ VATAN İÇİN DENİZCİLİK BAKANLIĞI

Denizcilikle ilgili 40’tan fazla kanun, 18 tüzük ve 100’den fazla yönetmelik mevcuttur. Değişik bakanlıkların bünyesinde sürdürülen deniz faaliyetini, yeni kuracağımız Denizcilik Bakanlığı’nda birleştirerek, eşgüdüm sorunlarını çözecek, olanak ve yeteneklerimizi etkin kılacağız. Böylece ülke ekonomisini büyütecek, denizleri halkımız için bir zenginlik kaynağına dönüştürecek, denizlerimize yapacağımız yeni yatırımlarla iş alanları açacağız.

MEHMETÇİK, ORDUMUZUN TEMELİDİR VE ÖNEM GÖSTERİLMELİDİR

Mehmetçiğin ihtiyacı, en düşük rütbeden başlayarak göz önünde tutulacak. Sosyal haklara önem gösterilecek. İçinde bulunduğu psikoloji iyi anlaşılarak maddi/manevi desteklenecek. Savaş alanında, milli imkânlarla geliştirilen silah sistemleriyle kabiliyeti arttırılacak. Zayiat minimuma indirilecek.

YÜKSEK ASKERİ ŞURA (YAŞ) SİYASİ ETKİDEN ARINDIRILMALIDIR

Yaş tekrardan siyasi etkiden arındırılarak, eski yapısına kavuşturulmalıdır.

SAVAŞTA PERSONELİN LİYAKATI ÖNEMLİDİR

Savaşı silahlar kazanamaz, silahları bilgi ve yetenekleri geliştirilmiş personel kazanır. Bu nedenle askeri lise, harp okulu ve akademilerin eski statülerine kavuşturulması zorunludur.

ASKERİ KURUMLAR ESKİ HALİNE DÖNDÜRÜLECEK

Asker hastaneler ile askeri tersanelerin de TSK bünyesine alınması son derece önemlidir. AKP iktidarı tarafından kapatılan ya da dönüştürülen askeri eğitim ve öğretim kurumları, Ordumuzun geleneksel örgütlenme anlayışına göre yeniden açılacaktır.

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.