
Önceki haftalarda olağan kongrelerini toplayan ve Kazım Üstüner’i yeniden Başkanlığa seçen veteriner hekimleri Serenler Otel’de yemekte biraraya geldi. Yemekte bir konuşma yapan Kazım Üstüner, kendisine güven duyulmasına teşekkür ederek, idari organlara seçilen hekimleri tebrik etti. Duayen veteriner hekimler üzerinden veteriner hekimliğin toplumsal konumu ve önemi hakkında açıklamalarda bulundu.
22-23 Ekim günlerinde olağan Genel kurulunu gerçekleştiren veteriner hekimleri, kongrenin ardından bugün Serenler Otel’de teşekkür yemeğinde biraraya geldiler. Güven tazeleyen Kazım Üstüner yemekli toplantıda yaptığı konuşmada, “hep birlikte ortak aklı hâkim kılan meslek politikalarını temel alan bir anlayışla Odamızı, mesleğimizi temsil edeceğiz. Veteriner hekimlik mesleğinin özünde yurt sevgisi, ulus bilinci vardır. Bunu birkaç olayla meslektaşlarıma aktarmak isterim” dedi.
Üstüner konuşmasının devamında şu görüşleri savundu:
Ben de duyduğumda çok heyecanlanmıştım. Osmanlı İmparatorluğu ekonomik olarak çöktüğü dönemde, Kırım Savaşı öncesinde İngiltere’den borç almak istiyor. O zamanın meslek büyükleri veteriner hekimleri yönetime müracaat ediyor. İngiltere’den borç almayın, bizim maaşları yarıya düşürün diye bir çözüm önerisi öne sürüyorlar.
Gene tarihten bir olay; İstanbul işgal altındayken, Fenerbahçe takımımız İngiliz karmasıyla maçlar yapıyor. Ama her defasında Fenerbahçe İngiltere takımını yeniyor. Bu duruma İngiliz General Harrington çok bozuluyor. Fenerbahçe’nin galip gelmesinden işgale karşı isyan eden halkımız cesaret alıyor; moral depoluyor. Ne yapıp edip Fenerbahçe’nin yenilmesi icapettiğini düşünüyorlar. General Harrington adına bir kupa maçı düzenleniyor. İngilizler gene İngiliz siyaseti gereğince Malta ve Mısır’dan profesyonel 3 futbolcuyu transfer ediyorlar. Buna karşılık Galatasaraylılar telaşa düşüyor. Biz de sizi yedekleyelim diyorlar. Fenerbahçe de çok formundaki ihtiyaç duymuyor. Müthiş bir baskı ortamında Taksim’de 1922 Haziran’ında maç yapılıyor. İlk yarıyı 1-0 yenik kapatıyorlar. Veteriner hekimlerle ne alakası bulunmaktadır maçın diye düşünülebilir. İkinci yarıda 2 gol atılır Fenerbahçe tarafından. 2 golü de atan sonradan Nuri Siporel adını alacak olan Zeki Rıza’dır. Zeki Rıza, bir veteriner hekimmiş arkadaşlar. İkinci yarıda 2 gol atılınca İngilizleri 2-1 yeniyoruz veteriner hekim meslektaşımız sayesinde. Futbol sahasında emperyalist bir gücün yenilmesini sağlayan meslek büyüğümüz oluyor. Daha sonra Demokrat Parti’den milletvekili seçiliyor. Tabii ki bu arada Burdur milletvekili Mehmet Akif Ersoy’u anmamak mümkün değil. Ülkenin yakılıp yıkıldığı milletimizin bitap düştüğü bir dönemde yazdığı İstiklal Marşı ile ne diyor, “korkma” diyor. Düşünün 10-11 milyon nüfus, yanmış yıkılmış bir ülke. Cephelerde gençler ölmüş. Emperyalist güçlere “tek dişi kalmış canavar” diyor.
Arkadaşlar bugün Türkiye o günlerden daha güçlüdür. Gerçekten meslek büyüğümüz Mehmet Akif’in dediği gibi, korkulacak bir durum yoktur. Ancak geçen yüzyılın başında olduğu gibi bugün de memleketimiz gene bir yurt savunmasıyla karşı karşıyadır. Dış güçlerin dayatmasıyla Türkiye beslenme açısından da bağımlı hale getirilmeye çalışılmaktadır. Bu anlamda biz Burdur’daki veteriner hekimler olarak hatta Türkiye’deki veteriner hekimle olarak da mesleki sorumluluk bilinciyle milletimizin hayvansal protein ihtiyacını olan ürünlerin üretilmesinde gizli neferleriz. Her ne kadar bugün ithal et uygulamasıyla hayvancılığımız zora sokuluyor ise de biz bu zorlukları aşacağımızdan eminiz. Ve özellikle üretici hakların ı savunmadan veteriner hekimlik haklarını savunamayacağımızın da bilincindeyiz. Bugün Burdur’da uygulanan “sütünü alırım ama yemi benden almak zorundasın” dayatmasının sözümona serbest piyasa ekonomisiyle hiç bağdaşmadığını buradan ifade etmek durumundayız.
Değerli meslektaşlarımız, 4 yılda 4 Bakan’la çalıştık. Bilindiği gibi tarım ve hayvancılık gibi 2 önemli sektörde bakandan bakana değişen politikalarla bir yere varılamadığı gün yüzü gibi ortadadır.