Allah herkese sağlıklı uzun ömürler versin. İhtiyarlığını da yaşatsın. Sağlıklı yaşlanmak hem kişinin kendisi, hem ailesi ve ülkesi için şans ve zenginlik.
Rivayet odur ki; Padişah soytarısını ölüme mahkûm etmiş. Söyle bakalım şimdi demiş, Ne şekilde ölmek istersin?
“İhtiyarlık yoluyla Padişahım” demiş o da.
Can tatlı.
“İhtiyar” Kendi arzusuyla hareket eden, o olgunluğa erişmiş kişi demek. Türkçesi “yaşlı”, “koca”. Türkistan’da “aksakkal”(bilge) deniyor görmüş geçirmiş olanına. Kırgızistan’da Türkmenistan’da “Aksakallar Heyeti” var. Sembolik de olsa devlet yönetim sistemi içindeler halen.
“Yaşlı”, sayısal anlam ifade eder. “Aksakalı”, “kara sakalı” , alimini”, “cahilini” hepsini kapsar.
Koronavirüs gerçekleri
Yaşlısına saygı duymayan, onların birikimini, tecrübesini dikkate almayan milletler kuru kalabalık olurlar.
Sözlü kültürümüzün köşe taşlarından “Dede Korkut Ala Lisanı Taife-i Oğuzhan” kitabı bu manada bize ışık tutar.
Tarık Buğra’nın “Gençliğim Eyvah” diye eseri var. ”Genç bilebilse, yaşlı yapabilse” mesajı verilmektedir orada. Tarihimize bakarsak kazanılan büyük başarıların arkasında gencin gücüyle yaşlının tecrübesini bir arada görürüz. Biri diğerini tamamlar. Tek başına ikisi de eksiktir. “Alparslan– Nizamül Mülk”, “Osman Gazi-Şeyh Edebali”, Fatih Sultan Mehmet- Akşemsettin” ikilisini örnek gösterebiliriz buna. Akıllı insan başkalarının yaşadıklarından ders alır. Onların düştüğü hataya düşmez. Atatürk de Ziya Gökalp için; “fikir babam”, Namık Kemal için “heyecanımın babası” dese de bununla yetinmemiş özelde Türk tarihi olmak üzere bütün insanlık tarihinden ders çıkartmış hepsinden faydalanmıştır. Onu diğerlerinden farklı ve üstün kılan işte bu engin tarih bilgisidir. Bütün tarihimiz içinde en çok okuyan devlet adamıdır. Anıtkabir’deki kütüphanesi bunun ispatıdır.
Rauf Denktaş, İsa Yusuf Alptekin, Mimar Sinan, Halil İnalcık vb gibi onlar kadar yaşasa, bir yirmi yıl daha ömür bahşetseydi Allah ona, nasıl olurdu memleketimiz acaba? diye düşünüyor insan.
Allah ömrünü bu millete hizmet yolunda dolu dolu geçirenlerden razı olsun.
18-24 Mart arası “Yaşlılar Haftası” olarak kabul edilmiş biz sokağa çıkmamalarını konuşuyoruz onlarin. Onlar baş tacımız bizim. Sokağa çıkma en tabi hakları elbetteki. Ancak onlar da görüyorlar ki bir büyük belayla karşı karşıyayız. Tarih kaydetmedi böylesini. Söyleseler inanmazdık. Futbola nokta konacağını, Liglerin tatil edileceğini.
Asker uğurlama yasak. Son nefesinde hastanın başında yakını yok.
Cenazesinde ailesi yanında değil.
Koronavirüs gerçekleri
Kâbe’yi, camiyi ibadete kapatan virüs yaşlıyı mı içeri kapatmaz? Sokağa çıkmamak, evde kalmak ne ki onların yanında?
Gençlerin cep telefonları var. Onlar dolaşıyorlar dışarıda zaten o cam ekranda. Canlarına minnet içeride tutulu kalmak. Yaşlıların o oyuncakları yok. Büyük çoğunluğunun en azından. Şehir hayatında yaşlılık zor. Kibrit kutusu gibi evler. Komşuluklar eskilerde kalmış. Alt kat üst kattan, yan daireler birbirinden habersiz.
Dışarı atıyorlar kendilerini. Camiye gidiyor, parka oturuyorlardı aldık ellerinden onu da.
65 yaş üstü yaşlılar belli saatlerde toplu taşım araçlarından ücretsiz yararlanıyorlardı. Ankara Büyükşehir Belediyesi başlatmıştı yanılmıyorsam. Yasak getirdi şimdi de tedbir olarak. Sağlık çalışanlarını o kapsama aldı doğrusunu yaptı. Destek devam ediyor milletçe sağlık çalışanlarına. Akşamın dokuzunda çıkıyoruz bizde balkona pencereye. “Allah yardımcıları olsun onların” diyoruz bir yandan da alkışlarken.
65 yaş üzeri muhtaç vatandaşa maaş bağlamıştı Demirel merhum. Cüzi paraydı ama onu da bulamayan vardı. Kırklı yaşlarda köylümün birinin şaka da olsa o konudaki sözü kulaklarımdadır;
“Ah gardaş şu 65’ i ne zaman doldururuz acep”?
Doldurdu üstüne çıktı onun, göçtü gitti. Ömür denen zaman için 65 yıl ne ki.
Halen durur mu bilmiyorum; Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü’nün girişinde duvarda Atatürk’ün sözü asılıydı;
“Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur. “
Türk aile yapısı içinde “dede-nine- torun” birliktedir. Yaşlı yol gösterir. Yanlışa yol vermez gerekirse frenler. Doğru yönde kullanılmasına yardımcı olur gençliğin enerjinin. “Büyüğün yoksa büyük taşa danış” derler o yüzden bizim oralarda. Ne yazık ki günümüzde aile yapısı değişmekte, yuva kuran ayrı eve çıkmaktadır. O birikim, o tecrübe atıl ve sahibine kalmaktadır sadece.
Barış Manço’nun “Süper Babaannesidir” aslında o ortada atıl kalan.
Avrupa’da evlilik kurumu çöküyor. Tek başına yaşıyor çoğu. Ona özeniyoruz biz de, yanlış yapıyoruz. İtalya örneği ibretlik. Ders çıkartmak lazım ondan.
Bir gurup kız Kuran kursu öğrencisi otobüse binmişler, paylaşmışlardı boş koltukları. Programları vardı belli ki, bir yere gidiyorlardı. Sonraki duraklarda binen yaşlılar olmuştu. Ayakta dikilmişlerdi hepsi. Kalkıp yer veren olmamıştı. Başlarındaki hocalarıyla konuşmuştum.
”Ulusa ekmek almak için gidiyor onların çoğu” demişti. Düşündürücü gelmişti o da.
Koronavirüs gerçekleri
Bu “yer vermeme” konusuna çok yer vermeli daha.
Her yaşlı saygıyı hak etmiyor olabilir.
Şair bu gibileri tarif etmiş dizelerinde;
“Ne kendi etti rahat, ne halka verdi huzur/
Yıkılıp gitti cihandan dayansın ehli kubur(Kabir ehli)” .
Onlardan da alınacak dersler var.
En büyüğü onlarda belki de dersin.
Onun için kıymetliler hepsi bir bütün halinde.
İki ihtiyar parkta buluşuyor, zaman geçirip eve dönüyorlarmış. Her buluşmada biri diğerine ”ya…!” diyor, diğer de aynı şekilde “Ya!…” diyor başka da bir şey konuşmuyorlarmış. Üçüncü birisi aralarına katılmış. İlk ikisi yine aynı şekilde halleşirken, sonradan dahil olan;
“Ya… ya…” yı iki kez tekrarlayınca;
“Bu adam geveze, almayalım aramıza” demişler.
O tek “ya!…” var ya ömür özeti demek. Tecrübenin bedeli para olsaydı en zenginlerimiz en tecrübelilerimiz olurlardı.
Yaşlılarımız lazımlar bize. Onlara selam olsun.
Evlerinde olsun, canları sağ olsun.
Yaşlılar haftası kutlu olsun.
[3d-flip-book mode="thumbnail-lightbox" urlparam="fb3d-page"
id="12654" title="false" lightbox="dark"]- Kifayetsiz muhteris yöneticinin ülkesine ve halkına verdiği zarar
- Jandarma yangına yönelik devriye atıyor
- Erdoğan’dan çiftçiye yeni kredi paketi müjdesi
- Cuma’da ders gibi hutbe: “Kamu hakkı dokunulmazdır”
- Yazarımız, Sagalassos’ta tarihi dokudaki tahribatı altı maddede gösterdi
- Hükümet krizin yükünü emekçinin sırtına yükleme kararından vazgeçmiyor
- GÜNAH HARİTAMIZ
- Antalya Valiliği Mermerli Plajı Restorasyon İhalesinde skandallar bitmek bilmiyor
