Son günlerde bir yandan siyasi iktidarın önümüzdeki süreçte demokratik hak eylemlerine karşı takınacağı tutumun işaretlerinin artması, diğer yandan Kavala soruşturması üzerinden medya ve sosyal medyada Gezi eylemlerinin kaynağı ve sebepleri konusundaki tartışma kamuoyunun dikkatlerini bu alana çevirmesine sebep oldu. Ülkemizde büyük kitle hareketlerinin 5 yıl civarında tekrarlanması denklemi sebebiyle Gezi eylemlerinin rövanşı yolundan halka gözdağı verilmesi, eylemlerin sahibi ve düşmanları kimlerdi? Sorusunu gündeme getirdi. Konu hakkında derli toplu bilimsel tek açıklama Vatan Partisi’nden geldi.
Kavala soruşturması üzerinden Gezi eylemlerine yönelik, hükümet ve basınından gelen “dışarıdan planlandı” iddialarına cevap veren Vatan Partisi Genel Sekreteri Reyhan, “Gezi kendiliğinden bir halk hareketiydi. Türk Bayrağı ve Atatürk fotoğrafları eylemlerin temel unsuruydu’ dedi.
Gezi eylemlerine yönelik son dönemde başlatılan “dışardan planlandı” ve “Soros bağlantılı” şeklindeki kampanyaya Vatan Partisi’nden tepki geldi.
Genel Sekreter Utku Reyhan attığı 9 Twitter’la, milyonlarca yurttaşın “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganlarıyla katıldığı eylemleri, Osman Kavala ve Soros’a bağlamanın mümkün olmadığını belirterek 9 maddede iddialara cevap verdi.
1- Gezi olayları dış güçlerin işi miydi? Tıpkı 17-25 Aralık ya da 15 Temmuz gibi Batı’da planlanan ve FETÖ-PKK eliyle uygulamaya konulan bir operasyon muydu? Osman Kavala, Mehmet Ali Alabora gibi liberal, sahte solcu kimseler mi Gezi olaylarının organizatörüydü? Cevap vereceğiz.
2 – Gezi olayları dışarıdan tezgâhlanan değil, kendiliğinden bir halk hareketiydi. Bir-iki nokta dışında kontrol Atatürkçü-Vatansever-Milliyetçi kesimlerin elindeydi. Türk Bayrağı ve Atatürk fotoğrafları eylemlerin temel unsuruydu.
3 – Vatan Partisi bu eylemlerin büyük çoğunluğuna önderlik etti. Oralarda bozgunculuk, yakıp yıkma, şiddet, Vatan ve Devlet düşmanlığı olmadı. Ama bir de bu eyleme 
zamanla sızmaya çalışan anarşist, liberal, PKK’lı ve sahte solcu gruplar oldu. Bunların amacı olayları sabote etmekti.
4 – Vatan Partisi ve milletin çoğunluğu “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye yürürken, sahte solcu takımı “Mustafa Keser’in askerleriyiz” sloganları atıyordu. PKK başlarda eylemlere karşı tavır aldı, hükümeti destekledi. Sonraları eylemleri bozmak için alanlara geldi.
5 – Bakın şimdilerde demokrasi kahramanı ilan edilen Selahatin Demirtaş o dönem Gezi olaylarına nasıl karşı çıkıyordu. Çıkıyordu çünkü sözde çözüm süreci henüz devam ediyordu. Gazete de FETÖ’nün Zaman’ı bu arada. Oraya da geleceğiz.
6 – FETÖ’de Gezi olaylarına açıkça karşı tavır aldı. Henüz hükümetle ipler atılmamıştı. O kadar ki Gülen eylemciler için “nesebi gayri sahih” (Piç) ifadelerini kullanmış, küçükken ezmek gerektiğini belirtmişti. Kabataş yalanlarının en hararetli sahibi de Zaman gazetesiydi…
7 – Üstelik o dönem şiddeti tırmandıran dönemin İstanbul Valisi, Emniyet Müdürü hatta çadırları yakan zabıtalar falan da Bylockçu çıktı! Netice: PKK ve FETÖ ve doğal olarak bunları sahibi olan ABD, Gezi olaylarının içinde değil, karşısındaydı. Bu konuda tartışma bile yoktur.
8 – Kavalagillerin bu ülkeye karşı tonlarca suçu vardır. Bu ülkede yabancı parasıyla sivil casusluk ağları kurmuştur. Fakat Gezi’de bu grupların esamisi yoktur. Kavala ve liberal oligarşisinin üzerine güçlü argümanlarla gidin, Gezi üzerinden yeni kamplaşmalar yaratarak değil.
9 – Türkiye Suriye’nin kuzeyinde, Doğu Akdeniz’de, Karadeniz’de, ekonomide her yerde Vatan Savaşı vermektedir. Hükümet milletin üzerinde “Gezi sopası” sallamayı bırakmalıdır. Gezi olaylarına katılanların %99’u vatanseverdir, anti-emperyalisttir. Hükümet milleti birleştirmelidir.
1 – Gezi olayları dış güçlerin işi miydi? Tıpkı 17-25 Aralık ya da 15 Temmuz gibi Batı'da planlanan ve FETÖ-PKK eliyle uygulamaya konulan bir operasyon muydu? Osman Kavala, Mehmet Ali Alabora gibi liberal, sahte solcu kimseler mi Gezi olaylarının organizatörüydü? Cevap vereceğiz.
— Utku Reyhan (@UtkuReyhan_) December 7, 2018
2 – Gezi olayları dışarıdan tezgahlanan değil, kendiliğinden bir halk hareketiydi. Bir-iki nokta dışında kontrol Atatürkçü-Vatansever-Milliyetçi kesimlerin elindeydi. Türk Bayrağı ve Atatürk fotoğrafları eylemlerin temel unsuruydu.
— Utku Reyhan (@UtkuReyhan_) December 7, 2018
Vatan Partisi bu eylemlerin büyük çoğunluğuna önderlik etti. Oralarda bozgunculuk, yakıp yıkma, şiddet, Vatan ve Devlet düşmanlığı olmadı. Ama bir de bu eyleme zamanla sızmaya çalışan anarşist, liberal, PKK'lı ve sahte solcu gruplar oldu. Bunların amacı olayları sabote etmekti.
— Utku Reyhan (@UtkuReyhan_) December 7, 2018
5 – Bakın şimdilerde demokrasi kahramanı ilan edilen Selahatin Demirtaş o dönem Gezi olaylarına nasıl karşı çıkıyordu. Çıkıyordu çünkü sözde çözüm süreci henüz devam ediyordu. Gazete de FETÖ'nün Zaman'ı bu arada. Oraya da geleceğiz. pic.twitter.com/MQ2IfGMv8n
— Utku Reyhan (@UtkuReyhan_) December 7, 2018
7 – Üstelik o dönem şiddeti tırmandıran dönemin İstanbul Valisi, Emniyet Müdürü hatta çadırları yakan zabıtalar falan da Bylockçu çıktı!
Netice: PKK ve FETÖ ve doğal olarak bunları sahibi olan ABD, Gezi olaylarının içinde değil, karşısındaydı. Bu konuda tartışma bile yoktur.
— Utku Reyhan (@UtkuReyhan_) December 7, 2018
9 – Türkiye Suriye'nin kuzeyinde, Doğu Akdeniz'de, Karadeniz'de, ekonomide her yerde Vatan Savaşı vermektedir. Hükümet milletin üzerinde "Gezi sopası" sallamayı bırakmalıdır. Gezi olaylarına katılanların %99'u vatanseverdir, anti-emperyalisttir. Hükümet milleti birleştirmelidir.
— Utku Reyhan (@UtkuReyhan_) December 7, 2018
