Yazar: Osman Erenalp

“19 Mayıs”a doğru…

(Güzel insanlar güzel işler) 2005 yılının Mayıs ayıydı. Burdur Bahçelievler ilköğretim Okulu (oğlumun okulu) ile Azerbaycan Bakü Hetai Rayonu 245 numaralı Mektebi kardeş okul olmuşlar, (Gardaşlaşmış Mektepler layihası baresinde) karşılıklı ziyaretlere gelmişti sıra. Onlar gelmişlerdi önce. Uçakla Ankara’ya inmişler, otobüsle Burdura intikal etmişlerdi oradan. On öğrenci, altı öğretmen okul bahçesine indiklerinde iki tarafta da heyecan […]

Kaybolan, “renkleri”, dünyamızın

Böylesini ne gördük, ne de duyduk. Tuttuk nefesimizi, yerküre üzerindeki seyrini izliyoruz virüsün. Doğduğu yerde öldüğü söyleniyor ama kıtalar dolaşıyor o. İnsan bedenine tutununca canlanıyor. Tarih hiçbir olayın, herkesin, bu şekilde, birinci derdi olduğu bir başka devri kaydetmemiştir herhalde. Hudutlar kalkmış, taçlar, tahtlar dize gelmiş durumdalar onun karşısında. Gelinen noktada en çok kayıp veren ülke […]

“CEP” MESELESİ, “SOSYAL MESAFE” V.S.

Elli yıl geriden alın meseleyi siz. Söz kesimi vardı köyde, şerbetini içiyorduk birisinin. Doluydu oda sedir başından kapı önüne kadar. (Şerbet içiliyordu önceden. Lokuma, tatlıya dönüşüverdi daha sonra iş). Duvarda çiviye asılı gaz lambasına bir hal olmuş zifiri karanlığa gömülmüştük birden. Bir ses duyulmuştu o arada. “Herkes cebindekini yesin” Aklıma gelir ne zaman ışıklar gidip […]

KIRK DOĞRU CEVABI OLAN BİLMECE

“Bir bilmecem var çocuklar; -Haydi sor, sor….” TV’nin siyah beyaz döneminin reklamıydı hatırlarsınız. Bilmece kültürümüz vardı bizim atasözlerimiz, deyimlerimizle birlikte onlardan geri kalmayan. Azerbaycan’da “tapmaca” deniyor ona. Büyükler küçüklerle bir araya gelir zaman geçirirlerdi. Düşünmeye, aklı zorlamaya yöneltirdi küçük yaştan. Bulamadıysan doğru cevabı, merek da ettiysen köy istenirdi buna karşılık. Az bulduysa, beğenmediyse verileni değiştirir […]

Virüsün içimize tuttuğu ayna

Evlere kapandık aşmaya, atlatmaya çalışıyoruz tehlikeyi. Durum ciddi. Onu basite alan ülkelerin durumları ortada. Moral ve ruh sağlığı, çok önemli böylesi zamanlarda. Kullanılan dil de öyle. Milli, insanı bir görev ve sorumluluk aynı zamanda. Umrecilerden “14 gün kuralına” uymamakta direnen ikisinin tavrı konuşuldu özellikle geçen zaman diliminde. Birisi yüzüne tükürmüştü polis memurunun; “al sana da […]

“Yaşlılar Haftasında” DEDELERİN VİRÜSLE İMTİHANI

Allah herkese sağlıklı uzun ömürler versin. İhtiyarlığını da yaşatsın.  Sağlıklı yaşlanmak hem kişinin kendisi, hem ailesi ve ülkesi için şans ve zenginlik.  Rivayet odur ki; Padişah soytarısını ölüme mahkûm etmiş.  Söyle bakalım şimdi demiş, Ne şekilde ölmek istersin?  “İhtiyarlık yoluyla Padişahım” demiş o da. Can tatlı. “İhtiyar”  Kendi arzusuyla hareket eden, o olgunluğa erişmiş kişi […]

Nevruz’dan ayrılık çıkmaz

Nevruz, 1980’li yıllara kadar bu şekilde ulke ülke gündemimizde yer almıyordu. Onun kadim Türk Bayramı olduğu biliniyordu. Ancak devlet duzeyinde bir kutlama olmuyordu (Atatürk’ün Keçiören’de Nevruz şenliklerine katıldığını gösteren fotoğrafları elimizdedir) Halka bırakılmıştı. Söğüt şenlikleri de öyleydi. Buna mukabil “21 Mart” tarihi, Cumhuriyetle birlikte 1980 yılına kadar mali yılbaşı kabul edilmişti. Anadolu’da Hıdrellez şenlikleri yaygındı. […]

Tarihin er meydanı

“Git ceddine bir sor hele Hatırına neler gele Darboğazda “Çanakkale” Tarihin en zor meydanı… (N.Y.GENÇOSMANOĞLU) “Biz Çanakkale’de Türklerin tomurcuklarını tükettik” diyor bir İngiliz tarihçi.  Çanakkale  yüzünden İstanbul’da, Anadolu’da bir dönem mezun veremeyen liselerimiz var. Yok edilen bir genç kuşak. İngiliz tarihçinin dediği gibi, taze tomurcuk bir nesil. Bir Alman general “bu kadar genç bir kuşak […]

Mehdiye havale ettiysek işi…

İlahiyatta öğrenciyken “Mehdilik” konusunu anlatıyordu hocamız. Birisi çıkmıştı; “Mehdilik İnancını zayıflatıyorsunuz siz hocam” demişti de; “Ne yapalım kardeşim kuvvetlendirelim mi?” demişti o da. Ne zaman konu açılsa o günü hatırlarım. (Sonradan milletvekili seçilecek daha sonra Mesihliğini ilan edecek olan bildik isim, “Mezarcı” da buluyordu aramızda) Üst düzey askeri danışmanımız o tartışmayı başlattı bu kez. Şu […]

Su, gözyaşı vs.

Gecenin geç vakti. Yol üzeri apartmanın birinin önü dolu. Dairenin biri kapıya inmişler aile boyu. Ağır misafirlerini uğurlayacaklar. Uzun yola çıkacakları belli, o anlaşılıyor vedalaşma faslından. İl dışına, Avrupa’ya belki de. Araç çekili hazır. Hemen ardında elinde su kabı ile bekleyen bir erkek çocuk. Vedalaşma bitecek, yolcu yerini alacak, kontak çevrilecek, korna sesi duyulacak, müteakip […]