
“Psikolojik harekâtlara alet olmayız”
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Buça’daki düzmece katliam görüntüleriyle ilgili olarak Batı’nın geçmişte Irak ve Kuveyt’te kurduğu senaryoları hatırlatarak, “ABD’den Fransa’ya, AB’den NATO’ya kadar niyeti bildik ülkeler iğrenç bir senaryoya bel bağlamışlardır” değerlendirmesinde bulundu. Bahçeli, “Psikolojik harekâtlara alet olmayız. “Buça, Batı’nın iğrenç senaryosu” dedi.
ABD, Rusya’yı çevreleme ve kuşatma uygulaması yapıyordu.
NATO, doğuya doğru genişleme stratejisi izliyordu.
Gürcistan’da, Kırım’da aynı stratejide hezimete uğradı.
Son olarak Ukrayna’da denemek istedi.
Rusya, “kırmızıçizgimdir; savaş meseledir” dedi.
Sonunda Rusya, NATO kuşatmasına karşı milli güvenliği sebebiyle Ukrayna’ya askeri operasyon başlattı.
Selenkiy’i kışkırtan ABD ve NATO Rus kuvvetleri karşısında ezilen Ukrayna’yı ortada bıraktı.
Ateşkes ve barış görüşmeleri Türkiye’nin arabuluculuğu sayesinde başladı.
Ukrayna ile Rusya arasında barış koşullarında uyuşma belli bir aşamaya geldi.
Rus Dışişleri Bakanı Lavrov, İstanbul görüşmelerinde küçük de olsa belli bir umudun doğduğunu belirtti.
Ukrayna tarafı ilk kez tarafsız, bağlantısız, nükleer olmayan statüyü ilan etmeye hazır olduğunu kâğıda döktü. İlk kez topraklarında yabancı devletlerin silahlarını konuşlandırmayı reddetmeye hazır olduğu ve tatbikatların tüm garantör ülkelerin rızası dışında yapılmayacağını ilan etti.
Bu gelişmeye jest olarak Rus tarafı da çatışmaları durdurdu, Kiev kuşatmasını geri çekti kaldırdı ve Buça’yı boşalttı.
Buça’nın boşaltılmasından üç gün sonra sözde katliam görüntüleri piyasaya sürüldü.
Batı basını anında Rusya’ya saldırdı ve onu sorumlu tuttu.
Lavrov, Buça olayının, “doğruluğunu kanıtlamanın imkânsız olduğu açık ve yanlış bir provokasyon olduğu”nu, “bunun, devam eden müzakereleri bozmak için bir bahane bulma arzusu olduğu”nun altını çizdi.
Bizim Batı’dan beslenen iktidar medyası da bu kervana katıldı.
Sadece Ulusal Kanal ve Aydınlık tozdan dumandan darmaduman olmuş bu dezenformasyon ortamında karanlığı yırtan ve geçeklere dayanan yayınlar yaptı.
Bu ortamda tam bir antiemperyalist gibi hareket eden Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli’nin son Grup toplantısı konuşmasında yaptığı, Ukrayna’nın Buça şehrindeki sivil ölümlerin görüntüleriyle ilgili değerlendirmeleri kamuoyuna bomba gibi düştü.
Rusya’nın görüntülerin kurgu olduğu açıklamasını hatırlatan Bahçeli, Batı’nın hemen Rusya’yı suçlamasına dikkat çekti. Bahçeli, “Savaşın bitmesine tahammülü olmayan ülkeler iğrenç bir senaryoya bel bağlamışlardır” dedi.
“SEFİL PROPOGANDAYA REFAKAT ETMEYİZ”
Bahçeli, “Rus askeri birliklerinin çekilmesinden 4 gün sonra karşılaşılan trajik ve yürek yaralayıcı sahnelerin düzmece bir olay mı veya gerçekten bir katliam mı olduğu henüz açıklığa kavuşmamıştır. Biz, hiç kimsenin sefil propagandasına yataklık yapamayız, refakat edemeyiz, bu kapsamda ilerletilen kara kampanyalara, nifakla pekişmiş psikolojik harekâtlara alet olamayız. Şuurlu ve uyanık hareket etmek önümüzdeki sis bulutunun içinde güvenli yol bulmamızı temin edecektir” diye konuştu.
“SAVAŞIN BİTMESİNE TAHAMMÜLÜ OLMAYANLAR”
“Burada asıl can alıcı husus, derinlemesine kazınması gereken püf nokta, Rusya ile Ukrayna arasında yeşeren ateşkes ve barış görüşmelerinin istikrarla mesafe aldığı bir zaman aralığında, sivil katliamların dünya kamuoyuna birden bire ve bomba gibi düşmesidir” diyen Bahçeli, “Rusya Federasyonu yönetimi Buça’daki katliam iddialarının kurgu ve yalan olduğunu açıklamış, beklendiği üzere tekzip etmiştir. Ancak ABD’den Fransa’ya, AB’den NATO’ya kadar niyeti bildik ve tanıdık ülke ve kuruluşlar Buça’da savaş suçu işlendiğini alelacele duyurmuşlardır. İhtimalen ve ihtiyatlı şekilde söylersek, savaşın bitmesine tahammülü olmayan ülkeler iğrenç bir senaryoya bel bağlamışlardır” değerlendirmesinde bulundu.

Bahçeli açıklamalarını şöyle sürdürdü:
IRAK’TA YAŞANANLAR
“Savaş ve çatışmalar sırasında yalan ve saptırılmış haberlere maalesef sürekli ihtiyaç hissedilmiştir.
Hatırlarsınız, Irak işgalinde kimyasal silahlar gerekçe gösterilmişti. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı, 2003 yılında Birleşmiş Milletler toplantısında yaptığı bir konuşmasında kitle imha silahlarının varlığını ileri sürerek Irak’a hemen müdahale edilmesini savunmuştu. Ne var ki iddiası asılsızdı, bu nedenle sözü edilen konuşmasını müteakip süreçte kariyerinin kara bir lekesi olarak nitelemişti.”

Kuveyt işgali günlerinde Irak askerlerinin hastanelerdeki kuvözlerde bulunan bebekleri yerlere atarak öldürdüklerini, uyduruk tanıklarla iddia edildiğini, ancak daha sonra tanığın hiçbir hastanede çalışmadığının ortaya çıktığını, böyle bir vahşetin de yaşanmadığının ortaya çıktığını vurgulayan Bahçeli, “Yine Irak’ın Kuveyt işgali esnasında, kuyulardan sızan petrole bulandığı açıklanan karabataklar her gün medyada çarşaf çarşaf deşifre edilmişti. Irak ordusunun petrol kuyularını bombalayarak ekolojik ve çevre yıkımına yol açtığı devamlı gündemde tutulmuştu. Hâlbuki sonraki yıllarda, petrole bulanmış karabatak fotoğraflarının Kuveyt’te değil, Fransa sahillerinde çekildiği anlaşılmış, gerçekler gecikmeyle de olsa yalanları silip atmıştı” ifadelerine yer verdi.

MHP Lideri grup toplantısındaki açıklamalarına şöyle devam etti:
‘KAHREDİCİ BİR TEZGÂH’
“Rusya ile Ukrayna arasında süregelen müzakerelerin kesilmesini isteyenler vardır ve gün yüzündedir. Bize göre, katliam iddialarının İstanbul’da kurulan müzakere masasından sonra gündeme taşınması ya bir tesadüf ya da kahredici bir tezgâhtır. Yaygınlaşan komplolara rağmen, Türkiye barışın yanında, barışsever adım ve atılımların arkasındadır. Bu yol çetin bir yoldur, fakat vicdanın, mutabakatın, anlaşmanın, huzurun ve adaletin yolu olduğu da hepimizin malumudur.
PKK/YPG’ye 2023 bütçesinde yüz milyonlarca dolar para ayıran, müttefiklik hukukunu çiğneyen ABD’nin maksatlı tazyik ve telkinlerine nasıl itibar edelim? Ellerinde hançerle devamlı rehavet anımızı kollayan, punduna getirdiklerinde yapmayacakları kötülük bulunmayan sözde dostlarımıza nasıl güven duyalım? Onların kara propagandalarına neden kulak verelim?”
İMRAN HAN VE ORBAN’A DESTEK
“Dost ve kardeş ülke Pakistan’ın içine çekilmek istendiği anafordan demokratik iradeyle çıkma mücadelesini takdirle karşılıyoruz. Bu ülkenin Başbakanı İmran Han’ın dirayetli ve tavizsiz mücadelesi pek çok ülkeye emsal teşkil edecek karakter ve kararlılık örneğidir.
Bir başka ele alınması gereken çarpıcı siyasi gelişme Macaristan’da yaşanmıştır. Başbakan Viktor Orban liderliğinde kurulmuş ittifak, muhalif altı partinin ittifakını ters köşeye yatırmış, Soros’u kendi ülkesinde boşa düşürmüş, AB’nin engellerini aşma becerisi göstermiş ve dördüncü defa seçimlerde zafer kazanmıştır. Dış destek ve tazyiklerin işe yaramadığı, başkalarına kurşun askerlik yapanların sonunun iyi olmadığı Macaristan örneğiyle bir kez daha anlaşılmıştır.”
STRATEJİK PUSULA BELGESİ ÜLKEMİZİ HEDEF ALIYOR
“Avrupa Birliği’nin savunma ve güvenlik alanında gelişmesi ve karar almasında operasyonel rehber niteliği taşıyacak ‘Stratejik Pusula’ isimli belge, Dış İlişkiler Konseyi’nde 21 Mart 2022 tarihinde onaylanmıştır. Muhtemel krizlere anında cevap vermeyi amaçlayan AB, beş bin kişilik hızlı intikal gücü kurulmasına karar vermiştir. Stratejik Pusula isimli belgenin ülkemizi hedef alan kısımları ikiyüzlülük, çifte standartlık ve ayıplıdır. Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklüğü’nün Doğu Akdeniz’deki haklarını yok sayan, uluslararası hukuka müzahir çalışmalarımızı kışkırtıcı olarak değerlendiren AB’nin, Rum tezlerine ve Yunan emellerine tutsak düştüğü açıktır. Bahse konu belge stratejik değil statükocu, pusula değil ikircikli politikaların putlaştırılmasıdır.”
- Ukrayna’da oyuncu değişikliği mi?
- ‘Kadına yönelik şiddet üretim seferberliğiyle çözülür’
- Bu kez gazetecilerin kendisi haber konusu oldu
- MAKÜ’lü Gastronomi Öğrencilerinden 2 Ayrı Madalya
- Cumhuriyet’in 100. Yılında 100 Öğrenciye yazarından 100 Kitap
- Emekli olan 41 yıllık başöğretmenin şahane uğurlanışı
- Türkiye 85 yıl sonra da Atatürk’ün aydınlattığı yolda…
- Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu MAKÜ Lavanta Tepesi’nde yapıldı