Burdur’un Şeref Günü Korona gölgesinde kutlandı

Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Burdur’a Gelişinin 91’inci Yıl Dönümü Törenle kutlandı

Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Burdur’u teşrifinin 91. yıl dönümü dolayısıyla Cumhuriyet Meydanında çelenk sunma töreni düzenlendi.

Programda Valilik Makamı, Garnizon Komutanlığı ve Belediye Başkanlığı çelenklerinin sunulmasının ardından saygı duruşunda bulunularak, İstiklal Marşı okundu.

Tören Burdur Valisi Ali Arslantaş ve Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz günün anlam ve önemini belirten konuşmaları sonrası sona erdi.

Düzenlenen programa Vali Ali Arslantaş, Milletvekili Bayram Özçelik, Milletvekili Mehmet Göker, Milletvekili Yasin Uğur, Garnizon Komutanı P. Alb. Mehmet Fatih Ören, Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Cumhuriyet Başsavcısı Özkan Gürdoğan, Adalet Komisyonu Başkanı Hacı Süleyman Arslan, MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz, Baro Başkanı Ramazan Gedik, Vali Yardımcısı Sedat Yıldırım, İl Emniyet Müdürü Ümit Bitirik, İl Jandarma Komutanı J. Alb. Hakan Başaklıgil, İl Genel Meclisi Başkanı Murat Akbıyık, siyasi parti il başkanları, kurum müdürleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, asker ve polisler katıldı.

Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Şeref Günü olarak kabul edilen bu özel günde Atatürk’ü ilimizde konuk etmenin onur ve gururunu yaşadıklarını belirterek başladığı konuşmasında “6 Mart 1930’ da Çatalpınar Mevkiinde Burdur’umuza bir güneş gibi doğan Mustafa Kemal Atatürk’ün; 91 yıl önce atalarımıza yaşattığı onur ve sevinci, yine aynı heyecanla bizler de yüreğimizde hissediyoruz. Bugünü kutlarken sadece büyük bir kahramanın ilimize gelmiş olmasını değil, aynı zamanda onun İlkeleri üzerinde yükselen Türkiye Cumhuriyetini bağımsızlık ve gelişmişlik düzeyinde de kutluyoruz” dedi.

Konuşmasının devamında Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz şunları söyledi:

“O‘nun; tam yüz yıl önce emperyalizme karşı ulusal bağımsızlık için Samsun’ da yaktığı kurtuluş meşalesi cumhuriyeti aydınlatmamıza rehber olmuştur. O büyük önder ülkenin ve halkın içinde bulunduğu olanaksızlığa boyun eğmeden, kararlı ve inançlı tutumuyla Türk Milletini “Bağımsız Türkiye” ülküsüyle buluşturarak zafere ulaştırmıştır. O; bilgisi, sevgisi, hoşgörüsü, barış yanlısı ve demokratik kişiliğiyle dünya halklarının saygı duyduğu örnek bir lider olmuştur.

“Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu büyük önder Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin kendisine ait olduğunu iddia etmemiş aksine ‘’Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir’’ diyerek Cumhuriyetin tüm halkın ortak paydası olduğunu göstermiştir.

“Türk Milleti O’nun bağımsızlık ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalarak büyük özverilerle kurduğu Türkiye Cumhuriyet’ ini korumaya ve yaşatmaya devam edecektir. Cumhuriyetimizi ve demokrasimizi hedef alan iç ve dış düşmanlar, ulu önder Atatürk’ ün evlatları karşısında her defasında yenilgiye uğrayacaktır. O’nun ilkeleri doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza dek  korumak ve geleceğe taşımak birinci ödevimizdir.

“Ulusumuzun ışık kaynağı, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, aydınlık Türkiye sembolü, büyük devrimci ve düşünce adamı Atatürk’ ün yurttaşlarımızın gönlündeki erişilmez yeri hiçbir zaman değişmeyecek, ilke ve devrimleri ülkemizin geleceğine yön vermeye devam edecektir

Burdur Belediye Başkanı olarak Atatürk’ ün 91 yıl önce şereflendirdiği bu kentte görev yapmanın mutluluğunu ve onurunu yaşıyorum. Taşı, toprağı, tarihi ve geleceği cumhuriyet kokan aydın bir kentin belediye başkanı olarak, Burdur Halkı ile omuz omuza vererek Atatürk’ ün ışığında emin adımlarla ilerliyoruz.

“Ey Atam; Biz Burdurlular olarak sana verdiğimiz sözü tutuyoruz. Çağdaş, Laik ve Demokratik çizgiden asla ödün vermeden büyüyen nüfusumuz, gelişen üniversitemiz ve artan ticari hacmimiz ile çağdaşlığa, bilime, demokrasiye ve sana olan bağlılığımızı sürdürüyoruz.

Yüz yıl önce Samsun’ da yaktığın bağımsızlık meşalesinin, Cumhuriyetimizin aydınlanmasına rehber olduğu ilkelerin doğrultusunda azim ve kararlılıkla demokratik laik Cumhuriyetimizi sonsuza kadar koruyacağımıza söz veriyoruz.

“Burdur’ a gelerek bizleri şereflendiren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ü, Burdur ‘ a gelişinin 91. yılında bir kez daha sevgi, saygı ve özlem ve şükranla anıyor, tüm halkımızın bu şeref gününü kutluyorum.”

Burdur Valisi Ali Arslantaş, Burdur’un en özel günü, Şeref Günü’nü kutlayarak başladığı konuşmasında, önceki yıllarda kalabalık kitlelerin katıldığı yürüyüşler, çeşitli gösterilerle görkemli bir şekilde kutlanan 6 Mart Şeref Günü’nün bu yıl salgının gölgesinde kutlamak zorunda kalındığını belirterek, “6 Mart Burdur’umuzun en özel günü, şeref günü kutlu olsun. Maalesef pandemiden dolayı birtakım programlarımızı kısmak zorunda kaldık. Sadece Cumhuriyet Meydanı’ndaki programımızı yapacağız” şeklinde konuştu.

Vali Arslantaş konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İnanıyorum ki Burdur olarak hep birlikte tedbirlere uyarak göstereceğimiz mücadele ile de İlimizin rengini kırmızıdan maviye doğru çevireceğiz. Çevirmeye başladığımızın ilk işaretlerini almaya başladık. Yaklaşık 10 gün sonraki risk haritasında farklı bir renk göreceğimizi öngörüyoruz. Ancak rehavete düşmeden tedbirlerimizi sonuna kadar riayet ederek sürdürerek bunu başarmak zorundayız.

“6 Mart günü, 91 yıl önce Burdur’umuza teşrif eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bir kez daha minnet, şükran ve rahmetle yad ediyoruz. Aziz hatırası önünde saygıyla kıyam ediyoruz.

“1980 12 Eylül darbesi olur. Birkaç gün sonra Sabiha Gökçen randevu isteyerek, dönemin Ankara Valisi Vecdi Gönül ile görüşmek ister. Vecdi Gönül buyursun der karşılar. Valilik makam odasında gerçekleşen görüşmede Sabiha Gökçem sehpanın üzerine küçük sarı bir tabanca bırakır. Bu Atatürk’ün bana hediyesidir, hediye olduğu için de ruhsat filan işine girmedik der.

50 yaşın üzerindeki hemşerilerimiz hatırlar. 1980 darbesi sonrası Tabancalar toplanmıştı. Sabiha Gökçen manevi olarak çok kıymetli olan Atatürk’ten kendisine hatıra olan tabancanın elinden alınacağını düşündüğü için dönemin Ankara Valisi Vecdi Gönül’den yardımcı olmasını ister. O da hay hay der. Antika tabanca olduğuna dair heyet kararı çıkartır, ruhsata bağlattırır.

“Bu ziyaret sırasında Gökçen tabancanın kendisine nasıl geçtiğinin hikâyesini anlatır.

“Onlar Gazi paşa hazretleri derlerdi. Gazi paşa hazretleri bir gün Sabiha Gökçen’i çağırır. Bu Hatay meselesi kötüye gitmeye başladı. Sana da bir görev düşüyor. Emriniz ne olursa yerine getiririm Paşam der. Büyükelçileri Karpiç’te akşam yemeğine davet ettim der. Karpiç Bolşevik İhtilali’nden sonra Beyaz Rusların Ankara’da açtıkları bir lokantanın ismidir. Yarı resmi ve resmi yemekler burada verilir. Bürokrasinin ve bakanların sürekli uğradığı yerdir. Karpiç’te akşam yemeğinde büyükelçilerle birlikteyken sen resmi kıyafetlerinle geleceksin kapıdan bu Hatay meselesi ne oluyor diye bağıracaksın. Seni gözaltına alacaklar. Endişe etme der. Bu tabanca da belinde olacak der. Bende büyükelçilere diyeceğim ki bakın Türk gençliğine, infial halindeler, tabancası belinde çıkmış gelmiş.

Bu sizi de beni de burada vururdu diyeceğim. Onlar da kendi devletlerine bu mihval de raporlarını yazacaklar der. Her şey planlandığı gibi gitmektedir.

“Sabiha Gökçen Tabancası belinde yemeğin kararlaştırıldığı saatte gelir. Hiç kimse durdurmaz. Kapıdan bağıracakken senaryoyu değiştirir. Büyük bir yuvarlak masada yemek yenilenmektedir. İçeriye kadar girer zıplar masanın üzerine çıkar tabancayı çıkartır iki el de havaya sıkar. Paşa Paşa sen kimin memleketini kime veriyorsun der.

“Kıyamet kopar gözaltına alınır. 3 gün Anafartalar Karakolu’nda nezarette tutulur ve sessizce bırakılır. Ancak büyük devletlerin büyükelçileri yazması gerekenleri kendi devletlerini yazmışlardır.

“Atatürk Hatay’ın kurtuluşunu göremedi. Anavatana katılışını göremedi ama o günün geleceğini biliyordu. Gergef gibi işlemişti her şeyi. Vefatından bir yıl sonra da Hatay anavatana katılmış oldu. İşte bu tabanca da o günden Sabiha Gökçen’e hatıra kalan tabancadır.

Ben de bu vesile ile birçoğumuzun bilmediği ve benim de Vecdi Gönül’den dinlediğim bu hatırayı sizlerle paylaşmak istedim. 

“Bu vesileyle bir kez daha Gazipaşa hazretlerini, silah arkadaşlarını onu Burdur’da misafir eden o zamanki kıymetli hemşerilerimizi rahmet, minnet ve şükranla yad ediyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.