Milli hasletlerimiz üzerinden millet siyasi ihtiraslarla gene bölündü

İyi bir şey kötüye kullanılırsa kötülüğe sebep olur.

İyi bir şey, doğru kullanma yöntemleri bilinmezse zarara yol açar.

Binyılların derinliğinden ateşlerde bilenerek gelen milletimizin bugünlere ulaşmasındaki başarısının en büyük sırrı, en önemli hasletlerinden biri olan zor süreçlerdeki dayanışmacılığıdır.

Türk milletinin bu tarihsel üstünlüğü, zor coğrafyalarda tutunmasını, çetin şartlarda ayakta kalmasını sağlamıştır.

Türk milleti, çamurda gördüğü mazluma tekme atmaz.

Düşeni kaldırır, yorulanın elinden tutar.

Göçen “maden direği”ne omuz verir.

Kendisine kurşun sıkanın bile yaralarını saracak kadar merhametlidir.

Bu, göçen “maden direği” altındaki Dede Korkut omuzlarıdır.

Bu, Ahi Evran geleneğidir.

“Yedi ateş”ten geçenlerin bilenmiş vicdanıdır.

Kısacası milletimiz kan ve ateşten geçerken dayanışmacıdır.

Zor zamanlarda sıkılı bir yumruğa döner.

Tüm insanlığı kasıp kavuran Kovid19 salgın canavarının yalımları milletimizi de yalamaya başlayınca milletimizin tarihsel üstünlüğü bir kere daha kendisini gösterdi.

Yaralarımızı sarabilmek için, ekonomik krizin zor bir sürece soktuğu şartları dağıtmak için yurdun dört bir yanında çoban ateşleri yakılmaya başlandı.

Belediyeler halkın tarihten gelen bu özelliğini ateşledi.

Devlet, milletimizin dayanışmacı ruhunu şahlandırmak, merhametli vicdanını ateşlemek için Milli Dayanışma Kampanyası başlattı.

Kovid19 ‘işte şimdi bizden korksun!’ derken aniden güneş dönüverdi.

Milli Dayanışma, siyasi bir hırsla yapılan bir hamleyle milleti eşekten düşmüş karpuz gibi ikiye böldü.

Milli Dayanışma, bölücülüğe hizmet etti.

Ancak bu gelişme tek taraflı değil tabii ki!

Bazı büyük belediyeler, özellikle ‘İstanbul Ankara’dan yönetilemez’ diyen belediyeler, “yerel hükümet”lerden bahsetmeye başladı.

Bu teorinin, ABD ve Batı güdümlü bölücü ayrılıkçılığın ideolojisi olduğunu çocuklar bile biliyor artık.

“İBB, devletin ta kendisidir” diyerek “merkezi hükümet” dedikleri devlete bayrak sallamaya başladı.

Bu durum, devletin sinir uçlarında uyarıcı etki yaptı.

Aniden belediyelerin bağış toplaması yasaklandı, hesapları bloke edildi.

Hükümetin süreci iyi yönetememesi sonunda millet gene bölündü.

FETÖ ve PKK trollerine de gün doğru.

İnsanlığın yeni düşmanı Kovid19 gerçekleri

Ortalık darmaduman oldu.

MAK Danışmanlık Şirketi’nin kamuoyu araştırması, belediyelerle işbirliği yapılmamasına ve bağış toplama yasağına halkın iyi gözle bakmadığını ortaya koydu.

MAK Danışmanlık’ın sahibi M. Ali Kulat’ın anlatımına göre, bu halkın içinde AK Parti seçmeni de var.

Yukarıda Türk Milletinin tarihsel özelliğine değinirken belirtmiştik: Zor dönemde milli birliğin mecburiyetine dikkat çekiliyor.

Halk, iktidarıyla muhalefetiyle ayağını denk almasını istiyor.

En önemlisi de Batı’dan özellikle ABD’den siyasi rol beklentisi, iktidar beklentisi olanların dikkat etmesi gereken bir sonuç daha var ki, bu birilerinin kulağına küpe olmalı!

O da Korona sonrasında, şu anda bütün itibarları yerlerde sürünen Batı’nın seçimlere etkisinin belirleyicilik düzeyinin çok altına düşeceği gerçeği…

Ayrıca halk aşağıdaki ayrımcılığı da sorguluyor

Bu partizanlığı da sorguluyor

Bu iki yanlış gelişme, birbirini iteleyerek ve çoğaltarak milletin bölünmesini derinleştirdi.

Gelinen noktada tarafların barış çubuğunu tüttürmeye başlamaları kamuoyunun derin arzusudur.

Devletin, tabii ki halkın ve kamunun kaynaklarının tek elden yönetilmesinin verimliliği artıracağı anlayışında olması doğal bir durumdur.

Şimdi gelinen noktada bütün kentlerde kamunun ve halkın kaynaklarının Valiliklerde oluşturulan Vefa Grubu’nun yönetiminde toplanması ve oradan disiplinli ve düzenli bir şekilde dağıtılmasından başka çare görünmemektedir.

Bu yazı geçen hafta kaleme alınmış, ancak yayınlanması geciktirilmiş, gelişmelerin izlenmesi düşünülmüştü.

Hükümetin tıpkı İdlib olayında olduğu gibi ‘devlet aklı’nı harekete geçireceği düşünülmüştü.

Nitekim Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın’ın dünkü açıklaması kamuoyuna boma gibi düştü.

Kalın, “siyasi görüş ayrılıklarını, parti mensubiyetlerini bir kenara bırakarak hepimizin bu işbirliğine ve eş güdüme odaklanması gerekiyor” dedi.

[3d-flip-book mode="thumbnail-lightbox" urlparam="fb3d-page" 
id="12654" title="false" lightbox="dark"]
Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.