Mutlu: “İtirafçı olmadım; FETÖ ile ilgili ne biliyorsam anlattım”

Kamuoyunun bildiği üzere 24.10.2016 tarihinde Bucak Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkımda yapılan soruşturma nedeni ile gözaltına alındım. Aynı gün yasal süreçlerin tamamlanmasının ardından tutuklanarak Burdur E Tipi Cezaevine gönderildim. Akabinde avukatlarımın yaptığı itirazlar ve hakkımda  toplanan yeni deliller ışığında 25.11.2017 günü Burdur Sulh Ceza Hakimliğince tutukluluk halime son verilerek cezaevinden tahliye edildim.

Öncelikle, ilk tutuklandığım gün yaptığım açıklamada “İçimde haram bir şey yok, hiçbir zaman harama başvurmadık. Alnımızın akıyla görevimi yaptım. 15 Temmuz’da biz de sokaklardaydık, sonuna kadar terörle mücadele ettik, yanlışlıklar olabilir biz önce yüce Allah’a sonra yüce adalete inanıyoruz.” dedim. Ben hep Türk adaletine güvendim ve adaletin adliye saraylarında aranması gerektiğini medyada ve kamuoyunda algı operasyonları ile itibar suikastları ile adaletin bulunamayacağını düşünen ve buna göre hareket eden bir kişiyim. Gerek tutuklanmamın ardından gerekse salıverilmemin ardından Türk adaletini eleştirir, kamuoyunu etkilemeye yönelik hiçbir açıklamada bulunmadım. Yalnız geldiğimiz noktada bazı açıklamalarda bulunmam zorunlu hale gelmiştir.

Özgürlüğüme kavuşmamın ardından Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıklamaları malûm odaklarca çarpıtılmış, itirafçı olduğum, terör örgütü üyeliğini kabul ettiğim şeklinde kamuoyunu yanıltacak şekilde yalan ve yanlış bilgiler sosyal medyada paylaşılmıştır. Bu tamamen yalan ve iftiradır. Tutuklanmamın ardından yeni deliller toplanması üzerine 24.11.2016 tarihinde Burdur Cumhuriyet Başsavcılığınca ifadeye çağrıldım. Bu ifademde Fetö terör örgütü ile ilgili olarak geçmişte bildiğim ne varsa söyledim. Savcılık makamınca itirafçı olmam yönünde bir teklif olmadı, benim de itirafçı olmak yönünde bir talebim olmamıştır. 17/25 Aralık öncesine ilişkin olarak bu terör örgütü ile ilgili olarak ne biliyorsam açık yüreklilikle bu ifademde beyan ettim. Mahkemece,  lehime yeni delillerin toplanmış bulunması, terör örgütünün üyesi olmadığım, aksine karşısında yer aldığım yönünde dosyaya yeni delillerin girmesi ve 15 Temmuz darbe gecesi darbeye karşı duruşum dikkate alınarak tahliyeme karar verilmiştir.

Son günlerde bazı odaklarca tarafıma yeni bir saldırı başlatılmış, kamuoyunda tarafım yıpratılmaya ve itibarsızlaştırılmaya çalışılmıştır. Önce sosyal medya hesaplarında başlatılan bu kara propaganda daha sonra partimin 04.02.2017 tarihli İlçe Danışma Kurulunda bazı şahıslar tarafından dile getirilmiş akabinde önce partinin ileri gelenlerine sonra da ilçede bazı kanaat önderlerine düzmece bir belge internet üzerinden servis edilmiştir. Bu belge tamamen sahte ve yalandır. İçeriği tamamen yanlış ve iftiralar bütünüdür. Bu belge savcılık makamının bir belgesi olarak topluma lanse edilmeye çalışılmaktadır. Lakin savcılık makamınca hazırlanmış böyle bir belge bulunmamaktadır. Buna ilişkin olarak bu belgeyi oluşturduğu ve yaydığını tespit ettiğim şahıslar hakkında Burdur Cumhuriyet Savcılığına 21.03.2017 tarihinde suç duyurusunda bulundum. Savcılık Makamı şu anda bu suç duyurusu ile birlikte harekete geçmiş ve gereğini yapmaktadır. Bu iftiraları atan sahte belge oluşturan kişi veya kişiler önce Türk adaletinin önünde sonra da yüce Allah’ın huzurunda hesap vereceklerdir. Ben bunlara hakkımı helal etmeyeceğim ve bu iftiracılarla ilgili olarak her türlü yasal girişimde bulunup bunların kamuoyunda ifşa edilmelerini ve adalet önünde hesap vermelerini sağlayacağım.

Bu kişiler, bu sahte oluşturulmuş belgenin yanına bazı yalan bilgiler de ekleyerek Yenisöz Gazetesi yazarı Can Kemal Özer’e servis etmiş, bu yazar da hiçbir araştırma ve doğrulatma yapmadan bu sahte belgeye dayanarak bir köşe yazısı kaleme almıştır. Bu köşe yazısında dile getirilen ve ifademde geçtiği söylenen hiçbir husus ifadem de bulunmamaktadır. Şu anda savcılık makamınca dosyada gizlilik kararı bulunduğundan ifademi kamuoyu ile paylaşamıyorum. Lakin ilgili yazıda belirtilen hususlar tamamen yalan ve iftiradır. Tarafıma Mavi Marmara, İran ajanlığı vs. bu yazıda ne varsa bu tür bir soru sorulmamıştır. Tarafımca da bu yönde bir beyanda bulunulmamıştır. Tarafıma atılan bu çamur elbet bir gün temizlenecektir. Ancak bu iftiraları atanların içinde bulunduğu çamur deryası hiçbir zaman yok olmayacak ve bu kişiler bu çamur deryasının içerisinde boğulacaklardır.

Bu vesile ile belirtmek isterim ki ben Ak Partiliyim, Ak Parti’den halkın oyları ile ve açık farkla seçilmiş bir Belediye Başkanıyım gönlüm devamlı olarak partimden ve ülkemden yanadır. Benim Liderim Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım’dır.16 Nisan Referandumunda da tüm benliğimle evet çıkmasını istiyorum ve bu yönde çaba gösteriyorum. Halkımızın bu referandum kampanyasında aleyhte görüş belirtenlerin yalan ve iftiralarına kanmamasını, gönül rahatlığıyla Reisimize güvenmelerini ve sandıktan açık farkla evet oyu çıkarmalarını diliyorum.

Kamuoyunun takdirlerine saygı ve sevgilerimle duyurulur.