Türkiye’nin nesnel dinamikleri harekete geçti

Türk ordusu, sabah 04,00 sularında tank ve top atışlarıyla başlattığı Suriye/ Cerablus operasyonunun ikinci aşamasında gün ışırken sınırdan içeriye girdi.

Aydınlık Gazetesi Yazarı ve Şam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Yuvaoperasyonun Suriye, Rusya ile İran‘ın bilgisi ve onayı dahilinde olduğunu söyledi.

Gazeteduvar’da, CHP Genel Başkan Yardımcısı, TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi Öztürk Yılmaz’ın da dediği gibi, 15 Temmuz ABD/ FETÖ darbe girişimi ve başka nedenler dolayısıyla ” PYD 711 kilometrelik sınırın 650 kilometresine hâkim olduktan sonra geç kalınmış bir hareket.”

Resmi açıklamada, adı “Fırat Kalkanı” olarak konan söz konusu operasyon sayesinde yeni göç dalgalarının önlenmesi, bölgedeki sivil halka insani yardımların ulaştırılması ve bölgedeki teröristlerin tasfiyesinin hedeflendiği belirtiliyor ama esas amaç, PKK/ PYD’nin sözde kantonlarının birleştirilmesiyle gerçekleştirilecek olan, bağımsız Kürdistan için hayati önemde olan ABD-İsrail (Kürt) koridorunun önlenmesidir.

Fırat Kalkanı Operasyonuna, (Mekanize ve havan unsurları dâhil) piyade birlikleri, (ÇNRA dahil) tank ve topçu birlikleri, geçit açan, mayın temizleyen istihkam birlikleri, muhabere birlikleri, lojistik destek unsurları, (İHA’lar dahil) hava kuvvetleri hava ve yer destek unsurları katıldığı öğrenildi.

Öğrenildiğine göre, operasyon, başlangıcından itibaren Genelkurmay Karargâhındaki Silahlı Kuvvetler Komuta Harekât Merkezi’nde genelkurmay Başkanı ve Kuvvet komutanlıkları operasyonu yönetmektedir. Operasyon merkezlerinde tüm komuta kademesi (Kuvvet Komutanları ve karargâhın tümü) operasyonu yönetmek ve izlemek üzere hazır bulunmaktadır.

BADEN’IN “TOP ATIŞLARI”YLA KARŞILANMASI

Bir Amerikan klasiğidir –bilen bilir-; Amerika’dan üst düzeyde bir yetkili Türkiye’yi dolu bir çantayla ziyaret ettiği zaman, ziyaret öncesi Türkiye’de canlısı cansızı bombalar patlar çarşılarda pazarlarda, kollar bacaklar havalarda uçuşur. Terör birdenbire azgınlaşır. Oluk oluk kan akar. Bunun anlamı, dayatmaların kabulüdür. Bugün Amerikan 2 numaralısı Jeo Baden Türkiye’de. Çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldi. Çanta da epeyce dolu, şişkince. Gelmesinin arifesinde bir haftadır bir yandan ABD kara gücü bölücü terör örgütü diğer yandan CİA-MOSSAD yaratığı IŞİD ülkeyi kan gölüne döndürdü. Gaziantep’teki sokak düğününde 35 çocuğun parçalanmasında olduğu gibi terör korkunç boyutlara sıçradı.

ESKİDEN KÖKLÜ BİR KOPUŞ: “STRATEJİK ÇUKUR”DAN ZIPLAYIP ÇIKIŞ!

Ancak şimdi durumun değiştiği çok açık. Dayatma terörüne boyun eğiş yok. Kanlı dişleriyle sırıtan tek dişi kalmış canavarın karşısında boynu bükük durmak yok. Baden, “top atışları”yla karşılandı. Türk ordusu kuzey Suriye’ye, Cerablus’a girdi. Türkiye’nin “mecburiyetleri” denen ve herkesi önüne katıp sürükleyip götüren nesnel dinamiklerimiz herkesi doğru yola sokuyor.

BÜTÜN HERŞEYİMİZLE MEHMETÇİK’İN ARKASINDAYIZ!

Sabahın erken saatlerinde durumu duyunca sosyal medya hesabımdan aşağıdaki paylaşımı yapmıştım.

İşte böyle olacak!

Canlı bomba patlattılar, bomba yüklü araçlarla saldırdılar diye yelkenlere fora etmeyeceksin. Amerikan 2 numarası Baden 24 Ağustos’ta Türkiye geliyor ya; günlerdir terör şaha kalktı sanki. Deniyor ki, – tam bir ABD klasiği- “dayatmalarımızı kabul etmezseniz beterini yaparız!” küstahlığı…

AL SANA DAYATMA KARŞILIĞI JEO BADEN!

Sabah saat 04,00 sıralarında Türk ordusunun Cerablus harekatı başladı. Şimdilik sadece Fırtına’lar esti gürledi; özel kuvvetler sızdı. PKK/ YPG hedefleri vuruldu, yerle bir edildi. 24 Temmuz’la başlayan, 15 Temmuz’la süren ve Rusya barışıyla ilerleyen doğru ve vatansever çizginin bir devamı…. Vatan savaşında kararlılık gösterisi…

5 YIL ÖNCESİNDEN FARKLI BİR DURUM

5 yıl önce Esad’ın Eset olduğu, Emevi camisinde ikindi namazı kılma zavallılığının yaşandığı şartlarda da Türk ordusunun Suriye’ye ha girdi ha girecek durumu yaşanmıştı. Dönemin Valisi ile Kemer şenliklerindeyiz. Basının çok yakınında bulunan AKP Milletvekili Bayram Özçelik, çevredekilere gülücükler dağıtarak ordunun Suriye’ye girebileceğini anlatıyor; ağzından sular akışarak. O zaman vatanseverler, ulusalcılar buna şiddetle karşıydık.

Bu farklılık nereden geliyor?

O zamanlar Özçelik’ler Suriye işgalini savunuyor ulusalcılar karşı çıkıyordu. Şimdi Türk ordusunun kuzey Suriye’ye girmesini, orada Amerikan-İsrail (Kürt) koridorunu önlemesini ulusalcılar da istiyor; harekata destek veriyor.  Özçelik’lerin bağlı olduğu hükümet de uygulamaya hazırlanıyor. Yani Özçelik’ler de -ne düşünüyor bilmiyorum, düşüncesinde samimidir sahte midir onu da bilmiyorum- ama kerhen destekliyordur.

Fark nedir?

Farkımız, vatanseverliğimizdir. Onlar çıkarları öyle gerektirdiği için destek verirler ya da karşı çıkarlar.

Burada belirleyici fark Amerikan çıkarlarıdır. O zamanlar Amerikan çıkarları için Suriye’ye huruç düşünülüyordu. Şimdi Türkiye’nin milli çıkarları için gerekli oluyor.

İŞTE FARK BU!

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.