Zinet Gezer: “Kadın cinayetleri politiktir”

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü münasebetiyle Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan CHP’liler, bir basın açıklaması yaparak, kadına yönelik şiddeti protesto etti. Açıklama metnini okuyan Burdur CHP Kadın Kolları Başkanı Zinet Gezer, “devlet kadını koruyamıyor; kadın cinayetleri politiktir” dedi.

1960’li yıllarda Dominik Cumhuriyeti’ni yöneten faşist diktatörün Trujillo zulmüne karşı mücadele ederken askerler tarafından 25 Kasım’da katledilen 36 yaşındaki Patria, 34 yaşındaki Minerva, 24 yaşındaki Maria Teresa, kısaca Minerva Kardeşlerin anısına atfedilen 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde kadınlar sadece 2019’un ilk on ayında 383 kadının öldürüldüğü Türkiye’de 81 ilde alanlara indi.

36 yaşındaki Patria, 34 yaşındaki Minerva, 24 yaşındaki
Maria Teresa, kısaca Minerva Kardeşler

İlimizde de kadınlar mücadele bayrağını yükseltti.

Çeşitli adlar ve sıfatlar altında akşama kadar basın açıklamalarıyla kadınlar kendilerine yönelik şiddeti lanetledi.

Bu kapsamda Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadın Kolları üyeleri de Cumhuriyet Meydanı’nda bir basın açıklaması yaptı. Basın metnini okuyan Kadın Kolları Başkanı Zinet Gezer, devletin kadını koruyamadığını ileri sürerek “bu sebeple kadın cinayeti politiktir” dedi.

Basın açıklamasına Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, CHP İl Başkanı İzzet Akbulut ve üyeler katıldı.

Başkan Gezer’in açıklaması şöyle:

Bundan tam 59 yıl önce Dominik Cumhuriyetinde diktatörlüğe karşı özgürlük ve hak mücadelesi veren Mirabel kız kardeşler, yönetimin askerleri tarafından tecavüz edildikten sonra katledildiler.

1981 yılında Dominik’te toplanan Latin Amerika Kadın kurultayında 25 Kasım; “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü” olarak kabul edildi.

Geçen 25 Kasım’dan bu yana, bu topraklarda kadına yönelik şiddet yine artarak devam etti.

Kadınlar, her gün şiddete, tacize ya da tecavüze uğradı.

2019’un ilk on ayında 383 KADIN ÖLDÜRDÜ.

Bunlar sadece medyaya yansıyanlar…

Cinayetler kadınların en yakınları tarafından işlendi.

Bazıları uzaklaştırma kararlarına rağmen öldürdü.

Yani Devlet kadını korumadı.

İşte bu yüzden KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR.

BİLİYORUZ Kİ;

Onlar “Eşit değilsiniz” dedikçe kız kardeşlerimiz öldürülüyor.

Onlar “Eşit değilsiniz” dedikçe kazanımlarımız elimizden alınmaya çalışılıyor.

Onlar “Eşit değilsiniz” dedikçe emeğimiz yağmalanıyor.

Bunlar yetmezmiş gibi, önümüzdeki günlerde yasalaşması konuşulan yargı paketine göre, “NAFAKA HAKKIMIZ” kısıtlanmak isteniyor.

Amaç; kadının erkeğe bağımlı yaşaması, şiddetin her türlüsüne ses çıkaramaz hale gelmesi.

“BİZ EŞİTİZ, VARIZ!

Uğradığımız şiddete karşı SUSMAYACAĞIZ!

Bir kişi daha eksilmemek için MÜCADELE EDECEĞİZ

VE KAZANIMLARIMIZDAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ!”

Geleceğimize ve hayatımıza sahip çıkmak için bir araya geldiğimiz ve şiddetsiz bir memleket hayal ettiğimiz bu günde biz daha çok BİR OLACAĞIZ, İRİ OLACAĞIZ, DİRİ OLACAĞIZ!

Mirabel kardeşlerden günümüze şiddete, tacize ve tecavüze uğrayan, kahkahası yasaklanan, emeği değersizleştirilen kısacası şiddetin her türlüsüne maruz kalan kadınlar için mücadele ediyoruz ve edeceğiz…

Kadına yönelik şiddetin son bulması için

  • 6284 sayılı koruma kanunu ve İstanbul Sözleşmesi’nin tam olarak uygulanmasını
  • İyi hal indirimlerine son verilmesini
  • Sığınma evlerinin sayısının artırılmasını,
  • Ücretsiz danışmanlık, psikolojik ve tıbbi destek ile yasal yardımın yapılmasını,
  • Kadın istihdamını artırmak için güvenceli istihdam olanakları yaratılmasını,
  • Kadınların işe alım ve yükselmelerinde cinsiyetçi politikalardan vazgeçilmesini,
  • Kadın – erkek arasında yaşanan ücret eşitsizliğinin giderilmesini,
  • Medyanın, kadın ve çocuklara yönelik şiddeti bir malzeme olarak kullanmaktan vazgeçilmesini talep ediyoruz.

KISACASI BİZ YAŞAMAK İSTİYORUZ!

Evde, sokakta, toplumsal yaşamda bizleri yok saymak için her gün yeni bir saldırı ile karşımıza çıkanlar umutlanmasın.

Kadınlar dün haklarını almak için nasıl meydanları boş bırakmadılarsa bugün de meydanlarda olacak.

Biz, Eşitsizliğin fıtratından diyenlere,

Sokaklarda yürümemizi ve kahkaha atmamızı iffetsizlik sayanlara,

Uğradığımız taciz ve tecavüzü etek boyumuzla ölçmek isteyenlere,

Cinsel yönelimlerimize ve kimliğimize göre ölümü reva görenlere,

Tecavüzde rıza arayanlara karşı mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz!

Kadınlar için yaşamsal olan 6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamamak için her yolu deneyenler karşılarında dayanışmamızın gücünü bulacak!

Biliyoruz yolumuz uzun. Ama inanıyoruz ki mücadeleyi büyüttükçe yarınlarımız daha özgür olacak.

Ve bugün 2019’un Türkiye’sinde bütün değerleri ile yağmalanmış bu memlekette, intihar haberlerinin, krizin, savaşın, hayatlarımızı ve haklarımızı hedef alan yasa tasarılarının ve artarak devam eden kadın ölümlerinin ortasında, 25 Kasım’ı Emine Bulut’un son sözleriyle anıyoruz. 

“ÖLMEK İSTEMİYORUM”

Gücümüzü Bolivya’dan, Şili’den, Beyrut’tan ve Türkiye’nin 81 ilinden alarak haykırıyoruz:

Biz kadınlar, içine tıkmaya çalıştığınız kalıplara sığmayacağız.

Yaşamımıza ve haklarımıza sahip çıkacağız.

Bize biçtiğiniz roller için değil, hak ettiğimiz yaşam için var olmaya devam edeceğiz.

Şiddete karşı kararlı duruşumuz, yetecek bu şiddet kültürünü değiştirmeye, yok etmeye…

[3d-flip-book mode="thumbnail-lightbox" urlparam="fb3d-page" 
id="12654" title="false" lightbox="dark"]
Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.