PANDERMA VİRA

Avrupa 18. yüzyılda gemi inşa sanayisinde “usta – çırak” dönemini kapatarak, teknik çizim planlarına göre, ağaç gemilerden sac gemilere geçmeye başlamıştı. Osmanlı o dönemde bilim ve teknolojide çağı yakalayamamıştı. Teknik çizimlere uygun gemiler yapamıyordu. Osmanlı Bahriye Mektebi 1773’ de kuruldu. 1878’de İskoçya’nın Glasgow Limanı’nda inşa edilen ağırlığı 192 ton boyu 47,7 metre olan Britanya bandıralı […]
“19 Mayıs”a doğru…

(Güzel insanlar güzel işler) 2005 yılının Mayıs ayıydı. Burdur Bahçelievler ilköğretim Okulu (oğlumun okulu) ile Azerbaycan Bakü Hetai Rayonu 245 numaralı Mektebi kardeş okul olmuşlar, (Gardaşlaşmış Mektepler layihası baresinde) karşılıklı ziyaretlere gelmişti sıra. Onlar gelmişlerdi önce. Uçakla Ankara’ya inmişler, otobüsle Burdura intikal etmişlerdi oradan. On öğrenci, altı öğretmen okul bahçesine indiklerinde iki tarafta da heyecan […]
Makiler Akdeniz’in yamaçlara yazdığı şiirdir

Keçiboğan çalısının kokusunda ruhunu yitirmeyi bilen Torosların kırlangıç yürekli kadınına… “Makiler Anadolu insanının binlerce yıllık can yoldaşı, kader ortağıdır. Ege’de Zeybek, Akdeniz’de Yörüktür. Kalenderi bir derviştir uzak yamaçlarda. Bir çoban türküsüdür Mersin dağlarında, içli bir bozlaktır Torosların yayla yollarında. Adalarda sakızlı muhallebi, Antalya’da menengiç kahvesi, Siirt’te bıttım, Hatay’da defne sabunu. Keçinin kılı, koyunun yünüdür; Karapınar’da […]
DENİZLERİN AKIBETİ!

HALK TV VE FOX’LARDA DENİZ GEZMİŞ EDEBİYATI YAPANLAR! Dönemin Milli Savunma Bakanı CHP’li Avukat İlhami Sancar Deniz Gezmiş’in asılmaması için 5846 imza meclise götüren Ceyhan Mumcu ve sınıf arkadaşı Ahmet Taner Kışlalı’dan kimliğini isteyip “BU BİR PARTİ KARARIDIR. SİZİ PARTİDEN ATACAĞIM” demiştir. Daha sonra Denizleri astıran bu ekip siyaset tarihinden ilelebet silinmiştir. Deniz Gezmiş, Hüseyin […]
Kaybolan, “renkleri”, dünyamızın

Böylesini ne gördük, ne de duyduk. Tuttuk nefesimizi, yerküre üzerindeki seyrini izliyoruz virüsün. Doğduğu yerde öldüğü söyleniyor ama kıtalar dolaşıyor o. İnsan bedenine tutununca canlanıyor. Tarih hiçbir olayın, herkesin, bu şekilde, birinci derdi olduğu bir başka devri kaydetmemiştir herhalde. Hudutlar kalkmış, taçlar, tahtlar dize gelmiş durumdalar onun karşısında. Gelinen noktada en çok kayıp veren ülke […]
“CEP” MESELESİ, “SOSYAL MESAFE” V.S.

Elli yıl geriden alın meseleyi siz. Söz kesimi vardı köyde, şerbetini içiyorduk birisinin. Doluydu oda sedir başından kapı önüne kadar. (Şerbet içiliyordu önceden. Lokuma, tatlıya dönüşüverdi daha sonra iş). Duvarda çiviye asılı gaz lambasına bir hal olmuş zifiri karanlığa gömülmüştük birden. Bir ses duyulmuştu o arada. “Herkes cebindekini yesin” Aklıma gelir ne zaman ışıklar gidip […]
KIRK DOĞRU CEVABI OLAN BİLMECE

“Bir bilmecem var çocuklar; -Haydi sor, sor….” TV’nin siyah beyaz döneminin reklamıydı hatırlarsınız. Bilmece kültürümüz vardı bizim atasözlerimiz, deyimlerimizle birlikte onlardan geri kalmayan. Azerbaycan’da “tapmaca” deniyor ona. Büyükler küçüklerle bir araya gelir zaman geçirirlerdi. Düşünmeye, aklı zorlamaya yöneltirdi küçük yaştan. Bulamadıysan doğru cevabı, merek da ettiysen köy istenirdi buna karşılık. Az bulduysa, beğenmediyse verileni değiştirir […]
Virüsün içimize tuttuğu ayna

Evlere kapandık aşmaya, atlatmaya çalışıyoruz tehlikeyi. Durum ciddi. Onu basite alan ülkelerin durumları ortada. Moral ve ruh sağlığı, çok önemli böylesi zamanlarda. Kullanılan dil de öyle. Milli, insanı bir görev ve sorumluluk aynı zamanda. Umrecilerden “14 gün kuralına” uymamakta direnen ikisinin tavrı konuşuldu özellikle geçen zaman diliminde. Birisi yüzüne tükürmüştü polis memurunun; “al sana da […]
“Yaşlılar Haftasında” DEDELERİN VİRÜSLE İMTİHANI

Allah herkese sağlıklı uzun ömürler versin. İhtiyarlığını da yaşatsın. Sağlıklı yaşlanmak hem kişinin kendisi, hem ailesi ve ülkesi için şans ve zenginlik. Rivayet odur ki; Padişah soytarısını ölüme mahkûm etmiş. Söyle bakalım şimdi demiş, Ne şekilde ölmek istersin? “İhtiyarlık yoluyla Padişahım” demiş o da. Can tatlı. “İhtiyar” Kendi arzusuyla hareket eden, o olgunluğa erişmiş kişi […]
Nevruz’dan ayrılık çıkmaz

Nevruz, 1980’li yıllara kadar bu şekilde ulke ülke gündemimizde yer almıyordu. Onun kadim Türk Bayramı olduğu biliniyordu. Ancak devlet duzeyinde bir kutlama olmuyordu (Atatürk’ün Keçiören’de Nevruz şenliklerine katıldığını gösteren fotoğrafları elimizdedir) Halka bırakılmıştı. Söğüt şenlikleri de öyleydi. Buna mukabil “21 Mart” tarihi, Cumhuriyetle birlikte 1980 yılına kadar mali yılbaşı kabul edilmişti. Anadolu’da Hıdrellez şenlikleri yaygındı. […]