“Heybedeki büyük turpu” kime yedirecekler?

Mevcut ittifaklar sistemini çatırdatması beklenen, Saadet Partisi ve DSP ile görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın heybesinde olduğu belirtilen “turpun büyüğü”nü CHP’ye yedireceği ileri sürüldü.

Önce DSP lideri Önder Aksakal ve müteakiben Milli Görüş hareketinin esas lideri olan Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Oğuzhan Asiltürk’le görüştü. Yaptığı, “benim Asiltürk’e ziyaretim hem bir nezaket ziyareti hem de bu ittifak meselesinde yani bir seçim ittifakı mı olur veya geleceğe yönelik biz bir terörle mücadele verirken burada bu terörle mücadelede her türlü desteğin bizim yanımızda olması lazım. Yani yalnızlığı hissetmememiz lazım. Buna benzer görüşmeleri bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz” şeklindeki açıklamada görüşmenin siyasi ve “ittifak” çerçevesinde olduğunu, “destek” istediğini açık açık ifade etti.

Saadet Partisi’nin Millet İttifakı’ndan ayrılma ihtimalini içeren ve sürdürüleceği belirtilen bu hamlenin siyasette taşları yerinden oynatacağı, fay hatları boyunca deprem yaratacağı, bu gelişmenin altında öncelikle Kılıçdaroğlu CHP’sinin kalacağı ileri sürülüyor. İşte bu ihtimal kavrandığından kulislerin hareketlendiği, kâğıtların yeniden karılacağını hesabeden kuvvetlerin yeni hesaplar yapmaya başladığı ifade ediliyor.

Son birkaç günde kamuoyuna bomba gibi düşen bu gelişmelerin Millet İttifakı’ndaki etki ve tepkisinin yoğun bir şekilde tartışıldığı ortamda AK Parti Hükümeti’ne yakınlığı ile bilinen Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, ortalığa bir başka bomba attı. Buna göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın heybesinde olduğu belirtilen “turpun büyüğü”, Kılıçdaroğlu CHP’sine yedirilecekti.

Övür, “turpun büyüğü”nün Seçim Kanunu ve Siyasal Partiler Kanunu’nda yapılacak değişiklikler olduğunu belirtti.

MİLLET İTTİFAKI’NI DAĞITACAK TAKTİK HAMLE

Rahmetli Demirel’in siyasi sürprizler için kullandığı “turpun büyüğü heybede” sözünün bugünlerde CHP’nin önderliğindeki Millet İttifakı için kullanıldığını, kulislerde önümüzdeki süreçte CHP’yi hem Saadet Partisi’nin ittifaktan ayrılması hem de Siyasi Partiler Kanunundaki değişiklikler sürprizinin beklediğinin tartışıldığını yazan Övür, “Seçim yasası başlığı altında, dar veya daraltılmış bölge sistemleri, barajın yüzde 5’e düşürülmesi, hatta ittifak içi baraj getirilmesi ve milletvekillerinin parti değiştirmelerinin zorlaştırılması gibi seçenekler tartışılıyor” ifadelerini kullandı.

DELEGELER DEĞİL ÜYELER SEÇSİN

Açıklamasının devamında, “Siyasi Partiler Yasası’nda ise en dikkat çekici hazırlık, parti genel başkanlarının o partinin üyeleri tarafından seçilmesi şartının getirilmesi… Bir dönem Fransız sosyalistleri de bunu önermiş, hatta denemişlerdi. Mustafa Sarıgül’ün genel başkanı olduğu Türkiye Değişim Partisi de tüzüğünde, parti başkanını parti üyelerinin seçmesini ve iki dönem şartı getiriyor” değerlendirmesinde bulundu.

Övür yazsısını şöyle sonlandırıyor:

BÖYLE OLURSA MUHARREM İNCE DE DÖNER

Bu çalışma, bugünlerde daha çok CHP içi muhalefetin gündeminde. Onlara göre bu delege sistemiyle Kılıçdaroğlu yönetimini değiştirmek imkânsız. Ama eğer yeni yasa önümüzdeki aylarda Meclis’e gelir ve yasallaşırsa CHP’de de değişim umudu doğar. Çünkü o tarihten sonra CHP’deki delege sistemi devreden çıkacağı için bir milyonu aşan üyelerle genel başkan seçimi, taşları yerinden oynatır.

Tabii bu her parti için geçerli ancak CHP’de daha etkili olacağı konuşuluyor. Nedeni de CHP yönetimi ile tabanı arasında ortak bir siyasi yaklaşımın olmaması. Bu gerçekten hareket eden eski Baykalcıları ve sosyal demokratları yeni yasa hazırlığı bir hayli heyecanlandırmış durumda.

Hatta Muharrem İnce’yi bile… Bu da nereden çıktı demeyin, bakın bir CHP’li ne diyor:

“Gördüğüm kadarıyla İnce, partisinin kurulmasını mart sonrasına bıraktı. Eğer Siyasi Partiler Kanunu’ndaki değişiklik bir an önce hayata geçerse İnce bile geri döner ve CHP’deki genel başkanlık yarışına katılır.”

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.