Sonucu ekonomi belirleyecek; seçmen bu kez her yerde AKP’yi cezalandırmaya hazırlanıyor
Şimdiye kadar cereyan eden seçimlerde AKP ya borçlanarak, geleceğini ipotekleyerek refahı artan halkın teveccühünü gördü; ya da muhalefetin siyaset bilimince kabul edilemez somut hatalarından beslenerek kazandı. Ama bu kez işler gerçekten ciddi.
Her şeyden önce şu ittifaklar, sürecin zora girdiğinin göstergesi. Eskiden seçim, ittifaksız çantada keklik durumundaydı. Buna bir de “mış” yapan ve somut durumun somut analizini yapmasını bilmeyen muhalefetin dayanılmaz hataları eklenince kaymaklı kadayıf oluyordu.
Ancak bugün durumun değiştiği çok açık…
Saraydan iyi haber alan Yeniçağ yazarı Ahmet Takan, “Binali Yıldırım’ın temposu da sorun oldu…” başlıklı yazısında da bu konu işleniyor.
Takan’ın da dikkatini çekmiş, AKP cenahı bu süreçte anketlere fazla itibar etmiyor.
Cumhur İttifakı’nı genişletme ve tüm ülkeye yayma telaşı “panik ortamı”nı yansıtıyor.
Burdur’da Ali Orkun Ercengiz’in seçimi epeyce önde götürdüğünün çok somut bir gerçek olduğu, apar topar MHP’ye aday çektirmelerinden anlaşılıyor.
Takan, Saray çevresindeki kaynağından, bir kere birçok adayın yanlışlığının AKP cenahında yavaş yavaş anlaşıldığını öğrendiğini belirtiyor.
Takan şöyle yazıyor:
“İstanbul, Ankara ve İzmir’de adaylardan kaynaklanan sıkıntılar hâlâ devam ediyor iktidar cephesinde. Saray kaynağım, Ankara’da Mehmet Özhaseki’nin, İzmir’de Nihat Zeybekci’nin “yanlış aday” olduğu yargısının AKP içinde iyice yerleştiğini söyledi. Ağırlıklı olarak İstanbul’daki seçim çalışmalarından bahsetti.”
Burdur adayının yanlışlığı ve kendi teşkilatlarının bile içine sinmediği konusundaki haberim de yalanlanmadı bilindiği gibi.
ADAY SAPTAMASINDAKİ İSABETSİZLİĞE
VE “METAL YORGUNLUĞU”NA EKONOMİ EKLENİNCE…
Bu aday yanlışlığına “metal yorgunluğu” da eklenince iş çığırından çıkıyor.
“Metal yorgunluğu”, Binali Yıldırım’da açık seçik kendini gösteriyor. Kaynağının, sarayın dahi “Yıldırım Bey asılmıyor” diye yakındığını belirttiğini yazıyor Takan.
Buradaki tahlil elbette ki eksik…
Adayların yanlışlığının yanında başka önemli etkenleri gözardı etmek bizi sonuca götürmez.
Öncelikli amillerden biri ekonomi…
Çarşı Pazar yangın yeri gibi…
Seçim çalışmasına gelen aday ve çevresine bizim halkımız genelde sert davranmaz. Güleryüz gösterir. Konya’daki sert ve hırçın tepki nadiren görülür. Türk milletinin en önemli hasletlerinden birinin konukseverlik olduğunu, feodal dönemde hanesine sığınmış arkasından düşmanlarınca kovalanan bir kişinin ölümüne teslim edilmediği geleneğini unutmamak lazım. Vatandaş mekânına kızdığı biri gelse bile zoraki Güleryüz gösterir. “He”, “he” der savuşturur.
***
BU SEFER, AKP’NİN, CHP’NİN
HATALARINDAN NEMALANAMAYACAĞI BİR DURUM VAR
Takan, saray kaynağıyla yaptığı sohbetten öğrendiğine göre, bu olumsuzluklar karşısında sarayın ve AKP’nin “gözlerini CHP’nin yaptığı ve yapacağı hatalara diktiği”ni, “her ayrıntıyı çok dikkatlice değerlendirdikleri”ni ifade ediyor.
Takan şöyle yazıyor:
“’İstanbul’ deyince söz Binali Yıldırım’a geldi. Yapılan bazı anketlerde Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu arasındaki farkın 2 buçuk puana kadar düştüğünü belirtti. Onlara göre nedenin ne olduğunu sorunca da şu cevabı verdi;
“’Binali Yıldırım Bey seçime asılmıyor. İsteksiz çalışıyor. Sanki kazanmayı istemiyormuş gibi bir havası var. Binali Bey’i yakından tanıyanlar o bir yeri kazanmayı isterse nasıl çalıştığını, temposunu, nasıl asıldığını iyi bilirler. O Binali Yıldırım ile bugünkü Binali Yıldırım arasında çok fark var.’”
AĞIRLIKLI DEVLET GELENEĞİNİ HİÇE SAYMA:
“YILDIRIM KAZANSA DA İSTANBUL’U BİZ YÖNETECEİZ” ZAVALLILIĞI!
“Biraz daha kurcalayınca eski defterler açıldı, halen devam eden iç çekişmelerin İstanbul’daki seçim çalışmalarını olumsuz etkilediğini kaydetti ve devam etti;
“’Binali Yıldırım’ın kapıştığı o Bakanı sen biliyorsun. Hâlâ etrafına ‘merak etme Binali Yıldırım kazansa da İstanbul’u biz yöneteceğiz’ diyor. Bunun bir yerde duyulmayacağını sanıyor ama öyle değil. Bu konuşmalar Binali Yıldırım’ın kulağına geliyor ve onu çok rahatsız ediyor.’”
Ancak tanzim satışlar meselesi bile açıkça “ekonomi” etkenini öne çıkardı.
Seçmen çok bozuk…
Belirleyicilikte, CHP hatalarını atlayıp geçeceğe benzer.
Bekleyip göreceğiz. Ama Mart’ın sonu bahar değil; cehennem!
