
Hükümetin, tarım ürünlerindeki fiyat
artışına çözümü yine ithalat
AKP Hükümeti, tarım ürünleri fiyatlarındaki artış karşısında çaresizliğinden gene ithalat silahını çekti. Çiftçiye ithalat sopasını salladı. Sıfır gümrükle buğday, arpa, mısır, pirinç ve kuru baklagiller ithalatı için Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO’ya) yetki verildi. Burdur Ziraat Odası Başkanı İbrahim Demir, “ithalat yapılacağına çiftçilerimiz desteklensin” dedi. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Özden Güngör, Hükümetin çiftçiyi ithalatla terbiye etmeye çalıştığını söyledi.
Çiftçiye yeterli destek verilmemesi nedeniyle ekili tarım alanları sürekli azalırken, Türkiye’nin temel ihtiyacı olan ürünlerin rekoltesi düştü. Üretim maliyetlerindeki artış ve rekolte düşüklüğü nedeniyle tarım ürünlerinde fiyatlar yükselirken Hükümet ithalat sopasına sarıldı. Sıfır gümrükle buğday, arpa, mısır, pirinç ve kuru baklagiller ithalatı için Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO’ya) yetki verildi. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, hükümetin çiftçiyi ithalatla terbiye etmeye çalıştığını, sıfır gümrükle ithalatın çiftçinin ölüm fermanı olduğunu söyledi. Gıda fiyatlarının yükselmesi karşısında çaresiz kalan Hükümet’in ithalat silahını çekmesi ve tarım ürünleri ithalatında gümrüklerin sıfırlanmasının çiftçimizi nasıl etkileyeceği sorunu konusunda KıvılcımHaber’e konuşan Burdur Ziraat Odası Başkanı İbrahim Demir de, “ithalatın çözüm olmadığı”nı, “çiftçimizin desteklenmesi gerektiği”ni vurguladı.
Çiftçiye bütçeden her yıl verilmesi gereken destekler tam verilmezken, bundan dolayı çiftçinin Hükümet’ten yasal alacağının 40 milyar lirayı aşmışken, ekili alanların miktarı son 15 yılda 265 milyon dekardan 233 milyon dekara geriledi. Buğday ekim alanlarında 22 milyon, arpa ekim alanlarında da 13,5 milyon dekar azalma oldu. Siyasi iktidar ise temel ürünlerde üretim artışı sağlamak için çiftçiyi destekleyeceğine ithalata yöneldi.
Buğday, arpa, mısır, pirinç ve kuru baklagillerin sıfır gümrükle ithalatı için TMO’ya yetki veren Cumhurbaşkanlığı kararı, Resmi Gazetenin dünkü sayısında yayınlandı. TMO’ya 2019 yılı için 1 milyon ton buğday ve mahlût, 700’er bin ton arpa ve mısır, 100 bin ton kuru baklagil ile 100 bin ton pirinç ithalat kotası tanındı.
DOMATESE DE SIFIR GÜMRÜK
Öte yandan, Aydınlık’ın haberine göre, ülkemiz domates deposu olduğu halde, sıfır gümrükle 25 bin ton domates konservesi ithalatının yolu açıldı. 31 Mayıs’a kadar geçerli olacak kota kapsamındaki ithalatı, Ticaret Bakanlığınca düzenlenecek ithal lisansıyla yapılabilecek. Kotadan yalnızca bu ürünleri salça üretiminde hammadde olarak kullanan sanayiciler yararlanabilecek.
İBERAHİM DEMİR: “İTHALAT ÇÖZÜM DEĞİL, ÇİFTÇİMİZİN DESTEKLENMESİ LAZIM”
Gıda fiyatlarının yükselmesi karşısında çaresiz kalan Hükümet’in ithalat silahını çekmesi ve tarım ürünleri ithalatında gümrüklerin sıfırlanmasının çiftçimizi nasıl etkileyeceği sorunu konusunda KıvılcımHaber’e konuşan Burdur Ziraat Odası Başkanı İbrahim Demir, “Ziraat Odası ve çiftçiler olarak biz ithalata karşıyız. İthalat yapılacağına çiftçilerimiz desteklensin. Tüketicinin ihtiyacı olan ürünleri biz üretelim. Gıda fiyatlarındaki artışı önlemenin yolu ithalat değildir. Tam tersine üreticiyi desteklemektir” dedi.
Demir şunları söyledi:
YÜKSEK MALİYET SEBEBİYLE ÇİFTÇİ ÜRETİMDEN VAZGEÇTİ
“Üretici desteklenirse tüketicinin istediği ürünleri en kalitesi şekilde üretecektir ve onların hizmetine sunacaktır. Çiftçi çalışkan, bu konuda becerikli, üretken, devamlı üretmeye aç ama çiftçi maliyetlerin yüksekliğinden dolayı zor durumda. Yüksek maliyet sebebiyle çoğu çiftçi üretimden vazgeçti. Bunun yolu açık ve seçik üreticiyi, yani çiftçiyi desteklemektir. Çiftçiyi desteklersen bütün bu sorunlar ortadan kalkacaktır. İthalatla gününü kurtarabilirsin. Bu asla çözüm olamaz. Ülke ekonomisi dış güçlerin eline teslim edilir ki, bu da istenilen bir şey değildir. Sonuç olarak ithal etmektense çiftçimizin desteklenmesini istiyoruz. Günlük çözümler değil, uzun süreli, uzun soluklu çözümler istiyoruz.”
‘13.8 MİLYAR DOLAR ÖDEDİK’
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, “eskiden ihraç kalemlerimizde ilk sırada olan tarım ürünleri şimdi ithal kalemlerimiz arasında” dedi. Güngör, şöyle sürdürdü: “Bakanlığa ‘niye ithal ediyorsunuz?’ diye soruyoruz, ‘paramız var ithal ediyoruz’ yanıtı veriyorlar. Son 16 yılda 53,5 milyon ton buğday ithal ettik. Karşılığında 13,8 milyar dolar ödedik. Şimdi Washington’da, Londra’da para peşinde koşuyoruz. Yüksek faizle borç arıyoruz. Bu parayı kendi çiftçimize verip üretimi artırsak olmaz mıydı? Ülkeye de çiftçiye de yazık!”
Türkiye’de 2017’de 21,5 milyon ton buğday üretildiğini, 2018’de bu rakamın 20 milyon tona düştüğünü vurgulayan Güngör, “önümüzdeki yıl buğday üretimi daha da düşecek” dedi, “Çünkü çiftçi yeni sezon için ekimini yaptı. Gübre fiyatları yüzde 300 zamlandığı için ekim yaparken parasızlıktan taban gübresi atamadı. Kaliteli tohum ekemedi” diye konuştu.
Hükümetin ithalatla başka ülkelerin çiftçilerini desteklediğini, yapılması gerekenin tam aksini yaptığını belirten Güngör şunları söyledi:
ÇİFTÇİ DESTEKLENMELİ
“Ülkemizde 2.1 milyon kayıtlı çiftçi var. Yüzde 95’i bankalara borçlu. Çiftçilerin borcu 100 milyar doların üstüne çıktı. Bu koşullarda üretim yapmak iyice zorlaştı. Yapılması gereken ithalatla yabancı ülkelerin çiftçisini desteklemek değil, Türk çiftçisini desteklemek. Girdi maliyetlerini düşürmek. Amaç dışı kullanılan tarım arazilerini ve meraları tarımsal üretim için kullanmak. Türk çiftçisi desteklenirse ithalata gerek kalmaz. Dövizimiz boş yere gitmez.”
ÜRETİCİNİN ÖNÜ AÇILSIN, İTHALATA GEREK KALMAZ
Eski Seyhan Ziraat Odası ve Adana İl Koordinasyon Başkanı Süleyman Girmen de Türkiye’de üretme olanağı bulunan hiçbir tarım ürününün ithal edilmemesi gerektiğini, sıfır gümrükle tarım ürünü ithalatını doğru bulmadığını kaydederek şu görüşleri savundu: “Türkiye ekonomik kriz içinde. Bu koşullarda dışarıya döviz ödeyeceğiz. Buna gerek yok. Üreticinin önü açılırsa ithalata gerek kalmaz. Türkiye’nin üretimden başka çıkışı yok. Türkiye gibi bir ülkenin buğday, arpa, soğan, saman gibi ürünleri ithal etmesi inanılır gibi değil.”
Girmen, ithalat ihtiyaçtan dense de gerçek nedenin bu olmadığını, enflasyonu düşürmek olduğunu söyledi.
ÜRETİM PLANMLAMASI YAPILMALI
Antalya-Muratpaşa Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp de Aydınlık’a yaptığı değerlendirmede ithalat politikasına karşı çıktı. Alp şunları söyledi: “Soğan iki yıl önce tarlada kalmıştı. Türkiye’de ürün deseni ve planlı ekim yapılmadığı için zaman zaman sıkıntı yaşanabiliyor. Ama sorunun ithalatla çözülmeye çalışılması doğru değil. Devlet önce üretim planlaması yapmalı. Sonra da çiftçiyi desteklemeli. Türkiye’de çiftçiye verilen destek Avrupa ülkelerinin verdiği destek yanında civciv kalıyor. Çiftçiye yeterli destek verilirse ithalat sıfırlanır. Çiftçi 81 milyonu besler.”
YERLİ VE MİLLİ SALÇA ARTIK HAYAL!
Aydınlık araştırmasına göre, domates konservesi ithalatının önünün açılmasıyla birlikte, çeşitli iddialar gündeme geldi. Sektörden edindiğimiz bilgiye göre son dönemde fiyat tartışmalarıyla gündeme gelen salçayı da Uzak Doğu ülkelerinden ithal etmeye başladık. Domatese sıfır gümrük kararından önce tonlarca mal gümrüklere kadar geldi. Kararla birlikte ürünlerin dev zincir marketlerde yerini almaya başlayacağı bildirildi.
Sektör kaynaklarından edindiğimiz bilgiye göre yıllardır Çin’den aseptik salça ithalatı yapılıyor. Ancak bu ürünler yerli salça ile birleştirilip fiyat tutturularak dışarıya satılıyor. Bazı üreticiler Türk salçasının tadını bozduğu için hibrit salçaya karşı çıkıyorlar. Son kararla birlikte artık yerli ve milli salçadan söz etmek zor olacak. Domates salçası ağustos ayında yüzde 95 zam oranıyla fiyatı en çok artan ürün olmuştu.