“İslam’ın güncellenmesi”nin Türkçesi İslam’da reformdur

İslam baştan sona bir toplum mühendisliğidir. Bir toplumda insanlararası ilişkileri, insanla devlet arasındaki ilişkileri ekonomiye, ticarete, kültüre varıncaya kadar düzenleyen bir dindir. Kısacası öncelikle bir hukuk getirmiştir.

Güncellenmeyen hukuk ise hayatiyetini ve canlılığını, geçerliliğini yitirir. Osmanlı’nın Mecelle’sinin çağdaş Türkiye’de uygulanabilirliği ne kadardır? Ortaçağ varlıkları ve değerleri olan etnik varlıklar ve cemaatlerin çağdaş toplumda uyumlu bir uygulanırlığı bulunmamaktadır. Bugünün Türkiye’sinde etnik varlık ce cemaatler huzursuzluk kaynağı olmaktadır. Uysa uygun kural ve değerler ahenk getirir. Huzur getirir. Güven getirir. Etnik varlık bugün dayatanlar hendeklere gömülüyor. Cemaat hukuku emperyalizmin kucağında gelişebilir ancak. Tarih boyunca da emperyalistlerle amaçlarını tevhit etmişlerdir. 15 Temmuz sabahında Türk ordusu ve Türk milletinin demir pençelerinden kurtulamamıştır. Bu nedenle “güncellenmemiş hukuk yaşayamaz.”

Bu kapsamda değerlendirildiğinde, Perinçek’in dediği gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İslam’da güncellenme çıkışının, “Türkiye’nin kültürel ikliminde önemli sonuçları olacak”tır. Girdiği yeni yolda, yeni süreçte arayışlar ve yalpalayışlar içinde olan Erdoğan, yakın bir geçmişte Cumhuriyet’in maddi temellerinin esas olarak yokedebildiklerini, ancak kültürel alanda, eğitim alanında, bilinçlerde başarılı olamadıklarını vurgulamıştı. Nitekim toplumdaki Atatürk sevgisi, çağdaş kültüre olan eğilimi bir türlü kıramadılar. Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki laiklik karşıtı gerici uygulamaların bir geliyor biri gidiyor; getirdiklerini ertesi gün uygulanabilirliğinin olmadığını ve toplumsal tepkiyi görünce kaldırıyorlar. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu çıkışı, bir bakıma laikliğin taarruzudur, başarısıdır, ona bir katkısı olacaktır.

Türkiye’nin toplumsal, kültürel, bilimsel ve ideolojik birikimleri vardır. Tarihsel süreç içinde geri döndürülemez birikimlere sahip olmuş bir ülkedir Türkiye. Türk milleti, yeni bulgularla kanıtlandığı gibi neolitiğin karanlıklarına kadar giden derin ve köklü bir tarihe sahiptir. 2 bin yılı aşkın dünya tarihine yön vermiş devletler ve insanlık tarihini derinden etkilemiş imparatorluklar birikimine sahip ender milletlerden biridir. Bu kapsamda bu tarihin son devresinde 160 yıllık bir milli demokratik devrim birikimi vardır. Türk milleti 160 yıldır antiemperyalist mücadele vermektedir. Bunun teori, program, siyaset ve ilkeleri konusunda müthiş bir birikim yapmıştır. Bu eşsiz bir hazinedir. İşte bu nesnel şartlar yönlendirmekte ve konuşturmaktadır Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı. Böyle bir ülke olan Türkiye Erdoğan’ı önüne katmış sürükleyip götürmektedir. Bundan dolayı Eşbaşkanı olduğu BOP’u parçalayan durumuna gelmiştir. Açılım süreçlerindeki ortağı PKK’yi hendeklere gömer duruma getirmiştir. Erdoğan’ı konuşturan, “İslam’ın güncellenmesi”ni söylettiren işte böyle bir tarihsel birikimdir.

Evet, ‘21’nci yüzyıl Atatürk yüzyıldır’ denilmiştir. Erdoğan dâhil herkes şimdi döne döne Atatürk’ü keşfetmektedir. Bu durum kendilerini Atatürkçü adlandıran bazı kesimlerin ödünü sıdırmıştır elden gidiyor oyuncağımız diye. Amerika’da, Avrupa’da, İtalya’da birçok şahsiyet ve bilim insanı Erdoğan’ın “İslami Kemalist”, “yeşil Kemalist” olduğu yönünde tahliller yapmaktadır. Türk basınına yansımaktadır zaman zaman bu analizler. Pentagon’un CİA ajanı psikolojik savaş uzmanı Rubini’yi okuyun; “Erdoğan’ı Perinçekçiler yönlendiriyor; aşırı milliyetçiler, ulusalcılar yön veriyor” diyor.

Erdoğan’ın bu çıkışına üç kesimden tepki ve yorum geldi.

İlki, Erdoğan’a oy vermeye mecbur ve mahkûm yüzde 6-7’lik şeriatçı kesimdir. Erdoğan’a bu kesimin sözcülerinden “haddinizi aşmayın” uyarısı geldi. Nur cemaatinin önde gelen isimlerinden, Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, sosyal medya hesabından yayımladığı “muhterem Cumhurbaşkanım! Haddinizi aşarak şer’î meselelerde fikir beyan etmeyiniz! Zira ne müctehid ve ne de fıkıhçısınız!” başlıklı yazılı açıklamada “Muhterem Cumhurbaşkanım! Sizi Allah için seviyor ve 21. Asrın siyasî müceddidi olarak ilan ediyorum; ancak siz ne dinî müceddidsiniz ve ne de fıkıhçısınız. Ehil olmadığınız konularda ve hele de şer’î konularda görüş beyân etmeniz tamamen şahsınızı felâkete sürükleyebilir. Ben sözlerinizin maksadını aştığını hüsnüzanla yorumluyorum. Sizi Allah için seven bu kardeşinizden birkaç noktayı dinleyiniz” ifadelerini kullandı. (OdaTV)

İkinci olarak tepki bayrağında laiklik oku bulunan CHP’den geldi. Engin Altay, “Ayetleri sorgulamak kulların hakkı değildir” diye tepki gösterdi ve AKP içindeki yüzde 6-7’lik yobaz kesimle aynı mevzilere düştü. Bu tutum devrimci Altıok’çu bir tavır olamaz. Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk Hoca’nın dediği gibi, “Allah ile aldatan”ların tutumu; yobaz bir tutum.

Üçüncü tepki de şimdiye kadar her dediği çıkan, dağın arkasını gören, derinlerde cereyan eden süreçleri tahlil ederek gelecek hakkında öngörülerde bulunan Vatan Partisi lideri Dr. Doğu Perinçek’ten geldi.

“Bu çok önemli bir sözdür. Deprem yaratan bir sözdür. Kendi cenahlarındaki gazeteler çarşaf çarşaf yayınladı. Ondan başka kimse söyleseydi başına gelmedik kalmazdı. 6.-7. yüzyılın hükümleriyle yönetemezsiniz dediğiniz zaman sizi dinden çıktı ilan ederler. Çok etkili oldu. Çok tartışılıyor. Bu açıklamanın amacı Türkiye’yi 6.-7. yüzyılın hükümleriyle yönetmemek içindir. Dünyayı yönetiyorsunuz. Ahireti yönetmiyorsunuz. Bunlar dünyevi yönetme açıklamalardır. Allah ile yönetme isteğine darbe vurdu. Bu açıklamayı yapmasa Tayyip Erdoğan’ın yıkılması daha kolay olur. Bu yobazlığa teslim olarak Türkiye’yi yönetmek mümkün değildir.”

Olayın kadın meselesinden başladığını, göğün yarısını kadınların omzunda yükseldiğini söyleyen Perinçek, “kadını vurun dövün sövün. Türbanlı kadın da kadın. Asansöre kadınla binilmez. Bu bütün kadınları aşağılayan bir sözdür” dedi.

Erdoğan’ın İslam güncellemesi lafına, ilk tepkinin Türkiye’de şeriatçı devlet talep eden yüzde 5-7’lik bir kesimden geleceğini vurgulayan Perinçek, “onlar tepki gösterir. Hedefi iknaya yönelik bir açıklamadır. AKP’nin seçmeni içinde de Türkiye’nin 6.-7. yüzyılın İslami hükümleriyle yönetilmesine inanmıyor. Bu onlara yönelik bir açıklama. Diğer kesim zaten Erdoğan’a oy vermeye mecbur” şeklinde değerlendirmede bulundu.

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.