Platform, Bakan Eroğlu’nun ipliğini pazara çıkardı

Burdur Sivil Toplum Platformu Başkanı Kemal Arslan yazılı bir açıklama yaparak, geçen hafta ilimize gelerek kuruyan Burdur Gölü’nü kurtarma amacıyla “Burdur Gölü Eylem Planı” adı altında alayiş ve sitayiş içinde bir program açıklayan Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nu, yaptığı açıklar ve tutarsızlıklar dolu kaya gibi güllelerle topa tuttu. Başkan Arslan, Göl’ün kurtarmaya çalışan Eroğlu’ndan kurtarılması gerektiği gibi ironik bir eleştiri yöneltti.

GÖL TAMPON BÖLGEWSİNİ MADENCİLİĞE AÇAN BAKAN’IN KENDİSİDİR

Bakan Eroğlu’nun 5 yıl sürecek 9 maddelik Burdur Gölü Eylem Planı’nı açıklayarak, Burdur Gölü’nün kurtarıldığı müjdesini verdiğini, ancak gerçeğin hiç de öyle olmadığını, esasen Burdur Gölü’nün öncelikle Bakan Eroğlu’ndan korunması ve kurtarılması gerektiğini vurgulayan Başkan Arslan, esasen Göl’ü koruyan ve 2008 yılında kabul edilen ve Göl’ün etkin bir şekilde lorunageldiği 5 yıllık Göl Yönetim Planı’nın 3’ncü maddesinin değiştirilerek Göl Tampon Bölgesinin madencilik faaliyetlerine açılması kararını onaylayan Bakan’ın kendisi olduğunu ifade etti. Platform’un ise bu kararı mahkemeye taşıyarak yürütmesini durdurarak Göl’ü bizzat Bakan’dan korumuş olduğunu belirtti.

TEŞHİS VAR, TEDAVİ YOK!

Arslan, Eylem Planıyla ilgili dağıtılan kitapçıkta, Bakan’ın Göl suyunun çekilmesine ilişkin Platformun saptamalarını teyit ettiğini, “…Gölü besleyen nehirlerdeki su miktarının azalması, açılan kuyular sebebiyle yeraltı suyu seviyesinin düşmesi…”ni temel gerekçe olarak gösterdiğini, ancak buna yönelik bir tedbir öngörmediğini, söylemlerde tezat bulunduğunu belirtti.

GÖL’Ü BESLEYEN DAMARLAR BAKANLIK’ÇA KESİLMİŞ VE KURUMAYA MAHKÛM EDİLMİŞTİR

Burdur Gölü’nü nehirlerin değil, çaylar ve zayıf derelerin beslediğini, Bakanlığın iddia ettiği gibi bu çay ve derelerin iklimsel değişiklikler ve kuraklık nedeniyle değil, tam zıddına Bakanlık tarafından bu çay ve derelerin gölet ve barajlarla kesildiğini, böylece Göl’ü besleyen damarların bizzat Bakanlık’ça kesildiğini ve Göl’ün kurumaya mahkûm edildiğini vurgulayan Arslan, Eylem Planında bu gerçeklik görmezden gelindiğini, dolayısıyla herhangi bir tedbir önerilmediğini ileri sürdü.

Arslan açıklamasına şöyle devam etti:

SONDAJ ETKENİNE KARŞI HERHANGİ BİR TEDBİR ÖNERİSİ BULUNMAMAKTADIR           

Burdur Gölü çevresinde açılmış, çoğu da kaçak durumda ki sondaj kuyularından söz edilmekte iken Planda bir önlem öngörülmemesi, kaçak sondajların önleneceğine yönelik bir bildirimin bulunmaması manidardır. Yeraltı su kullanımını kontrol amacıyla sondajlara sayaç takma kararını bir türlü uygulamaya koymayıp öteleyen bir anlayışın, yeni önlemler alarak Burdur Gölü’nü kurtarmasını beklemek inandırıcı gelmemektedir.

BURDUR’UN SANAYİ POTANSİYELİ BÖLÜMÜ AÇIKLAMALARI TAM BİR SKANDALDIR

Burdur Gölü Eylem Planı olarak dağıtılan kitapçığın 10. Sayfasında Burdur’un “Sanayi Potansiyeli” başlığıyla yapılan açıklama tek kelimeyle “skandal” denilebilecek bir aymazlık örneğidir ki; Sayın Bakanı ciddi çalışmalar içinde görmek isteriz.

PLAN, SANKİ MADENCİYİ KURTARMA EYLEM PLANI GİBİDİR

Projenin 6. Maddesi “Taş Ocakları ve Maden Sahalarını Rehabilitasyonu” başlığıyla Burdur Gölü değil, Taş Ocağı ve Maden Sahası işleten madenci korunup-kollanmaktadır.

Tahrip ettiği doğayı rehabilite etmesi gereken madenci yerine devlet işe koşulup, madenci kurtarılmaya, ”terkedilmiş maden sahalarının rehabilitesinin devlet üzerine yıkılmanın yolları aranmaktadır ki bu yönüyle yapılanın Burdur Gölünü kurtarmak değil, “madenciyi kurtarma planı” olarak görmek gerektiğini anlıyoruz. Aksi olsaydı şayet mevcut açık maden sahaları da dahil olmak üzere denetime tabi tutulup, uygun şartları taşımayanların öncelikle faaliyetlerinin durdurulması gerekir iken devlet, arkalarından çöplerini temizlemeye kalkışmazdı!

BAKAN EROĞLU, 64. HÜKÜMET’TE BAKANLIK KOLTUĞUNU GARANTİ ETME PEŞİNDEDİR

28.8.2007 Tarihinde başladığı Bakanlık görevini 8 yılı aşkın bir süre sürdürmekte olan Sn. Veysel Eroğlu’nun şimdiye kadar elle tutulur hiçbir faaliyetini görmediğimiz Burdur Gölü için formül diye önerdiği cek’li-cak’lı söylemlerini samimi ve uygulanıp sonuç alıcı formüller olarak görmediğimizi;

  1. TC Hükümetinde Bakanlık koltuğunu koruyabilmek için aceleyle devreye sokulmuş bir malzeme olarak gördüğümüzü belirtmek isteriz.

İLİN SU MESELESİNDE VERDİĞİ SÖZLERİ 1 YILDIR YERİNE GETİRMİYOR

Yaklaşık 1 yıl önce ilimizi ziyaretinde Sn. Veysel EROĞLU, Burdur’un içme Suyunun sağlanması için söz verdiği halde 1 yıllık sürede hiçbir iş ve işlem yaptırmadığı halde 13.11.2015 günü Burdur Belediyesini ziyaretinde Burdurun su ihtiyacını gidereceği sözünü vermesi, Burdur kamuoyunda ti’ye alınmayan muhabbet malzemesi olarak görüldüğünü belirtmek isteriz.

Tüm bu yönleriyle ele aldığımızda, 8 yıldır aynı Bakanlık koltuğunda oturan ve bu sürede Burdur için kayda değer bir iş yapmamış Veysel Eroğlu’nu Burdur için bir şeyler yapacağını beklemek inandırıcı değildir.

KÖPRÜLERİN BAKIMI, BAKANLIĞIN ASLİ GÖREVİDİR; BAŞIMIZA KAKIP DURMANIZ YERSİZ!

Burdur’da ki 30 civarındaki köprünün bakımı için gönderilen paranın Burdur’a yatırım olduğunu söylemenizi, evinin çatısını tamir ettiren ev sahibinin kiracılarının başına kakmasına benzetiyor ve kabul edilir bulmuyoruz Sayın Bakan. Zira dereler üzerindeki köprüler devletin malı olup, bunların bakım ve tamiratları da devletin asli görevidir. Bunu yapmış bir Bakanlığın ekstra bir çaba harcamış olduğundan söz etmek mümkün değildir.

BOŞ VAATLERİNİZİ SESSİZCE DİNLEYİP DURMAMIZ, MİSAFİRPERVERLİĞİMİZDENDİR

8 yıldır vaatlerinizi sessizce dinlemiş olmamız, Burdur’un aydın insanlarının misafirperverliklerinin gereği olarak tezahür etmiş bir olgunluktandır, ancak sizleri de bu gerçeği bilerek bizlere hitap etmenizi bekler, ilimize duyduğunuz yakınlığa teşekkür eder, sizleri her daim misafir etmekten onur duyacağımızın bilinmesini isteriz.

 

Bu Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.